Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4759 E. 2020/1056 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4759 Esas
KARAR NO : 2020/1056
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2017
NUMARASI : 2016/313 E. – 2017/361 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile müvekkili … aleyhine 10/12/2011 düzenleme tarihli, 100.000,00 TL miktarlı, 19.10.2012 vade tarihli , alacaklısı …, borçlusu … olan ve ciro ile …’ye devredilen kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığını, müvekkili tarafından bonodaki imzaya ve borca itiraz edildiğini, Bakırköy 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1323 esas, 2015/123 sayılı kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin takibe konu senet alacaklıları olan davalıları tanımadığını ve herhangi bir borç-alacak işine girmediğini, okuma yazma bilmediğini, resmi işlemlerde parmak izi bastığını, bu sebeple 100.000,00 TL değerindeki 10/12/2011 tarihli bonodan dolayı müvekkilinin borcu olmadığının tespitine ve bu senedin iptaline, davalı tarafından tahsil olunan 68.384,00 TL ‘nin ilgili oldukları tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş.
CEVAP: Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; davacı iddalarının asılsız olduğunu, davacının bir çok evraka imza attığını ve noterden imza beyannamesinin düzenlendiğini, davacının iddia edildiği gibi parmak izi kullanmadığını, aksine resim evraklara dahi imzalar attığını, davaya konu bonodoki imzanın davacıya ait olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacının, 09/10/2012 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı …’ın bonoda lehdar konumunda olması, keşideci olarak imzası bulunan davacıya atfedilen imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığını bilebilecek konumda bulunması ve kötü niyetli olarak kabulü karşısında dava konusu 111.355,48 TL’nin talep gereği %20’sine isabet eden 22.271,09 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesi yoluna gidilerek Bakırköy ….İcra Dairesi’nin …. E sayılı dosyasında davacı tarafından davalı …’ye 25/12/2013 tarihinde ödenen 14.390,00 TL’nin, 23/01/2014 tarihinde ödenen 17.898,14 TL’nin 24/01/2014 tarihinde ödenen 1.503,87 TL’nin, 10/10/2013 tarihinde ödenen 24.850,76 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının davası kabul edilmiş olduğundan davalı …’nin koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine davalı … az yukarıda bahsi geçtiği gibi iyiniyetli üçüncü kişi kabul edildiğinden davacının davalı …’ ye yönelik kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek icra takibine konu senet davacı yönünden iptale” şekilinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı vekilinin, senet üzerindeki imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını ve müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, vekaletnamede de parmak izi kullandığını beyan etmiş ise de iddianın asılsız olduğunu, davacının bir çok evraka imza attığı gibi noterde imza beyannamesi de düzenlediğini, davacının dava dosyasında imza incelemesine esas alınan evraklar incelendiğinde; tebligatlara, ibranameye ve ödeme makbuzlarına imzalar attığının görüleceğini, davacının imzalarının karakteristik bir benzerlik göstermediği görüleceğini, Bakırköy 6.Ağır Ceza Mahkemesi 2014/259 E. Sayılı dosyasında, adli tıptan senetteki imzanın borçluya aidiyeti ve imzalarının karakteristik bir benzerlik gösterip göstermediği hususunda inceleme talep edildiğini, ancak Yerel mahkeme bu ceza dosyasını bekletici mesele yapmayarak usul ve yasaya aykırı karar verdiğini, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; takibe konu 100.000TL bedelli 10.12.2011 tanzim, 09.10.2012 vade tarihli bonoda keşideciye atfen davacının adı, imzası yer almakta olup lehtar davalı …, hamil ise davalı …’dir. İlk derece mahkemesince alınan ve Dairemizce de yeterli bulunan bilirkişi raporuna göre; senetteki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Senetteki imzada sahtelik, herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’ilerden olmakla ilk derece mahkemesince davacının davalılara borçsuzluğun tespitine, davalı …’ye ödenen bedelin istirdatına karar verilmesi yerindedir. Davalı vekili ceza dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; somut davada imza inkarının mutlak defi niteliğinde olduğu, ceza dosyasında davacının katılan, davalı …’nin sanık olarak yer aldığı, sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs iddiası ile kamu davası açıldığı dikkate alındığında ceza dosyasının bekletici mesele yapılmaması yerinde görülmüş ve davalı … vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.Mahkemece takip dosyasında alacaklı olarak yer almayan davalı … aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de; davalı …’a kararın usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı …’ın karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı dikkate alındığında HMK 355.maddesi gereğince bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.Açıklanan nedenlerle; istinaf istemleri ile sınırlı olarak incelemeye göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalı … vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL ile 1676,60TL’nin mahsubu ile bakiye 5.123,00 TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 38,00 TL posta giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davalı … tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.