Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4760 E. 2020/999 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4760 Esas
KARAR NO: 2020/999 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2015/34 E. – 2017/117 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; Japonya’da bulunan müvekkilinin, “…” ve “…” marka kalemlerin ve bu kalemlerin tasarımlarının sahibi olduğunu, bu tasarımların … numarası ile Türk Patent Enstitüsü nezdinde de tescilli olduğunu, davalının zincir mağazalarında satılmakta olan bir kalem modelinin, müvekkili firmaya ait tescilli tasarıma birebir benzediğini, bu kalemlerin tekli ve dörtlü olarak poşet içerisinde satıldığını, tekli kalem poşetinin üzerinde “…” yazdığını ve bu ürünün barkod numarasının “…” olduğunu, dörtlü olarak satılan kalem poşetinin üzerinde de “…” yazdığını ve barkod numarasının “…” olduğunu, bu durumun İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/30 D.İş sayılı dosyasında yapılan keşif ile tespit edildiğini ve davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnameye rağmen dava konusu tasarımları taşıyan ürünlerin satılmaya devam edildiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK’nın 48.maddesine göre müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, taklit kalemlerin satışının yasaklanmasına ve imhasına, davalı firmanın vaki tecavüzünün tespitine, ref’ine ve menine, kararın Türkiye’de yayınlanan ve tirajı en yüksek üç gazetede ilanına, masrafın davalıdan alınmasına, 6.500,00 TL maddi tazminatın ve şimdilik 1.000,00 TL yoksun kalınan karın ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden itibaren reeskont faiziyle, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, tespit masraflarının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Mahkemenin 2013/30 D.İş sayılı tespit dosyasına ve bu dosyada yapılan keşif ve bilirkişi raporuna dayandığını, delil tespiti sırasında gıyaplarında yapılmış olan işlemlere ve hazırlanan bilirkişi raporlarına itiraz haklarının mevcut olduğunu, aleyhe hususları reddettiklerini, dava konusu “…” ifadeli kalemlerin, müvekkili tarafından bir uluslararası şirketler grubu olan … bünyesinde iken, bu grubun alımlarını toplu yaparak ihtiyaç duyulan ürünleri sipariş veren yerel iştiraklerine gönderen “… Limited” adlı şirket aracılığı ile satın alındığını, ürün faturasından söz konusu alımın “… Ltd.” adlı Çin menşeli firmadan yapıldığının anlaşıldığını, müvekkili şirket kayıtlarından, bahsi geçen “…” isimli kalemlerden, 2012 yılında yapılan alımdan başka bir alım olmadığının da anlaşıldığını, müvekkili şirketin davacı tarafından söz konusu durumun ihtar edilmesi üzerine bahsi geçen kalemlerin raflardan kaldırılması ve durumun netleşmesine kadar da satılmaması konusunda sorumlu çalışanların uyarıldığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli 2015/34 E.- 2017/117 K.sayılı kararıyla; “Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının davacı adına tescilli … başvuru numaralı ve … tescil numaralı tasarımı ile iltibas yaratacak kalemleri satışa sunmak suretiyle davacının endüstriyel tasarım hakkına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE, tecavüzün REF’İNE ve MEN’İNE, Davaya konu kalemlerin satışının YASAKLANMASINA, TOPLATILMASINA VE KARAR KESİNLEŞTİĞİNDE İMHASINA, Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 3.550,61 TL maddi tazminatın ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 15.11.2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin 3.949,39 TL’lik maddi tazminat talebinin REDDİNE, Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin 15.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin REDDİNE, Masrafı davalıdan alınmak üzere karar özetinin Türkiye’de yayınlanan ve tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; tespit raporunda davalının satış fiyat ortalamasına göre oluşmuş faaliyet karının 4.747,99 TL, giriş maliyeti hesabına göre kalan stokların hesaplanması halinde oluşan faaliyet karının 1.707,66 TL olduğunu ve bu bedelin istenebileceğinin beyan edildiğini, bu miktarların toplamının 6.455,65 TL olduğunu, bu nedenle davada 6.500,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, tespit raporunun aksine yargılamada hesaplamaların eksik yapılarak davanın maddi tazminat