Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4779 E. 2020/1141 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4779 Esas
KARAR NO : 2020/1141 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI : 2016/832 E., 2017/495 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Almanya’da Hamburg şehrinde kurulu bulunan bitki ve botanik ürünlerinin üretimi ve ticaretini yapan bir ortaklık olduğunu, davalı-borçlu şirketin davacıdan muhtelif bitki çeşitleri ve botanik ürünleri sipariş ettiğini ve talep edilen tüm ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalı aldığı ürünlerinin ücretlerini kısım kısım davacıya ödediğini, kalan bakiyenin uzun süredir muaccel hale gelmesine rağmen ödenmediğini, kalan bakiyenin 83.135,75 TL’ye çıktığını, bu nedenle davalı aleyhine Beykoz İcraMüdürlüğü … e sayılı dosya üzerinden icra tikibi başlatıldığını, davalının haksız mensnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini, davalıya gönderilen faturalara itiraz etmediğini ve bugüne kadar gönderilen tüm malların teslim alındığını, davalının borca itiraz dilekçesinde “alacağın hangi faturaya ilişkin olduğunun tespit edilemediğini” itiraz sebebi olarak gösterdiğini, basiretli bir tacirin bu hususu sebep gösteremeyeceğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini, borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmisini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının Beykoz İcra Müdürlüğü’nün…e sayılı dosyası ile icraya konulan dosyya yaptıkları itiraz da açık bir şeklide alacağın hangi faturaya ilişki olduğu tespit edilemediğinden itiraz edildiğini, alacağın likit olmadığını, teslim edilen malların bir kısmı ile ilgili kayıp sorunu yaşandığını, davacının yapılan kısmi ödemeyi kabul etmekle alacağın likit olmadığını da kabul ettiğini beyanla %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ve yargılama ücretlerinin davacıya yüklenmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizi bu Kanunla düzenlenmiştir.(MÖHUK m 1/1)Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır. Bu hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşme, bu hukuka tâbi olur. (MÖHUK m 24/4)İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1). Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10). Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. (3095 s.y. m 4/a)Anılan hükümler çerçevesince, taraflar arasında botanik ürünleri satış sözleşmesinin bulunduğu, botanik ürünlerinin teslimi konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, yabancılık unsuru taşıyan eldeki davada tarafların hukuk seçimi yaptıkları iddia ve ispatlanamadığından karakteristik edim borçlusunun bulunduğu yer olan Türk hukukunun uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, davalı taraf her ne kadar teslim edilen bazı ürünlerin ayıplı olduğunu beyan etmiş ise de ayıp iddiası ile ilgili olarak, ayıp ihbarının ispatlanamadığı, bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibari ile davalının defterinde 85.135,75 EURO borcu bulunduğunun kayıtlı olduğu, takip tarihinden sonra 01/08/2016 tarihinde 17.569,25 EURO, 26/09/2016 tarihinde 18.566,50 EURO 06/10/2016 tarihinde 10.000,00 EURO ve 30/03/2017 tarihinden 37.000,00 EURO ödeme yapıldığı, itirazın iptali davalarında takipten sonra, davadan önce kısmi ödeme yapılmadıkça takip tarihi itibariyle borçluluk durumu saptanarak hüküm oluşturulması ve davadan sonra yapılan kısmi ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiği, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2017 tarih 2016/1656 e 2017/410 k sayılı ilamı) bu haliyle davalının takibe yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı takip borçlusunun Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 86.135,75 Euro asıl alacak yönünden iptaline, takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca Euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının uygulanmasına, takip ve davadan sonra yapılan 01/08/2016 tarihli 17.569,25 Euro, 26/09/2016 tarihli 18.566,50 Euro, 06/10/2016 tarihli 10.000,00 Euro ve 30/03/2017 tarihli 37.000,00 Euro ödemenin ödeme tarihleri itibariyle İcra Müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden karşılığı 286.832,05 TL ‘nin % 20 ‘si olan 57.366,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…takibin dayanağı olan belgenin hangi fatura olduğu açık bir şekilde belli değildir. Bu yönü ile alacak likit değildir. Davacı tarafça takibe konu alacak bakiye cari alacağı olup icra takibinde sadece bu hususa dayanmıştır. Ancak dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde takip dayanağının (bakiye cari hesap alacağının) aksine faturalardan kaynakladığını ifade etmiştir. Bu husus dahi davacı tarafın alacağının likit olmadığını göstermektedir. Davacının ticari defter ve kayıtlarında bulunan faturaların müvekkilimin ticari defter ve kayıtlarında da olması gereklidir. Bu durumda