Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4860 E. 2020/1206 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4860 Esas
KARAR NO: 2020/1206 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI: 2014/1400 E. – 2017/357 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında konusu patlayıcı madde satışı olan ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalıya satılıp teslim olunan patlayıcı maddelerin, davalı tarafça teslim alınıp, inşaatlarında kullanıldığını, ancak 16.07.2014 tarihinden itibaren yollanan faturaların, mutabık kalınan birim fiyatlardan farklı olduğu gerekçesiyle ve kendilerince doğru fiyat farkı faturaları da düzenleyerek iade edilmeye başlandığını, müvekkili tarafından da süresinde ve noter kanalıyla itirazda bulunulduğunu ve ödemeninde ihtar edildiğini, ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davalı tarafça 28.10.2014 tarihinde ihtirazi kayıt koyarak borcun 50.629,27 TL’si ödenip, haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı yanın faturaların … A.Ş. Tarafından kesilmesi gerektiği yönündeki itirazının yersiz olup, müvekkili şirketin adı geçen şirketin bayisi olduğunu, davalının da ürünleri müvekkilinden satın aldığını, patlayıcı ürünlere ilişkin özel prosedür gereğince buna dair tanzim olunan belgelerde de bu durumun belli olduğunu, kaldı ki davalının daha önce ödemelerde yaptığını beyanla itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından yapımı üstlenilen tünel inşaatında kullanılmak üzere … A.Ş.’den patlayıcı madde satın alındığını, fiyat teklifinde mutabık kalınıp, bu birim fiyatlar üzerinden çalışılmaya karar verildiğini, …’ın patlayıcı maddeler için vekalet çıkartılması hususunda bildirdiği isimlere istinaden ve bildirilen isimlere vekalet çıkartıldığını, bu kişilere müvekkili şirket tarafından yapılan patlayıcı madde ihtiyacı taleplerinin …’ın yönlendirmesiyle daha sonra anlaşılacağı üzere davacıdan temin edilerek müvekkili şirkete verildiğini, müvekkilinin bu hususta bir seçim iradesinin bulunmadığını, davacının teklif sunulan dönemde müvekkiline sunduğu teklifin benimsenmeyip …’ın verdiği teklifteki fiyatlarla çalışıldığını, ayrıca davacı ile bu şirket arasında bir bayilik ilişkisininde bulunmadığını, bu hususun dava dışı … tarafından gönderilen ihtarnamede de, …’nun müvekkili şirket ürünlerini satması haricinde iki şirket arasında bir ilişki bulunmadığı beyanıyla ifade edildiğini, davacının müvekkilinin … ile anlaşılan birim fiyat üzerini aşan tutarı iade faturalar olarak davacı yana iade ettiğini, müvekkili tarafından kayıtlara alınan faturalarında ihtirazi kayıtla ödendiğini, …’ın teklif ettiği fiyat üzerinden anlaşmayı teyid eden yazışma ve görüşmeler mevcut iken ödeme aşamasında davacı üzerinden verilen fiyatların arttırılmaya çalışılması ve ödeme koşullarının değiştirilmeye çalışılmasının iyiniyet kurallarına ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin muhatabının … olduğunu, aralarında cari hesaplaşma bulunduğunu, bu nedenle faturalarında … tarafından kesilmesi gerektiğinin davacı yana ihtar edildiğini, davacı ile sözleşmesel bir ilişkinin bulunmadığını, faturaların ticari ilişkinin varlığı bakımından tek başına yeterli olmadığını, faturalara da süresinde itiraz edilip, defterlere de işlenmediğini, icra inkar tazminatı isteminin de haksız ve yersiz olduğunu beyanla davanın reddine ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli 2014/1400 Esas- 2017/357 Karar sayılı kararıyla; “davacı tarafça davalı yana peyderpey sevk ve teslim olunan patlayıcı madde niteliğindeki malların, davalı tarafça da teslim alınıp, tümünün kullanıldığının sabit olduğu, dava dışı … şirketinin bizzat davalı tarafça sunulan ihtarnamesinde yer verdiği beyanları kapsamında; davalı şirket ile aralarında bir sözleşme yapılmadığı, alım-satım ve nakliye işlemi gerçekleştirilmediği, davalı adına fatura ve irsaliye tanzim etmediği, mail yazışmalarının bir sözleşme kurulduğu yönünde değerlendirilemeyeceğine