Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4800 E. 2020/1070 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4800 Esas
KARAR NO : 2020/1070
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2016
NUMARASI : 2016/228 E. – 2016/1232 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 42.700 TL ve 12.000-TL bedelli bonoların kambiyo vasfını taşımadığını, bonolardan birinin teminat bonosu olduğunu, diğerinin de unsurlarında tahrifat yapıldığını, her iki bonoda da borç kısımlarının anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ancak icra tehdidi altında bono bedellerini ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek 83.598,84-TL’nin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatını talep etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmuş, takibe konu bonolardan birinin teminat vasfı konusunda icra hukuk mahkemesinde verilen kararın kesinleştiğini, davanın da bir yıllık hak düşümü süresinde açılmadığını, bonolardan birinde keşide ve vade tarihlerinde yapılan değişiklik yönünden davacının talepte hukuki yararının bulunmadığını, bononun teminat vasfının yazılı belge ile ispatı gerektiğini ileri sürmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı taraf eksik unsurların anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğunu yine yazılı bir belgeyle yahut kesin delille ispat etmelidir. Davada bonoların hangi sözleşmesel ilişki için teminat amacıyla verildiği ve hangi unsurların anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğunu belgeleyen yazılı bir sözleşme yahut belge sunulmamıştır. Yalnızca bonoların üzerindeki fiziksel duruma işaret eden iddialar ileri sürülmüştür. Dava konusu bonolardan birincisi 47.200-TL bedelli bonodur. Dava dilekçesinde yer verilen bononun eksik unsurlu halini gösteren kayıtta, düzenleme ve vade tarihlerinin eksik olduğu görülmektedir. Bononun daha sonra tamamlandığı ve takibe konu edildiği anlaşılmakla birlikte yukarıda açıkladığımız üzere eksik unsurların sonradan tamamlanması kambiyo senedinin vasfını etkileyecek bir durum değildir. Beyaza imza atan taraf sonuçlarına razı olmuş sayılmalıdır. Bu bononun teminat amacıyla verildiğini gösterir müstakil bir belge yoktur. Ancak davacı tarafın sunduğu senet fotokopisinin arkasında senedin teminat amacıyla verildiğine ilişkin bazı ibarelere yer verilmiştir. Bu ibareler senedin kambiyo vasfını ortadan kaldırmaya yeterli değildir. Davacı taraf açık ve net bir biçimde bu senedin neyin teminatı olduğunu ve hangi sebeple teminatın paraya çevrilmesinin hukuka aykırı olduğunu ispatlamalıdır. İcra dosyasındaki örnekte senetlerin arka kısımlarının fotokopisi yoktur. Ancak senetlerin asıllarının araştırılmasına da gerek görülmemiştir. Zira davacı taraf senedin arkasında yazdığını iddia ettiği hukuki ilişkiden kaynaklanan ve kendisine düşen edimleri tam olarak yerine getirdiğine dair hiçbir belge sunmamış, herhangi bir iddia da ileri sürmemiştir.Bu bonoya ilişkin itirazlardan biri de senet bedeline ilişkindir. Senet bedeli rakamla yazılırken 42.700 meblağına yer verilmiş, buna karşılık senet metnindeki yazı ile gösterilen bedel kısmında “kırk iki yedi yüz” ibaresi ile yetinilmiştir. “Kırk iki yedi yüz” ibaresi gerçek bir meblağı gösteren ibare değildir. İbarenin açık biçimde eksik yazıldığı ortadadır. Bu eksiklik taraf iradelerini sakatlayacak yahut ortadan kaldıracak bir eksiklik değildir. İbarenin ilk kısmında yer alan “kırk iki” kelimelerinin ondalık sistemde hangi rakamı gösterdiği yazılmamış olsa da bu ibareden sonra gelen “yedi yüz” kelimesinden anlaşılacağı üzere “kırk iki bin” yazılması gerekirken maddi hata yapıldığı barizdir. Kaldı ki yazı ile yazılan bu ibare gerçek ve mümkün bir rakamı göstermediğine göre taraf iradelerini açıkça ortaya koyan ve rakamla yazılan “42.700” bedeline itibar edilmelidir. Davaya konu edilen ikinci bono 12.000-TL meblağlıdır. Bu bononun bedeli konusunda anlaşmazlık olmadığı gibi