yönünden büyük oranda reddine karar verildiğini, davalı yararına 2.860,00 TL vekalet ücreti doğduğunu, reddedilen kısmın ve buna bağlı oluşturulan davalı vekalet ücretinin kaldırılmasını talep ettiklerini, -dava dilekçesi sonuç ve istem kısmında 6. bentte 1.000,00 TL yoksun kalınan kar bedeli talep edildiğini, taleple ilgili olarak kabul veya red kararı verilmediğini, karar verilmesi için mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, -davalıya ihtar gönderilmesine rağmen taklit mal satışına devam edildiğini, bu hususun taklit malların satın alınması suretiyle ispat edildiğini, ürün fişinin sunulduğunu, bu durumda takdir edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın düşük olduğunu, kaldı ki reddedilen kısım yönünden de 2.860,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davalının vekalet ücretlerinin tahsili için icra takibi başlattığını, davalı hakkında iflas erteleme davası açıldığını tedbir kararı ile tüm icra takiplerinin durdurulduğunu beyanla , davanın reddedilen kısımları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı şirketin yabancı uyruklu olduğunu MÖHUK 48. Madde uyarınca teminat yatırması gerektiğini, itirazlarının dikkate alınmadan davanın esasına girildiğini, -davaya konu kalemlerin … A.Ş.’nin … bünyesinde iken bu grubun alımlarını toplu yaparak ihtiyaç duyulan ürünleri sipariş veren yerel iştiraklerine gönderen “… Limited” adlı şirket aracılığı ile satın alındığını, ürün faturasından söz konusu alımın “… Ltd.” adlı Çin menşeli firmadan yapıldığının anlaşıldığını, müvekkili şirket kayıtlarından, bahsi geçen “…” isimli kalemlerden, 2012 yılında yapılan alımdan başka bir alım olmadığını, davalı şirketin satın alınmasından sonra ürünlerin sipariş verilmediği gibi raflardan kaldırıldığını, bilirkişi incelemelerinin de davalı şirketin satın alınmasından sonra olduğunu, müvekkilinin kötüniyetle hareket ettiği iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu, davanın kabulüne karar verilen kısımlarının kaldırılması gerektiğini, -ihtarnamenin 15/11/2013 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, 30/12/2013 tarihinde müvekkilinin gıyabında tespit yapıldığını, usule aykırı keşfe itirazlarının dikkate alınmadığını, ürünün raflardan kaldırılarak satılmamasına ilişkin 19/11/2013 tarihli e-mail’in dosyaya sunulduğunu -manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. TPMK kaydından; 2830 numaralı “bilya uçlu kalem” isimli endüstriyel tasarım tescil belgesinin 15.06.1997 tarihinde davacı adına TPMK nezdinde tescil edildiği görülmüştür. Mahkemenin 2013/30 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davalıya ait markette yapılan inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, satışa sunulan “…” ve “…” ibarelerinin yazılı olduğu kalemlerin davacıya ait … numaralı tasarım ile aynılık derecesinde benzer olduğunun, son satış fiyat ortalamasına göre oluşmuş faaliyet kar bedelinin; 4.747,99 olarak, giriş maliyet hesabına göre kalan stokların hesaplanması halinde oluşan faaliyet kârının; 1.707,66 TL hesaplandığını, beyan ettikleri davalının rapora itiraz etmesi üzerine alınan ek raporda da aynı görüşün bildirildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalıya tasarımın kullanılmaması için gönderilen ihtarnamenin 15/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 26.05.2016 tarihli raporda, davacı taraf adına tescilli tasarıma ait ürün ile davalı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile ayniyet derecesinde benzer olarak algılandıkları, davalının, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın belirgin bir şekilde benzerini satmak suretiyle gerçekleştirdiği eylemin, 554 Sayılı KHK m.48/I-a bendi uyarınca davacının endüstriyel tasarım hakkına tecavüz niteliğinde olduğu, tespit raporunda söz konusu ürünler için davalının elde ettiği karın 2 farklı metoda göre hesaplandığı, satış fiyatı esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre kar; 4.747,99 olarak, maliyet fiyatı esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre kar; 1.707,66 TL hesaplandığını, ortalama karın 3.227,83 TL, net hata-noksan payı %10= 322,78 TL mahsubundan sonra 3.550,61 TL talep edilebilecek kar tutarı hesaplandığını, dosyada hesaba mesnet teşkil edecek nitelikte belge sunulmadığından