dair beyanlar ile mail görüşmelerinin ihtarname tarihinden bile bir yıl önce yapılıp sonuçsuz kaldığı şeklindeki ifadeler ile, ürünlerin tümünün davalı tarafça teslim alınması ve yine tümünün kullanılmış olması, bir kısım ödemenin gerçekleştirilmesi karşısında bu yöne ilişkin itirazların yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, ticari ilişkiye konu malın niteliği, döviz endeksli ve kısmen ithalat karışımlı ürünler olması karşısında, zaman içerisinde ürün fiyatlarında değişimin olması normal ve kaçınılmaz olup, bu yöndeki değişimin piyasa koşulları içerisinde ve makul seviyede kaldığı, bilirkişi rapor ve ek raporu ile de açıkça tespit edildiği, taraflar arasında bir sabit fiyat ya da birim fiyat kararlaştırmasınında da söz konusu olmadığının anlaşıldığı, davalı yanın, fiyat farkı bulunan ürünleri de tümüyle teslim aldığı ve sarf etmek suretiyle kullandığı, davalı-borçlu itirazının haksız olduğu, alacağın likit-itirazın haksız olduğu” gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptalı ile takibin 44.154,14-TL’ye takipten itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminat tutarı 8.830,83-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki yada ticari ilişki iradesi bulunmadığını, … San. A.Ş. İle birim fiyat üzerinden patlayıcı madde temin etmek üzere anlaştıklarını, … tarafından müvekkili şirkete bir fiyat teklifi gönderildiğini ve tarafların bu teklife sadık kaldığını, müvekkiline e-posta yoluyla sözleşme taslağı gönderildiğini ve yazışmalar sonunda sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde anlaşmaya varıldığını, davacı şirketin … tarafından müvekkiline gönderilen nakliyeci-güvenlikçi isimlerinin yer aldığı listedeki kişilerin bir kısmının davacı şirkette çalıştığı ve bunun ticari ilişkiyi ispatladığı iddia edilmişse de; bunun doğru olmadığını, müvekkilinin patlayıcı ihtiyaçlarının bir kısmının … yönlendirmesiyle daha sonradan anlaşıldığı üzere davacı şirketten temin edilerek müvekkiline verildiğini, müvekkilinin kabul ettiği teklifin …’ın teklifi olduğunu, -davacı şirket ile … arasında bayilik sözleşmesi bulunmadığını, -icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin itiraz süresi içerisinde faturadaki fazla ücret kısmına itiraz ettiğini ve kayıtlarına alınmadığını, 18/08/2014 tarihinde ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığını, kendisine anlaşmanın üzerinde birim fiyat uygulanmasının ve 94.738,41 TL takip başlatılmasının hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,-taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından esas alacağa avans faizi işletilmesinin yerinde olmadığını, -alacağın likit olduğu gerekçesiyle inkar tazminatına hükmedilmesinin de yerinde olmadığını, davacının faturaları keserek takibi başlatmaya yetkili kişi olmadığını,-raporun gerekçeye tek dayanak olarak alınmasının doğru olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davacının, 05.08.2014 tarihli hesap ekstresine dayalı fatura alacağı dayanak gösterilerek 94.783,41 TL alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının 29/08/2014 tarihinde ödeme emri tebliği üzerine, süresinde 03.09.2014 tarihli borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Mahkemenin 05/11/2015 tarihli ara kararıyla; taraf vekillerine bilirkişi inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verildiği, duruşmada hazır bulunmayan davalı vekiline muhtıra tebliğ edildiği, davalı vekilinin inceleme günü yevmiye defterinin kapanış tasdikinde yevmiye numarası yazılmasına rağmen tarihin sehven unutulması nedeniyle, sonradan Noter tasdikli suretini sunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 30/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dosyaya yansıyan belgeler ve faturalar üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında alım satım ilişkisi bulunduğu, … ile yapılan mail görüşmelerinin teyide muhtaç olduğu, maillerde fiyatların ne olacağı ve ne şekilde artacağına dair bir