Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4813 E. 2019/114 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4813 Esas
KARAR NO : 2019/114
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2017
NUMARASI : 2014/1375 2017/57
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Yalova şubesinde vadesiz mevduat hesabı bulunduğunu, parasını bu hesapta değerlendirdiğini, değişik zamanlarda hesabına para yatırdığını, 2001-2004 yılları arasında müvekkilinin bankadan 5 defa para çektiğini, yine bu sürede banka tarafından davacıya çeşitli hazine bonosu dekontları verdiğini, müvekkilinin bu dekontların gerçekliğine itimat ettiğini, başka mevduat sahiplerinin hesaplarında hata bulunduğunu iddia etmeleri üzerine inceleme başlatıldığını ve hazırlık soruşturması sırasında davacının hesabından da izinsiz işlemler yapıldığının 27/03/2014 tarihinde ortaya çıktığını, müvekkiline 02/04/2014 tarihinde parasının ödeneceğinin söylendiği, ancak aradan geçen zamana rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın eski personeli ve davacının gelini olan …’ın usulsüz işlemleri nedeniyle İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılıdığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilince hazine bonosu verilmediğini, ayrıca davacının hesaplarından önemli bir miktarın oğlu …’e gönderildiğinin anlaşıldığını, davacının işlemlerden haberdar olduğunun anlaşıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının tacir olmadığı, davanın 6502 Sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra açıldığı, işlemin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; dava konusu işlemlerin 6502 Sayılı yasanın yürürlüğünden önceki 04/04/2014 ve 09/04/2014 tarihinde yapıldığını, 6502 Sayılı yasanın geçiş hükümleri başlıklı geçici 1.maddesinin 2.fıkrasında bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tüketici işlemlerinden o tarihte hangi kanun yürürlükte ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağını, Yargıtay 11.HD’nin çeşitli ilamlarında bankacılık işlemlerinin tüketici işlemi olarak sayılmadığını, dolayısıyla davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davalının istinaf talebinin reddini istemiştir.
Davaya dayanak yapılan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalı banka aleyhine 2.055.405,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.107.015,00 TL alacağın tahsili için 01/07/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
İşbu davanın 11/11/2014 tarihinde açıldığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, vadesiz mevduat hesabı sahibidir. Davacı taraf, tasarruflarını davalı bankadaki vadesiz mevduat hesanda değerlendirdiğini ancak yapılan usulsüz işlemler nedeniyle hesabından başka hesaplara para aktarıldığını iddia etmiştir. Dava, 6502 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Davacının tacir olduğu iddia edilmemiştir. Bir başka ifadeyle davacı tüketici sayılan kişilerdendir. Yargıtay 11.HD’nin 2016/6864 Esas, 2016/7950 Karar sayılı ve 2016/2247 Esas, 2017/1166 Karar sayılı ilamları gözetildiğinde, eldeki davaya bakma görevi tüketici mahkemesinin görev dahilindedir. Mahkemece, açıklanan bu yönler gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/01/2019