Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4775 E. 2020/1050 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4775 Esas
KARAR NO : 2020/1050
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2017
NUMARASI : 2015/200 E. – 2017/397 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, mal alım satımına ilişkin teslimat fiyatı üzerinden katalog ile birlikte malların fiyat listesinin mail yazışmaları ile paylaşıldığını ve mail üzerinden siparişin kabul edildiğini, faturanın da yine mail ile gönderildiğini, müvekkilinin 22/09/2014 tarihinde proforma faturada belirtilen IBAN numarasına dava dışı … adına … üzerinden yapılan iki ayrı havale ile toplam 13.775,04 USD havale edilmesine rağmen gerekli siparişlerin davalı tarafından teslim edilmediğini, ödemelerin … şirket hesabından 5178 ve 5179 çekler ile … ödendiğini belirterek işbu borcun tahsili için başlatılan icra takibine karşı yöneltilen itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında öngörüşme, mail ile haberleşme, sipariş verme, proforma fatura kesilmesinin doğru olduğunu, ancak davacı tarafın müvekkili şirket hesaplarına takibe konu ettiği havaleyi göndermediğini, kaldı ki proforma faturadaki banka hesabının belli olduğunu ve şirket adına başka bir hesap bulunmadığını, davacının belirttiği … isimli şahsın şirket elemanı olmadığını ve tanınmadığını, … adına gönderildiği iddia edilen e-maillerin şirketle ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “istirdada konu paranın davalı şirketin sahasına gönderildiği ispat edilememiştir…. davalı şirketle bağlantısı olduğuna dair somut bir delil dosyaya sunulamamıştır. Ayrıca davacının iddia ettiği gibi … WU işlemine de rastlanılamamıştır. Davacı taraf bu durum karşısında eğer şartları var ise talebini sebepsiz zenginleşme kapsamında dava dışı … yöneltebilir ise de davalıdan istirdat talebinde bulunamaz. Açıklanan nedenlerle sabit görülmeyen davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, davalı şirkete ait bilgisayarlar üzerinde yerinde inceleme yapılmadığı, bilirkişi raporlarına itirazların dikkate alınmadığını, davalının sözleşmenin öngörüşme aşamasından beri kullanılan …@gmail.com adresine gönderilen epostaları aldığını ve cevap verdiğini kabul etmesine rağmen … adına hesap bilgilerinin değiştirildiği e-postayı kabul etmeyerek çelişkiye düştüğünü, ödemenin …. adına kayıtlı banka hesabına yapılması talebinin gerekçesinin açıklanamadığını, bilirkişi raporunda gönderilen ve silinmiş öğeler klasöründe bu içeriğe sahip epostanın bulunmadığı ifade edilmiş ise de; davalı şirketin e-posta adresi gmail uzantılı olduğundan google servera ulaşarak belirtilen tarihlerde gönderilmiş olan tüm e-postaların incelenmesi gerektiğini, mahkemenin yeni bilirkişi incelemesi atayarak karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, Y.22HD 2014/2688 Esas, 32319 Karar sayılı; Yargıtay 13.CD 2013/17496, 2014/20576 K sayılı ve Yargıtay 8.CD 2013/4668E, 2014/9860 K sayılı ilamlarının bu yönde olduğunu, müvekkilinin şirket merkezinin Malta’da yer aldığını, müvekkilinin bilgisayarının da istinabe yolu ile incelenmesi gerektiğini, mahkemenin varsayım üzerine hüküm kurduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda; davacı vekili proforma fatura karşılığı bedeli ödediğini ancak faturaya konu malın teslimi yapılmadığını edilmediğini iddia etmiş ise de, davacının delil olarak dayandığı 18.09.2014 tarihli 15.20’de gönderildiği iddia edilen e-mail içeriğinin davalı vekili tarafından kabul edilmediği, paranın gönderildiği dava dışı … isimli kişinin davalı şirket çalışanı olduğuna yahut davalı şirket ile irtibatlı olduğuna dair delil ibraz edilmediği, keza e-mail eklerindeki proforma faturalarda davalı şirketin IBAN, hesap bilgileri ile davacı şirketin ödeme yaptığı banka hesap bilgileri açıkça farklı olmakla davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Davacı şirketin Malta’daki tek taraflı kayıtları alacağın varlığını ispata yeterli olmayacağı gibi, …. banka bilgilerinin gönderildiği iddia edilen e-mail davalı tarafça kabul edilmediğinden yeni bilirkişi inceleme yapılması esasa katkı sağlamayacak olmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi kabul edilmemiş ve istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, istinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.