maddi tazminat tutarının 3.550,61 TL olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir. Davalı şirketin 27/07/2017 günü saat 15:10 itibarıyla iflas ettiği, karar ve istinaf dilekçesinin iflas kararından önce davalı vekiline tebliğ edildiği, iflas masasının vekilinin dosyaya vekalet sunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E: Tescilli kalem tasarımına tecavüzden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, ilan talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği , karara karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda; davadan önce tespit raporu alındığını ve tespit raporundaki tazminat hesabına göre dava açtıklarını, 6.500,00 TL talep etmelerine rağmen 3.550,61 TL maddi tazminata hükmedildiğini, 20.000 TL manevi tazminat talebinin 5.000 TL’lik kısmının kabul edildiğini, oysa ihtarname göndermelerine rağmen davalının ürün satışına devam ettiğini, ısrarla tasarıma tecavüz eden davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, 1.000,00 TL yoksun kalınan kar talep etmelerine rağmen olumlu olumsuz karar verilmediğini ileri sürmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde 6.500 TL maddi tazminat ve 1.000 TL yoksun kalınan kar talebinde bulunduğu, yoksun kalınan karın, mülga 554 Sayılı KHK 52/b maddesinde düzenlenen “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre” hesaplanmasını talep ettiği, esasen 6.500 TL maddi tazminat talebini tespit dosyasında alınan muhasip bilirkişi raporundaki hesaplamaya dayandırdığı ve tespit raporunda davalının ürünün satışından elde ettiği karın satış fiyatı ve stokta kalan malların maliyet bedeline göre ayrı ayrı hesaplandığı, davacı vekilinin iki rakamı toplamak suretiyle 6.500,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, ayrıca 1.000 TL yoksun kalınan kar talebinde bulunduğu ,İlk derece mahkemesinin 3.550,61 TL maddi tazminata hükmettiği, 3.949,39 TL’lik kısmın reddine karar verdiği , reddedilen kısım içerisinde 1.000 TL’nin da bulunduğu bu kısımla ilgili olumlu olumsuz karar verilmediğine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili tarafından, maddi ve manevi tazminatın reddedilen kısımları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuşsa da; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunun davacı vekiline kalemde 14/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmediği, raporda tespit edilen 3.550,61 TL maddi tazminatın kabulüne karar verildiği, reddedilen kısım yönünden HMK 281. madde gereğince istinaf aşamasında davacı vekilinin itiraz edemeyeceği, hükmedilen manevi tazminat miktarının da ihlalin süresi, niteliği ve dosya kapsamına uygun olduğu, reddedilen kısımlar yönünden takdir edilen vekalet ücretlerinin de usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda; davacı şirketin yabancı uyruklu olduğunu ancak yabancılık teminatı alınmadığını ileri sürmüşse de, davacı şirketin Japonya menşeili olduğu, Japonya’nın 1954 Tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey sözleşmesine taraf olduğu, sözleşmenin III. Maddesine göre teminattan muaf olduğu anlaşılmakla, teminata yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda; davalı şirketin satın alınmasından sonra ürün satışı yapılmadığı ve raflardan kaldırılmasının istenildiğine yönelik itiraz ileri sürülmüşse de, davalı şirkete ihtarnamenin 15/11/2013 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, tebliğden sonra da 30/12/2013 tarihinde yapılan tespit sırasında ürün satışının devam ettiğinin tespit edildiği, ürün satışından tespit rapor tarihi itibarıyla 4.747,99 TL gelir elde edildiğinin belirlendiği, hükmedilen maddi tazminat tutarının bu miktarın altında olduğu, davalının ihtarname tebliğine rağmen tescilli tasarıma tecavüz teşkil eden ürün satışına devam ettiği, manevi tazminat koşulları oluştuğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince tarafların ayrı ayrı yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yandan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken 584,09 TL harçtan, peşin alınan 146,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 438,09 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 24,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 12,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.