bilginin bulunmadığı, ürünlerin ilk enden itibaren davalı firmaya davacı tarafından sevk edildiği ve teslim edildiği, faturalarının da hep davacı tarafından tanzim edildiği, bu durumun ticari defter ve kayıtlarıyla ve resmi izin belgeleriyle sabit olduğu, taraflar arasında yazısız da olsa ticari satım sözleşmesi akdedildiği, davalı ile davacı arasında fiyatı sabit kılacak bir taahhüt bulunmadığı, davacı tarafın davalıya satmak suretiyle patlayıcı maddeleri teslim ettiği ve davalının da malları satın alarak kullandığı, davalının davacıdan satın aldığı ürünlere (hele hele döviz bazlı ve ithal karışımlı ürünler ise) gün geçtikçe fiyat farkı yansıtılarak satın aldığının beklenebilir olduğu, ilk birim fiyatlarından çok da farklı birim fiyat yansıtılmadığının görüldüğünü, takipte borç miktarının 94.783,41 TL talep edildiğini, borcun hesap ekstresine dayalı alacak olduğunu, davalının kısmen itiraz ederek 50.629,27 TL takip tarihi olan 18/08/2014 tarihinde borçlu tarafından davacının hesabına yatırıldığını, davalının fiyatlarını kabul etmediği ürünleri iade etmeyerek ve resmi mercilerden tevdii mahalli istemek yerine kullanmayı tercih ettiği, icra dosyasına konu 44.154,14 TL’lik kısma itiraz ettiği, itirazın haklı görülemeyeceği beyan edilmiştir.01/03/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının itiraz görmeyen ürün teslimatları, taşıma belgeleri ve defterlere işlenen ilk faturalardan, davacı ile bir sözleşme ilişkisi içerisinde bulunduğu, davalının ticari faaliyetlerinde sarf ederek satın alma işlemi gerçekleştirdiği ürünlerin nereden geldiğini bilmemesinin mümkün bulunmadığını, dosyadaki ihtarnamelerden …’ın da hiçbir zaman davalı ile sözleşme yaptığını kabul etmediğini, …’ın sipariş kayıtları, alım-satım, nakliye işlemlerini gerçekleştirmediğini, fatura ve irsaliyeler tanzim etmediğini, kök rapordaki görüşlerini tekrar ettiklerini beyan etmiştir.Dosyaya sunulan sözleşme taslaklarında davalı şirket ile … yetkilisinin imzalarının bulunmadığı gibi davalı şirketin de sözleşmelerde taraf gösterilmediği görülmüştür.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davada; ilk derece mahkemesince, davalının davacı tarafça gönderilen ve fiyat farkı bulunan patlayıcı malzemeleri teslim alarak sarffettiğini, davalı-borçlu itirazının haksız olduğu, alacağın likit-itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili icra dosyasında ve yargılama sırasında; taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, … şirketi ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, dava dışı şirketin davacıdan ürünleri temin edip gönderdiğini sonradan öğrendiğini ve faturaların fazla kısımlarına itiraz ederek kayıtlarına işlemediğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş ancak bilirkişi teslim tutanağından bankacı bilirkişiden rapor alındığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenip incelenmediğinin rapor içeriğinden anlaşılamadığı, bilirkişi raporunda dosyaya yansıyan belgeler ve faturalar üzerinde inceleme yapıldığının açıklandığı görülmüştür. Davaya konu ilamsız icra takibinin 05.08.2014 tarihli hesap ekstresine dayalı fatura alacağına dayandırıldığı, ihtilafa konu fatura örneklerinin dosyaya sunulduğu ancak taraflar arasındaki ihtilafa konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığının, ihtilaf konusu faturalardan önceki faturaların da davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediği, davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının incelenmediği, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının bilirkişi raporundan anlaşılamadığı, ilk derece mahkemesince yetersiz bilirkişi raporu ile karar verildiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli 2014/1400 Esas – 2017/357 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 25,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 110,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/07/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.