Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4785 E. 2020/987 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4785 Esas
KARAR NO: 2020/987
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2016
NUMARASI: 2014/529 2016/783
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı ile dava dışı … Ltd.Şti ve müvekkili arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davalının iroko cinsi ağaçları dava dışı firmaya satıp teslim edeceğini, müvekkilinin de alıcı firmaya 36.000 TL bedelli teminat senedi verdiğini, ayrıca müvekkilinin aracı üzerinde 36.000 TL bedelli rehin verdiğini, davalının sözleşmedeki edimini ifa etmediğini, dava dışı firmanın müvekkili ve davalı aleyhine takip yaparak 18.900 TL sözleşme ve konteyner ücreti istediğini, davalının ödeme yapmadığını, müvekkilinin 19.622,33 TL ödeme yaptığını, ayrıca satış sözleşmesinde belirtilen rehin sözleşmesi uyarınca aracın dava dışı şirkete teslim edildiğini, müvekkilinin aracı teslim almak istediğinde borcun ödenmesinin istendiğini, müvekkilinin bunun üzerine rehin bedeli olan 36.000 TL’yi ödeyerek aracı teslim aldığını, TBK’nun 596.maddesi uyarınca rücu hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararların tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının rücu hakkı doğmadığını, müvekkilinin dava dışı şirkete borçlu olmadığını, davacının rehin bedelini ödediğini gösterir delil sunulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; ağaç satımına ilişkin sözleşmede taraf olan dava dışı firma ile davacı arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, davalının sunmuş olduğu gümrük belgeleri ve mesaj içeriklerinden malların dava dışı firmaya teslim edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının davalıdan alacağının kalmadığı, rehin sözleşmesi ve takipte ödenen tutarın adi ortaklık iç ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirip getirmediğini incelediğini, oysa bu davanın konusunun takibe itirazın iptali talebine ilişkin olduğunu, müvekkilinin dava dışı firmaya gerek rehin bedelini, gerekse takipte istenen tutarı ödediğini, müvekkili ile davalı arasında kefalet ilişkisi bulunduğunu, sözleşmenin 9.maddesinde bu hususun açıkça düzenlendiğini, Yalova Noterliğince düzenlenen borç ve rehin sözleşmesinin dosyada olduğunu, ayrıca icra dosyası bakımından düzenlenen 05/11/2013 tarihli anlaşmanın da dosyada bulunduğunu, rehin bedelinin de müvekkilince ödendiğini, mahkemenin araç üzerindeki rehin kaydını da incelemediğini, davalının borcunu ifa etmediğini, TBK’nun 596.maddesi uyarınca müvekkilinin rücu hakkı doğduğunu, alınan bilirkişi raporunda icra dosyasına müvekkilince 19.543,64 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu bedel yönünden müvekkilinin talepte bulunma hakkının doğduğunu, raporda rehinle ilgili ödeme yönünden ise trafik sicilinden sorulması gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilinin rehin bedelini ödeyerek araç üzerindeki rehni kaldırdığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında toplam 61.156,92 TL’nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Dava dışı … Ltd. Şti’nin davacı ve davalı aleyhine Yalova İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında toplam 19.543,64 TL’nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, dayanak olarak sözleşme ve konteyner ücretlerini gösterdiği görülmüştür. İcra dosyasında alacaklı vekilinin 11/03/2015 tarihli dilekçeyle dosya borcunu 05/11/2013’te kısmen tahsil ettiğini, tahsil harcı ve vekalet ücretini yeni aldığını, dosyanın haricen tahsil edilmesi nedeniyle infazını istediği, dava dilekçesine ekli fotokopi belgede ise Yalova …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının avukatlık ücreti ve tahsil harcı haricen tahsil edildiğinin 05/11/2013’te imza altına alındığı görülmüştür. 25/06/2013 tarihli noterde düzenlenen “borç ve rehin sözleşmesi” başlık belgede davacının 1 adet senet bedeli 36.000 TL borcuna karşılık … plakalı araç üzerinde dava dışı … Ltd.Şti lehine rehin tesis edildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli sözleşmedir başlık belgenin incelenmesinde; davalının satıcı, … Ltd.Şti ‘nin ise alıcı olduğu, konusunun ağaç satışı olduğu, sözleşmede satıcı tarafından alıcıya verilecek zararlara karşılık satıcı ve …’ın birlikte sorumlu olduğu, bu zararlara karşılık davacının kendisine ait … plakalı araç üzerinde 36.000 TL’lik noterden rehin sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin satıcı, alıcı ve davacı tarafından imzalandığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 03/11/2015 tarihli raporda; davalının defterlerini ibraz etmediği, davada kefalet sözleşmesi ve hükümlerinin uygulanmasının gerektirir bir durum bulunmadığı, rehnin teslimli mi, teslimsiz mi yapıldığının anlaşılamadığı, trafik sicilinden menkul rehnin ne zaman konulduğunun ve kaldırıldığının sorulması gerektiğini, … Ltd.Şti tarafından başlatılan takipteki borcun davacı tarafından ödendiğinin anlaşıldığı, dosyadaki delillerden gerçek bir alacak bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, 36.000 TL’lik ödemenin yapıldığını ve rehnin kaldırıldığını gösteren bir belgeye rastlanılmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince 22/06/2016’da sunulan dilekçede sözleşmedeki edimlerin yerine getirildiği belirtilerek bir kısım hususların araştırılmasının istendiği görülmüştür. Bursa Emniyet Müdürlüğü’nce verilen 16/03/2016 tarihli cevabi yazıda; … plakalı araç üzerine Yalova …Noterliği’nin 28/06/2013 tarihli yazısıyla rehin konulduğu ve rehnin 19/09/2013 tarihinde Yalova tarafından kaldırıldığı, aracın 23/09/2013 tarihinde … Ltd.Şti’ne devir gittiği, daha sonra 05/11/2013’te davacı adına devir olduğu ve aynı tarihte dava dışı bir kişi adına devir edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya dava dışı şirketle arasındaki ilişki nedeniyle kefil olduğunu, bu kapsamda davacıya ait araç üzerinde 36.000,00 TL’lik rehin kurulduğunu, davalının dava dışı şirkete karşı sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifa etmemesi nedeniyle dava dışı şirket tarafından başlatılan takipte 19.622,33 TL ödeme yapıldığını iddia ederek bu tutarların tahsili için takip başlatmış, itiraz üzerine de işbu davayı açmıştır. Davalı taraf ise davacının rücu hakkı doğmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince dava dışı şirket ile davacı arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu, davalının dava dışı şirkete sözleşmeye konu malları teslim ettiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan sözleşmesinin incelenmesinde, davacı ile dava dışı şirket arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi hatalıdır. Öte yandan davacı tarafça dosyanın mevcut haliyle dava dışı alıcı şirkete rehin nedeniyle ödeme yaptığı hususu yazılı belge ile ispatlanamamış ise de, davacı tarafça dava dışı şirket tarafından Yalova İcra Müdürlüğü’nde yapılan takip nedeniyle ödeme yapılarak icra dosyasının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla somut olayda davacı tarafa, davalının sözleşmedeki hangi edimlerini ifa etmediğinin açıklattırılarak, daha sonra davalı tarafın malların teslimiyle ilgili gösterdiği delillerin dosyaya celbinden sonra davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirip getirmediği üzerinde durulması, dava dışı şirketin davacı ve davalıya ilamsız takip yaptığı gözetilerek alacağının bulunup bulunmadığı hususları tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken bu yönler gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2016 tarih, 2014/529 esas, 2016/783 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 70,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 155,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.10/06/2020