Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4761 E. 2020/1128 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4761 Esas
KARAR NO : 2020/1128
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2017
NUMARASI : 2013/370 E. – 2017/86 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında ticari ilişki bulunduğunu, iş bu ticari ilişkiden kaynaklı olmak üzere davacı müvekkil şirketin davalı borçludan cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla Bakırköy….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu haksız yere itiraz ederek müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellediğini, müvekkil şirketin alacağına dayanak cari hesap ekstresi takip talebinde gösterildiğini, icra dosyasında da örneğinin olduğunu, davalı borçlunun Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile cari hesap ekstresine dayalı olarak 5.181,21-TL miktarlı ilamsız icra emri gönderdiğini, müvekkilinin haklı itirazı üzerine davacı yan aynı belgeye dayalı olarak iş bu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali davası açtığını, müvekkilinin adresi yazılı iş yerinde temizlik maddeleri, hediyelik eşya ve kırtasiye malzemelerinin satışını yaptığını, 2011 yılında davacı şirketten ve bağlı bayilerinden değişik tarihlerde kırtasiye malzemeleri satın aldığını, müvekkilinin davacı yandan satın aldığı kırtasiye malzemesinin toplam bedeli 60.000-TL civarında olduğunu, müvekkilinin çekler ile davacı tarafa yaptığı ödemeler toplamının 70.000-TL olduğunu, bu nedenle iddianın aksine müvekkilinin davacı şirketten 10.000-TL alacaklı durumunda olduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturalar ile teslim edilen kırtasiye malzemesi arasında eksiklikler olması nedeniyle müvekkilinin bu eksik teslimin farkına vardığında iade faturası düzenleyip davacıya gönderdiğini, müvekkillinin en son davacı tarafa gönderdiği 24/01/2013 tarihli iade faturasının miktarı 3.966,82-TL olduğunu, açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının %20 icra tazminatına mahkumiyetine, yargılama ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davalı tarafın 30.06.2011 tarihli imzalı irsaliyeli fatura karşılığı teslim alınan malların eksik teslim edildiğine dair takipten bir gün sonra ve faturanın tanzim tarihinden bir buçuk yıl sonra iade faturası düzenlemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve eksik teslimi ispat edemeyeceği, … ve … nolu faturalara itiraz edilmiş ise de bu faturaların nakli yekünlü fatura olup … ve … nolu faturanın devam faturası niteliğinde olduğu, taraflar arasında haziran ayında cereyan eden ticari ilişki yönünden 17 adet faturanın davalı tarafça beyan edildiği, davalı bu faturaları defterinde kaydetmemiş ise de BA formu ile beyan ettiği, her ne kadar beyan edilen tutar , faturaların gerçek tutarından fazla ise de davalının malların teslim edilmediğine ilişkin iddiasının çürüdüğü, ihtilaflı faturalara konu malların teslim edildiğinin kabulü gerektiği” gerekçesi ile takip tutarı esas alınarak davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ Davalı vekili istinaf isteminde özetle; mahkemenin 24.01.2013 tarihli 3.996,82TL bedelli iade faturasını dikkate almadan karar verdiğini, davacının iade faturasını haksız olarak tekrar müvekkiline gönderdiğini, tarafların 2013 yılı defterlerinin incelenmediğini, toplam tutarı 6.098,00TL olan imzasına itiraz edilen ve teslim edilmeyen mallara ilişkin faturaların müvekkilinin imzasının taşımadığının rapor ile tespit edildiğini, mahkemenin BA formuna göre karar vermesinin hatalı olduğunu, raporlara göre BA BS formlarının hatalı olduğu, birbirini rakamsal olarak tutmadığı, davacının BS formunun hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği kadar malzeme teslim etmediği sabit olduğu halde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıktaki ihtilaf; davalının faturalara konu malların bir kısmının eksik teslim edildiği ve bir kısmının ise hiç teslim edilmediğine ilişkin savunmasının yerinde olup olmadığına ilişkindir.Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre; davacının usulüne uygun ticari defterlerine göre takip tarihi itibarı ile davalıdan 5181,21TL alacaklı olduğu, davalı tarafın kapanış kaydı olmayan ticari defterlerinde cari hesaba konu faturalardan toplam 19.805,23TL’lik faturanın kayıtlı olduğu, davalının kendi ödemelerinin kendi defterinde kayıtlı olmayıp davacının defterinde kayıtlı olduğu, davalının imza itirazına konu faturalardan … nolu faturanın … nolu fatura ile … nolu faturanın ise ile 938284 nolu fatura ile birlikte nakli yekunlu olup tek bir fatura olarak kabul edileceği, … ve … nolu faturalara davalının imza itirazı olmadığı, keza itiraza konu faturaların Haziran 2011 dönemine ilişkin faturalar yönünden davalının Vergi Dairesi’ne beyan ettiği BA formundaki tutarın davacının defterindeki faturalara göre tespit edilen mal alım tutarından fazla olduğu dikkate alındığında ilk derece mahkemesince teslimin gerçekleştiği kabul edilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulması yerindedir. Bununla birlikte davalı taraf, iade faturasının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; iade savunmasına konu malların davacıya fillen iade edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı gibi davacı tarafın da bu hususu kabul etmediği, 30.06.2011 Tarihli faturaya konu mallar yönünden takipten sonra 24.01.2013 tarihinde iade faturası kesildiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davalının bu husustaki savunmasının kabul edilmeyerek mahsup yapılmaması yerindedir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 354,00TL harçtan davalı taraftan alınan 88,50TL harçtan mahsubu ile bakiye 265,50TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesineDair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.