davacının faturaya konu malı davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekmektedir…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir. Davacı yan istinaf dilekçesine cevabında ; istinaf talebinin kötüniyetli bir talep olduğunu ,bu nedenle HMK 329/1 maddesi gereğince disiplin para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Somut olayda hukuki ihtilaf davacının mal teslimi yapıp yapmadığı, davalı yan savunmasına göre ayıplı bir satış olup olmadığı ve buna göre davacının alacak talebinin yerinde olup olmadığı ve miktarı noktasındadır.6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre; “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”Bu düzenleme uyarınca bir mahkeme hükmünde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hâkimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hâkim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.Eldeki davada ; tarafların uygulanacak hukuk konusunda hiç bir ihtilafları bulunmadığı halde gerekçenin büyük bölümü , çekişme konusu olmayan Türk Hukukunun uygulanması gerektiği hususunda yazılmıştır. Yabancılık unsuru taşısa bile davacı ve davalı Türk hukukunun uygulanması konusunda hiçbir şekilde ihtilaf içinde olmadıklarından gerekçenin bu bölümlerinin somut olay açısından ihtilafı çözücü bir fonksiyonu yoktur.Somut ihtilaf özelinde ; davalı yan ürün tesliminin kanıtlanamadığını savunsa da ; alınan ürünlerin ayıplı olduğunu da beyan etmesi karşısında mal teslimi konusunda değil, malların ayıplı olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.Ayıpla ilgili olarak davalı yanın sunduğu, denetlenebilir bir delil bulunmadığı gibi , ayıp ihbarı konusunda da hiçbir belge ve delili bulunmamaktadır.Tarafların ticari kayıtları incelendiğinde davacı yanın tüm faturalarının davalı yan defterlerinde kabul edilerek muhasebeleştirildiği de rapor içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının takibe konu ettiği alacak miktarı , takip talepnamesi ile örtüşmektedir ve dahası davalı yanın da kabulündedir.Yine her ne kadar ilk derece mahkemesince ödemelerin takipten ve davadan sonra olduğu gerekçeye alınmış ise de ,tamamı dava açıldıktan sonra olup, takip ile dava arasında kalan dönemde ödeme olmadığı anlaşılmaktadır.Bu yönü ile davacının alacak miktarını kanıtladığı faturaya bağlı ve davalı defterlerinde de kayıtlı likit bir alacak bulunduğu, tamamı davadan sonra olduğu için ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği anlaşılmakla ; gerekçe yönünden karar kaldırılarak , davanın esası hakkında yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile A. – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE , İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; B -İlk derece mahkemesine açılan davada 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı takip borçlusunun Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 86.135,75 Euro asıl alacak yönünden iptaline, takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca Euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının uygulanmasına, 3-Takip ve davadan sonra yapılan 01/08/2016 tarihli 17.569,25 Euro, 26/09/2016 tarihli 18.566,50 Euro, 06/10/2016 tarihli 10.000,00 Euro ve 30/03/2017 tarihli 37.000,00 Euro ödemenin ödeme tarihleri itibariyle İcra Müdürlüğünce infazda nazara alınmasına,4-Takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden karşılığı 286.832,05 TL ‘nin % 20 ‘si olan 57.366,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 3.478,01 TL, icra dosyasında peşin olarak alınan 1.439,20 TL olmak üzere toplam 4.917,21 TL harcın, alınması gerekli olan 19.593,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.676,29 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,6-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 114,10 TL posta ve tebligat gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 714,10 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 711,37 TL ile peşin harç 3.478,01 TL olmak üzere toplam 4.189,38 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2,73 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 23.159,92 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,8-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 1.102,53 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,10-Karar kesinleştiğinde, Beykoz icra müdürlüğünün …. e sayılı dosyasının mercine iadesine,İSTİNAF YARGILAMASINDA C- Davalı yanca yatırılan istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde davalı yana iade edilmesine D-Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan, başvuru harcı gideri 85,70 TL , tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 24,00 TL ki toplam 120,70 nin davcıdan tahsili ile davalıya verilmesine E- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a TEMYİZ yolu olanaklı olmak üzere 25/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.