Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4851 E. 2020/1065 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4851 Esas
KARAR NO : 2020/1065
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2017
NUMARASI : 2015/427 E. – 2017/59 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten sac maddesi satın aldığını, alınan bu sacların ayıplı çıkması üzerine bunun İstanbul 14.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/152 D.iş sayılı dosyası tespit ettirildiğini, ayıplı sac satın alınması nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını bu nedenle ayıplı mal bedeli olan 10.738,00 TL ‘nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı yana satılan malzemenin ikinci kalite olduğunu ancak ikinci kalite sacda bulunması gereken bir kalitenin satılan üründe de olduğunu bu nedenle ayıplı olmadığını, muayene ve ihbar yükümlülüklerine uyulmadığı için varsa ayıba bağlı hakların da kullanılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacının ayıplı mal satışını delil tespiti ile öğrendiği ve süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilmiştir. Davacı davalıdan satın aldığı malzeme ile siparişlere göre şekil vererek piyasaya satmaktadır. Davalı tarafından düzenlenen faturaya göre 21.260 kg DKP sac 1,40 TL birim fiyat üzerinden satın alınmıştır. Bilirkişi raporuna göre davacının satın aldığı ikinci kalite sac malzeme arasında saklanan tamamen hurda vasfındaki malzemenin bedeli de diğer malzemelerin birim fiyatı üzerinden ödendiğinden hurda niteliğindeki sacların davalıya iadesi ile ayıplı sacların bedeline tekabül eden 7678,50 TL nin davalıdan tahsiline” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Mahkemenin gerekçedeki tespitinin dosya ile çeliştiğini, mahkemenin noter ihbarını kabul etmeyerek delil tespiti ile ayıbın öğrenildiğini varsayarak ihbarın süresinde olduğunu kabul ettiği ancak ihbarın süresinde olmadığını, 10.06.2016 tarihli raporda ihbarın süresinde olmadığının belirtildiğini, iddia konusu ayıbın tek bakışta görülebilen ayıplar olup gizli ayıp olmadığını, muayene yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmediğini, malzemenin 2.kalite olduğunun ispatlandığını, her iki raporda davacının ikinci kalite mal satıldığını bildiğinin belirtildiğini, davacının iddiasına konu malzemelerin davalının sattığı malzeme olup olmadığının ispatlanamadığını, davacının başka yerlerden de mal aldığını, ayıplı olduğu iddia edilen malzeme miktarının ve nevinin çelişkili olduğunu, ihtarnamede malzemenin 3250kg’lık kısmının ayıplı olduğunun bildirildiğini, davacının bu beyanı ile bağlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, taraflar arası satış sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiası ile ayıplı kısmın bedelinin iadesi istemine ilişkin olarak açılmıştır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre ticari satışlarda; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.”6098 Sayılı TBK’nun 223.maddesinin 2.fıkrasında ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” 6098 Sayılı TBK’nun 225. maddesinde “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda; davalı taraf, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu ürünlerin ikinci kalite malzeme olduğunu ve bunun davacı yanca bilindiğini, ihbarın süresinde olmadığını, davaya konu ürünlerin satıma konu faturalarda yer alan ürün olup olmadığının belirli olmadığını ileri sürmüştür. Davalı yanca keşide edilen 03.08.2014 faturada 21.260 kg “…” açıklaması mevcut olup ürünlerin ikinci el olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Tüm bilirkişi raporlarında malzemelerin ikinci kalite değil, hurda niteliğinde olduğu görüşüne yer verilmiştir. Bununla birlikte bilirkişi heyeti raporunda; rulodan bölündüğü için bazı parçalarda bulunmamakla birlikte sacların üzerinde CR-KIK ibareleri olduğu ve davalı tanığının ifadesine göre bu ibarenin küçük ikinci kalite olarak tanımlandığı, davalı yanca gönderilen DKP sac ürünlerin arasına ikinci el değil hurda malların yerleştirilerek gönderilmiş olduğu, hurda mallar saçların aralarında bulunduğundan kolaylıkla tespit edilemeyeceği, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirtildiği, ilk bilirkişi raporunda da ürünlerdeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunun yer aldığı, TBK 225.maddesi gereğince sac satım işi yapan davalının satıcılığı meslek edinmiş kişi ve davaya ve satıma konu üründeki bu nitelikteki ayıbı bilmesi gereken kişi olarak ayıbın kendisine süresinde bildirilmediği yani ayıp ihbar süresine uyulmadığı yönündeki savunması ile sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağı, son heyet raporunda ürün miktarının kg olarak net şekilde hesaplandığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 524,51 TL harçtan, peşin alınan 132,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 392,51 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 55,20 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.