Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4782 E. 2020/1131 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4782 Esas
KARAR NO: 2020/1131
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2017
NUMARASI: 2015/637 E. – 2017/238 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket ile davalı arasında 24.12.2012 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin Beyoğlu … Noterliğinin 06.09.2013 tarih ve … nolu ihtarnemesi ile davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından bayilik sözleşmesi kapsamında yapılan işlerden dolayı davalı adına … ve … numaralı faturalar tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından faturalara süresince itiraz edilmediğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, fatura bedellerinin tahsili için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yapılan takibe itiraz edildiğini, takibi durdurduğunu, alacağın tahsili için huzurda davayı açtıklarını beyan ederek, mahkemeden faturaya dair her türlü hakları saklı kalması kaydı ile davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalı borçlunun takip tutarının %20 ‘den aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili ile sözleşmesine aykırı olarak müvekkilinin markalarını kendi adına alan adı olarak kaydettiğini, müvekkiline karşı marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerini işlediğini, bu nedenle davacının sözleşmesinin müvekkil tarafından haklı olarak feshedildiğinin, ve davacının müvekkilinden hiçbir alacak talep etme hakkının bulunmadığını, fatura içeriğinin belirsiz ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, bir an için fatura içeriğinin doğru olduğunu kabulü halinde, müvekkilinin marka ihlalleri nedeniyle davalı aleyhine açmış olduğu tazminat davaları olduğunu, sözleşme madde 3.30 ‘a göre mahsu hakkı olduğunu beyan ederek, mahkemeden davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TTK 23. Madde de bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır hükmü düzenlenmiş olup taraflar arasındaki sözleşme kapsamına fatura içeriklerinin uygun olduğu, sözleşmede belirtilen konularda müşterilere fiilen yapılan satış ve hizmetleri kapsadığı, davacı tarafından yapılan sözleşmelerin davalıya gönderildiği ve davalının onayı ve teknik desteğiyle müşterilere alarm sistemi kurulduğu anlaşıldığından, davacının davalıdan 2 adet fatura tutarından kaynaklanan 31.762,15 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; bilirkişi raporunda dahi davacının müvekkile söz konusu faturaları tebliğ ettiğine ilişkin bir delilin sunulmamış olduğu belirtildiğini, davacının iddia ettiği faturaları müvekkile gönderdiğini kanıtlayamadığını, mahkemenin tespitlerinin hatalı olduğunu, müvekkili tarafından tebliğ alınmayan bir rapora itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin bu faturaları reddettiğini, “sözleşmelerin davalıya gönderildiği ve davalının onayı ve teknik desteğiyle müşterilere alarm sistemi kurulduğu anlaşıldığından” gerekçesine yer verilmişse de; bu kabulün hatalı olduğunu, dosyada müvekkilin böyle bir onay verdiğini kanıtlayan bilgi ve belge mevcut olmadığını, bilirkişi raporunda davacının sunduğu defterlerin düzgün tutulmamış olması nedeniyle delil olamayacağı belirtildiğini, içeriği bakımından özdeş davacının diğer davası başka mahkeme tarafından yukarıda belirtilen eksik tebligat ve davanın kanıtlanamaması nedeniyle reddedildiğini, Davacının 2 fatura alacağına dayalı Bakırköy 4. ATM 2014/920 E. Sayılı dosyasında da aynı şekilde müvekkile kargo ile gönderildiğini iddia ettiğini, mahkemenin davayı reddettiğini, sonradan yapılan tahsis şerhinin de hatalı olduğunu, 1 nolu başlıktaki 10.22,00″ tutarın da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesince davalı yanın süresi içerisinde faturaya itiraz etmediğinden fatura münderecatını kabul etmiş sayılacağı şeklindeki gerekçeye dayalı hüküm kurulmuş ise de; davalı taraf faturanın tebliğ edilmediğini savunmuştur. Faturanın usulüne uygun tebliğini ispat yükü davacıdadır. Davacının bu hususta sunduğu … kargo faturasında teslim bilgileri yer almamaktadır. Davacı faturaların; bayilik sözleşmeden doğan hizmet ve prim alacağına dayalı olduğunu iddia etmiştir. Bilirkişiler raporlarında faturaların sözleşmeye uygun olduğunu belirtmişlerdir. Ancak; dosyada mevcut sözleşme örneğinde prim alacağının hesaplanma usulüne ilişkin herhangi bir düzenlemeye rastlanmamıştır. Bununla birlikte raporda; sözleşmeye göre yapılan değerlendirmede, davacı bayinin müşteriyi bulup müşteri ile sözleşme imzaladığını, sözleşmeyi …ye gönderdiğini, satışı yapılan alarm sisteminin … tarafından veya belirlenen yetkilendirilen teknik servis tarafından kurulumunun yapıldığını ve bayinin prime hak kazandığını yönünde görüş belirtilmiş ve davacı tarafından yapılan sözleşmelerin davalıya gönderildiği ve davalının onayı ve teknik desteği ile müşterilere alarm sistemi kurulduğu belirtilmiş ise de; bu husus davalı tarafça kabul edilmediği gibi raporun dayanağı belgeler bulunmadığından bu yönü ile de raporda denetleme yapılamamıştır. Açıklanan nedenle davalının bu husustaki istinaf istemi yerinde olup mahkemece, davalının itirazlarını da karşılar mahiyette ve denetime elverişli rapor/ek rapor alınarak varsa sözleşmelerin eklerinin celbi yahut taraflar arasında fiili uygulama oluşmuş ise bu husustaki delillerin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece; hükmün 1. ve 2.bendinde yer alan asıl alacak, faiz ve icra inkar tazminat miktarlarının yönünden 14.04.2017 tarihli karar ile tashihine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin 304. maddesi uyarınca hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Ancak, hükmün tashihi ile hüküm değiştirilemez veya hükme ekleme yapılamaz. Somut olayda; tashihe konu husus maddi hataya ilişkin olmayıp nihai karardan sonra verilecek tahsis kararı ile tarafların leh ve aleyhine sonuç doğuracak şekilde hükmün tashihi mümkün olmadığından davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi de yerindedir. Açıklanan nedenler yönünden davalı vekilinin isteminin kısmen kabulüne, 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2017 gün ve 2015/637 Esas, 2017/238 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 116,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.