Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4874 E. 2020/1072 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4874 Esas
KARAR NO : 2020/1072
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2017
NUMARASI : 2016/480 E. – 2017/451 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın … Gebze Şantiyesinde kapı montaj işlemlerini yaptığını, bu montaj işlemleri esnasında yapıştırıcı olarak … markalı yapıştırıcıyı kullandığını, davalıların da bu yapıştırıcının üretici ve dağıtıcı firmaları olduğunu, şantiyede toplam 3.681 adet kapı montajı yapıldığını ve yapıştırıcıdan kaynaklı sıkıntılardan dolayı 2.000 adet kapının montajının yeniden yapılması gerektiğini, nedeninin de … markalı yapıştırıcının bozuk olmasından kaynaklandığını, üretici, dağıtıcı ve satıcı firmalarla görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/107 D.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, yapılan tespitte yapıştırıcının yapışmadığını, bu nedenle kapıların sökülerek yeniden teraziye alınması gerektiğini ve köpüklenerek yeniden montajlarının yapılması gerektiğini, montaj işçiliğinin 10TL olduğunu ve toplam 2000 kapıda müvekkili firmanın 20.000TL zararının olduğunun tespit edildiğini, müvekkili firmanın tespit sonrası ihtar yolu ile durumu taraflara bildirdiğini ve zararının tahsili gayesiyle icra takibi başlattıklarını Gebze ….İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına yapılan itirazlar ile takibin durduğunu, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların kötüniyetli ve haksız itirazları nedeni ile %20 inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir. Davalı …. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; …. markalı köpük yapıştırıcının müvekkili şirketin kendi üretimi olduğunu, çok satılan ve iş bu davaya konu olan olaya kadar yapıştırıcıya kullanan müşteriler hakkında hiçbir şikayet gelmeyen bir ürün olduğunu, işi yapan ustanın işini teknik ayrıntılara ve işin gerektirdiği özen yükümlülüğüne uygun hareket etmeden, bilinçsizce yaptığı takdirde malzemeden ve ortaya çıkan işten verim alınmasının mümkün olmadığını, müvekkili firmanın davacıya 900 adet köpük yapıştırıcı sattığını ve bu yapıştırıcıyla şantiyede 3681 adet kapı montajı yapıldığını, bu 3681 adet kapının bahse konu olan 2000 adedinin montajında sorun olup 1681 adedinde sorun görülmemesindeki sorunun yapıştırıcıdan değil montajlamadaki işçilik farkından kaynaklandığını, Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/107 D.İş sayılı tespit dosyasında yer alan bilirkişinin mobilya bilirkişisi olduğunu, sadece yapıştırıcının yapışmaması sebebiyle kapıların hatalı olduğunu tespit ettiğini, ancak uzmanlık alanı olmaması sebebiyle yapıştırıcının neden yapışmadığı konusunda tespit yapmamış olduğunu, sonuca varabilmek için teknik bilirkişi tarafından inceleme yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …-… duruşmadaki beyanında özetle; davacı şirket ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, söz konusu malları kendisinin satmadığını, malları … (…) aldığını, husumet itirazı olduğunu, davacı şirketin … ile ticari ilişkileri bozulmasın diye onlara değil kendisine dava açtığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davalının sorumluluğuna gidilebilmesi için TBK’ nın 219. Maddesinde yazılı nedenlerden biri ile davalının satmış olduğu ürünlerin ayıplı olduğunu tam olarak belirlenmesi ve davacının bu ayıp nedeni ile zarara uğramış olması gerekmektedir. Davacının zararının mevcut olduğu tüm raporlar ile sabit ise de, davalının sorumluluğunu gerektirecek kesin bir delil mevcut olmayıp ihtimal üzerinden sorumlu tutulan bir davalı mevcut olduğundan ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmesi , davacı icra takibinde kötü niyetli bulunmadığından da kötü niyet tazminatına mahkum edilmemesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Müvekkilinin 3681 adet kapı montajı yaptığını, yapıştırıcıdan kaynaklanan sıkıntı nedeni ile 2000adet kapının montajının yeniden yapıldığını, nedeninin …. markalı yapıştırıcının bozuk olması olduğunu, üretici dağıtıcı ve satıcı firmalar ile görüşmelerde ilgililerin şantiyeye geldiği ve yapışmadan kaynaklı bir sıkıntı olduğunu gördüklerini, montaj işlemleri devam ederken Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/107 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte bilirkişinin “yapıştırıcının yapışmadığını, kapıların sökülerek yeniden teraziye alınması gerektiği ve köpüklenerek yeniden montajının yapılmasının gerektiğini, toplam zararın 20.000TL olduğunu” tespit ettiğini, dosyada 4 bilirkişi raporu olduğunu, 3 raporda da müvekkilinin zararı olduğunun açık olduğunun belirtildiğini, 06.12.2012 Tarihli raporda 21.08.2015 tarihli üçlü mobilya bilirkişisi raporunda zararın tespit edildiğini, son alınan 02.12.2016 tarihli raporda ise; “taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu sorunlu montajların imalatçı firma yetkililerince de yerinde incelendiği, satış zincirinde ürünlerin uygun sıcaklıkta tutulmamış olabileceği kabul edilmiş olduğu, 350 ürünün bedelsiz teklif edilmesinin davacının zarara uğradığını gösterdiğini” belirtildiği, TBK 217 ve 219 md gereğince zararın giderilmesi gerektiğini, ürünlerin üretici firması ….’nin ise bölge satıcısı olduğunu, pasif husumet yönünden davanın reddi kararını da kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, konut inşaatında kullanmak üzere satın aldığı … markalı yapıştırıcı ürünlerin kısmen ayıplı olduğunu, davalılardan ….. ŞTİ’nin üretici, diğer davalının ise bölge bayi olarak zarardan sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de; delil tespit dosyasındaki raporda ve görevsiz mahkemece alınan bilirkişi raporlarında davacının zararının hatalı üründen mi kullanım hatasından mı kaynaklandığı hususunda hiçbir görüş belirtilmediği, son bilirkişi heyeti raporunda ise; zararın yapıştırıcıdan kaynaklanabileceği gibi ürünün uygun ortamda tutulmaması veya su almasından yahut hatalı uygulamadan kaynaklanabileceğinin ancak zamanında ürün numunesi alınarak inceleme yapılmadığından bu süreçte asıl sebebin ne olduğunun tespitinin mümkün olmadığının açık ve net şekilde belirtildiği, bu durumda zararın ürünün ayıplı olmasından kaynaklandığının ispatlanamadığı dikkate alındığında davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.