Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4872 E. 2019/820 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4872 Esas
KARAR NO : 2019/820
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2016/233 E. – 2017/412 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında bayilikten ötürü uzun yıllara dayanan ticari ve hukuksal ilişkinin mevcut olduğunu, davalı borçlarını mahsup etmeden alacaklarını kat ihtarnamesiyle talep ettiği iddiasına dayanarak cebri icrayla tahsile giriştiğini, cebren tahsiline başlanan anaparayla faiz tutarlarıysa hesap mutabakatı yapılmaksızın ancak yargılama neticesinde belirlenebileceğini, borçlarını mahsup etmeden sadece alacakların cebren tahsilatına başlanması sonucu ağır maddi ve manevi kayıplara uğranıldığını, icra takibi yasaların hükümlerine uygun olarak açılmadığını ve devam ettirilmediğini, hesabın davalı tarafından kat edildiği iddia edildiği tarih itibarıyla karşılıklı alacak ve borçların kalem kalem tespit edilerek varsa kalan alacak bakiyelerinin talep edilebilmesi amacıyla iş bu tespitle birlikte, varsa doğmuş ve doğacak zararlarının izalesi için de talepte bulunmak zorunda kalındığını, gider, harç ve masraflarını ödedikten sonra dava dilekçelerini sunacaklarını beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dava dilekçesinde açık bir şekilde talep kısmının açıklanmamasının HMK 119/1-ğ hükmüne aykırı olduğunu, dava dilekçesinin bu haliyle kabulünün mümkün olmadığını, davacının talebinin ne olduğu anlaşılamamakla birlikte müvekkili şirkete karşı herhangi bir alacak vb. dava hakkının da bulunmadığını bildirerek usule aykırı ve esastan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.05.2017 tarihli 2016/233 E. – 2017/412 K. sayılı kararıyla; 14.12.2016 tarihli celsede davacı vekiline HMK’nın 119.maddesi uyarınca dava dilekçesindeki eksikliklerin ve dava harcının ikmali için 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekiline meşruhatlı davetiyenin 16.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 haftalık sürede eksikliklerin giderilmediği ve bu nedenle davacı vekilinin ıslah talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle, HMK’nın 119 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar vermiştir. Davacılar vekilinin gerekçeli karar tebliğinden önce ibraz ettiği, 07.06.2017 tarihli (süre tutum talepli) istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın tebliğini müteakip istinaf gerekçelerini sunacaklarını yurt dışında olup tebligatlara vakıf olamadığını, yazılı ıslah talebinin yargılama da gözardı edildiğini, sözlü talebinin zapta geçirilmediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekiline gerekçeli karar tebliğ edilmiş, başka istinaf dilekçesi sunmamıştır.Davacı vekilinin 24.05.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, Davayı ıslah ettiklerini, ıslah harcının hesaplanarak Uyap’a kaydına süre verilerek yani dava dilekçesi sunmak istediklerini, teminat satışlarının haksız olarak yapıldığını, fazlasıyla borçların ödendiğini, tespit gerektiğini, tedbiren cebir icrasının teminatsız (Adana …İcra Dairesi … E.) durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunduğunu, hesabın davalı tarafça kat edildiği iddia edilen tarih itibariyle alacak ve borçların kalem kalem tespitini istediği, ilk derece mahkemesinin HMK 119.madde gereğince dava dilekçesindeki eksiklerin tamamlanması ve noksan harcın yatırılması için davacı vekiline muhtıra tebliğ ettiği, verilen 1 haftalık sürede eksikliklerin giderilmediği, davacı vekilinin 24/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, davanın HMK 180.maddeye uygun olarak ıslah edildiğini beyan ettiyse de, ıslah edilen davanın ne olduğunu açıklamadığı, mahkemenin davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin davasını tespit davası olarak açtığı, tespit davalarının HMK 106.maddede düzenlendiği, HMK 106/2 maddesinde tespit davası açanın, dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiği, dava dilekçesinde HMK 119.maddede düzenlenen “dava konusunun değeri, davacının dayandığı maddi vakaların özeti, her bir vakanın hangi delille ispatlanacağı, hukuki sebepler, açık bir şekilde talep sonucunun” bulunmadığı, “dava değerinin” açıklanmadığı, esasen HMK 119/2-d,e,f,g bentlerinde açıklanan bu eksikliklerin, sonradan tamamlatılamayacağı, buna rağmen mahkemenin davacı vekiline kesin süre verdiği ve kesin sürede de eksikliklerin tamamlanmadığı, usulüne uygun dilekçe ibrazının dava şartı olduğu, davacının hukuki yararının bulunduğunun ispatlanamadığı sonradan verilen ıslah dilekçesininde usulüne uygun olmadığı, davanın HMK 180.madde gereğince tamamen ıslah edildiği beyan edilmişse de, kesin süreden sonra dilekçe sunulduğu, sunulan dilekçenin yine aynı eksiklikleri taşıdığı anlaşılmakla mahkemenin dava şartı yokluğundan usulden red kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/04/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.