Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4850 E. 2020/1183 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4850 Esas
KARAR NO: 2020/1183
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2017
NUMARASI: 2017/293 2017/603
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya hurda satışı yaptığını, istenen kalitede olmadığı gerekçesiyle davalı tarafından 95.000 USD’nin tahsili için tahkime başvurulduğunu, davalının talebinin reddedildiğini ve müvekkiline 24.450,05 İsviçre Frangı ödemesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek 13/01/2015 tarihli İsviçre Dairelerinin Tahkim Kurumunun kararının tenfizine, bu tutarın kararın verildiği tarihten itibaren işlemiş faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen tahkim şartı hükümlerine göre Zürih’de taraflarca belirlenen kuralları çerçevesinde tahkim yargılaması yapıldığı, kararın Türk kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olmadığı, dava konusunun tahkime tabi olduğu, savunma hakkının kısıtlanmadığı, kararın usulüne uygun olarak kesinleştiği tenfizinin mümkün olduğu gerekçeleriyle hakem kararının tenfizine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; tarafların uygulanacak hukuk olarak İsviçre maddi hukukunu seçtiklerini, İsviçre maddi hukukunda yabancılık içeren satış sözleşmelerine, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasının (CISG) uygulandığı ve bu kanunun İsviçre Hukukunun bir parçası olduğunun belirtildiği, hakemin ise uygulanacak hukuk kendisi belirleyip uluslararası hukuka ve İsviçre Hukukuna aykırı karar verdiğini, müvekkilinin savunma haklarının kısıtlandığını, hakemin, müvekkilinin sunduğu 12/11/2014 tarihli dilekçeyi hukuki dayanaktan yoksun olarak reddettiğini, hakemin karşı tarafın savunmasına ilişkin olarak müvekkilinin 12/11/2014 tarihinde dilekçe ibraz ettiğini, ancak hakemin dilekçeyi süresinde almadığı ve Intergate’nin bu savunma dilekçesinde ileri sürdüğü iddialardan vazgeçtiği gerekçesiyle tamamen hukuksuz olarak reddettiğini, oysa müvekkilinin bu dilekçede taraflar arasındaki mutabakat ile 160.000 USD tazminat alacağından sadece 65.000 USD’lik kısmın ödendiğine ve ödemeyi Intergate adına kabul eden Metkim şirketinin, karşı tarafın Türkiye acentesi olduğunu ve onun adına hareket ettiğinin ispatına ilişkin belgeleri sunduklarını, karşı tarafın aslında borçlu olduğunu kabul ederek iki taksiti de ödediğini, kalan kısmı ödemediğinden müvekkilince tahkime başvurulduğunu, hakemin karşı tarafın iki taksidi ödemesini gözardı ettiğini, adil olmayan bir karar verdiğini, hakemin yanlı karar verdiğini, hakemin ayrıca nihai kararda reddettiği savunma dilekçesini hükme esas aldığını, savunma hakkını ortadan kaldıran hükümlerin kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, tenfiz kararının hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. İsviçre Dairelerinin Tahkim Kurumu’nun 13/01/2015 tarihli 600378-2014 dava nosu olan kesin kararın incelenmesinde, davacının … A.Ş, davalının ise … olduğu, davacının kendisine davalı tarafça teslim edilen çelik hurdanın mutabık kalınan kalitede olmadığını, tarafların mutabakata vardığı, davalının davacıya 160.000 USD ödediğini kabul ettiğini, 65.000 USD’nin ödendiğini, 95.000 USD’nin ödenmediğini belirterek bu tutarın ödenmesini istediği, hakemin davacının taleplerini reddettiği, davacının davalıya, davalının tahkim süresince hukuki temsil nedeniyle maruz kaldığı maliyetleri konusunda tazminat olarak 24.405,05 İsviçre Frangı ödenmesine karar verildiği, davacının kararın düzeltilmesi talebinin de 02/02/2015’te reddedildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde tahkimin kararlaştırıldığı, tek hakemli Zürih’de yapılacağının ve İsviçre maddi hukukunun geçerli olduğunun hükme bağlandığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, Hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. Eldeki davanın davalısı … A.Ş, eldeki davanın davacısı ise … aleyhine İsviçre Daireleri Tahkim Kurumu’nda açtığı davanın yargılaması sonunda taleplerinin reddedildiği ve … A.Ş’nin …’ye tahkim süresince hukuki temsil nedeniyle maruz kaldığı maliyetler konusunda tazminat olarak 24.405,05 İsviçre frangı ödemesine karar verilmiş olup davacı taraf hakem kararındaki bu hükmün infazını istemektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde, 3.maddede tahkim hususunun düzenlendiği, uyuşmazlığın tahkimle çözüleceğinin, tahkimin Zurih’te yapılacağı ve İsviçre maddi hukukunun geçerli olduğunun kabul edildiği görülmüştür. Ayrıca tahkim sürecinde Zurih’te taraflarca belirlenen kurallar çerçevesinde tahkim yargılamasının yapıldığı, tarafların savunma hakkına uyulduğu, hakem kararında Türk kamu düzenine, genel ahlaka aykırı bir yön bulunmadığı, kararın usulüne uygun bir şekilde kesinleştiği, kararın MÖHUK uyarınca tenfizinin kabil olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca karar düzeltme talebinin de reddedilerek kararın 02/02/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davalı taraf her ne kadar istinaf dilekçesinde savunma haklarının kısıtlandığını, Hakemin, müvekkilinin sunduğu 12/11/2014 tarihli dilekçeyi reddettiğini, müvekkilinin bu dilekçesinde yapılan mutabakat ile 160.000,00 USD tazminat alacağından sadece 65.000,00 USD’lik kısmının ödendiğini ve ödemeyi … şirketinin yaptığı ve bu şirketin karşı tarafın Türkiye acentesi olduğu ve onun adına hareket ettiğine dair belgeleri sunduğunu ileri sürmüş ise de, Hakem kararının dairemizce yapılan incelemesinde bu delillerin değerlendirildiği, tartışıldığı ve bir sonuca varıldığı görülmüştür. Yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.219,32 TL harçtan, peşin alınan 1.305,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.913,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/07/2020