Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4750 E. 2018/2675 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4750 Esas
KARAR NO : 2018/2675 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2017
NUMARASI : 2016/1004 E., 2017/681 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 14/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile 06/08/2014 tarihinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu ticari nitelikteki dükkan vasfına haiz taşınmazın satışı konusunda anlaşma yaptıklarını, 30/9/2014 tarihinde gayrimenkulun müvekkiline teslim borcunun halen yerine getirilmediğini, 30/01/2015 tarihinden itibaren sözleşme bedelinin % 0,3’ü oranında davalı şirketçe ödenecek cezai şartın ödenmediğini, tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün 2016/18040 esas sayılı dosyasında takip işlemine geçildiğini, davalı şirket tarafından 29/08/2016 tarihinde yetki ve borca itiraz edildiğini, yetki itirazı kabul edilerek dosyanın gönderildiği Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünde … esas sayısını aldığını, ödeme planına müvekkili tarafından harfiyen uyulduğunu, son taksitin teslim zamanına kadar askıya aldıklarını, davalı tarafın usule aykırı şekilde fesih bildiriminde bulunduğunu, davalı tarafın usulsüz fesih isteminin geçersizliğinin tespiti ve tapu iptali talebiyle Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/871 esasına kayıtlı olarak dava açıldığını belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin şekil şartına uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, geçerli olduğu farzedilse bile teslimattaki gecikmeden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2017 tarihli 2016/1004 Esas 2017/681 Karar sayılı kararıyla “mahkemenin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkemenin görevsizliğine, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine” karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf talebinde bulunarak, davacının işyeri (dükkan) satışından kaynaklandığını, ticari dava niteliğinde olduğunu ve ilk derece mahkemesinin görevli olduğunu beyanla, görevsizliğe ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak, görevli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf başvuru aşamasında davacı vekilinin; 12/11/2018 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu, 17/05/2018 tarihli sulh ve ibra protokolü düzenlendiğini, karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiş ve dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, yargılama giderleri yönünden karar verilirken sulh protokolünün dikkate alınmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dilekçesi ve sulh protokolü davalı vekiline tebliğ edilerek , protokole ve imzaya varsa itirazlarını bildirmesi için bir hafta kesin süre verildiği ihtar olunmuş davalı vekiline 21/11/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen itiraz etmemiştir.
6100 sayılı HMK 315.maddede “sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesine isterlerse sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin dilekçesinde davanın konusuz kaldığını ve protokolün 3.maddesinde karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiği, sulh protokolü ve davacı vekilinin dilekçesinin davalı vekiline meşruhatlı tebligat ile gönderildiği, protokole ve imzaya itiraz etmediği göz önüne alınarak, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 315/1 maddesi gereğince tarafların sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sulh protokolü gereğince taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2017 tarihli 2016/1004 Esas-2017/681 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Tarafların sulh olması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sulh protokolü taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin yatırılan 57,41 TL harçtan mahsubuna bakiye 21,51 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça istinaf aşamasında yatırılan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 14/12/2018