imza konusunda da itiraz söz konusu değildir. Yalnızca bononun tanzim ve ödeme tarihlerinde tahrifat yapıldığı iddiası ileri sürülmüştür. Bononun düzenleme tarihi borcun varlığına yahut alacağın ferilerine ilişkin olumsuz bir etkiye sahip değildir. Davacı tarafın eksik unsurlu olarak verdiğini açıkça belirttiği bononun düzenleme tarihinin değiştirildiği kabul edilse bile bu durum davacının borçlu olmadığı anlamına gelmez. Düzeltme ve değişikliklerin kambiyo vasfını sakatladığı kabul edilse bile bu durum en fazla takip şeklini ilgilendiren bir değişikliktir. Senet bedeli ödendikten sonra istirdat talebini haklı kılacak nitelik taşımaz. Keza vade tarihindeki değişiklik de aslen borçlu lehine yapılmış gibi görünmektedir. Davacının iddia ettiği gibi vade tarihi 2012 yılı iken 2013 yılı olarak değiştirilmiş olsa bile bu değişiklik borçluya bir yıl vade kazandıran bir değişikliktir. Üstelik senetteki rakamla yazılan vade tarihi metindeki tarihin değiştirilmiş haliyle uyumludur. Davacı taraf bu senedin meblağ, imza ve bedeline itiraz etmemiş, borcu ne suretle ödediğini de gösterip ispat edememiştir. Davacı taraf dava dilekçesi ekinde bir protokol örneğine yer vermişse de bu protokolün hangi amaçla düzenlendiği ve davada neyi ispat ettiği belirsizdir” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde özetle; takibe konu 01.03.2013 vadeli 42.700,00TL bedelli birinci senedin tarihsiz ve teminat senedi olarak verildiğini, davalı yanca hukuka aykırı olarak doldurularak takibe konu edildiğini, takibe konu edilmeden önce senedin tediye, düzenlenme, ödeme tarihleri olmadan teminat olarak verildiğini, davalı tarafından tahrifat yapıldığından kambiyo senedi vasfında sayılamayacağını, bononun yazı bölümünce kırkikiyediyüz TL yazılı olduğunu, rakam kısmında ise 42.700TL yazılı olduğunu, yazı ve rakam arasında fark olmasına rağmen müvekkilinin haksız olarak 42700,00TL’lik meblağı icra dosyasına ödemek zorunda kaldığını, 2.senette ise; 04.05.2012 olan düzenlenme tarihinin 04.07.2012 olarak değiştirildiğini, daha sonra da ödeme tarihinin doldurulduğunu, ödeme gününün önce 04 Temmuz 2012 olarak doldurulduğunu, tahrifat yapılarak 04 Temmuz 2013 olarak değiştirildiğini, tarihlerdeki tahrifat nedeni ile senedin kambiyo vasfını yitirdiğini, takibe konu senetlerin 23.07.2012 Tarihli protokole ilişkin olarak verildiğini ve bu durumun senetlerin arka kısmına açık ibare ile yazıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Takibe konu her iki bonoda nakden kaydı mevcut olup davacı imza inkarında bulunmamıştır. Davacı, takip dayanağı olan 12.000TL bedelli bononun vade tarihinin 04 Temmuz 2012 olarak doldurulduğunu sonradan 2012’nin 2013 yapıldığını, 04.05.2012 olan düzenlenme tarihinin ise 04.07.2012 olarak düzeltildiğini belirterek tahrifat iddiasında bulunmuştur.Davacının delil olarak dayandığı protokol; 23.07.2012 tarihli olup davalıya ve atfen isim ve imza mevcuttur. Protokol; “İş bu protokol …, mün …, dan hiç bir alacağının kamladıyı,nın protokolüdür. …. mah.sinde … ada 1 parselde kayıtlı … arsa paylı D blok no.12 asma katlı dükkan Taraflar arası başkaca bir hak ve alacak olmadığından bugüne kadar olan tüm ticari münasebetleri nedeni ile birbirlerinin zimmetini gayri kabil rücu külliyen ibra ettiyimi beyan kabul ve taahhüt ederim.” şeklindedir.Davacı taraf; senet tarihlerinde tahrifat yapıldığını ve protokolün düzenlenme tarihinin senetten sonraki tarihli olduğunu iddia etmiş olmakla mahkemece protokol aslının ibrazı için davacı tarafa kesin süre verilip davalının isticvabı ile davacının iddiasının değerlendirilmesi gerekirken bu hususta eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacının istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2016 gün ve 2016/228 Esas, 2016/1232 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 44,20 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 129,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.