Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4743 E. 2020/1136 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4743 Esas
KARAR NO : 2020/1136
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2017
NUMARASI : 2015/1212 E. – 2017/407 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya tekstil malzemesi sattığını, malzemelerin bedelini tahsil edemediğini, borçlu hakkında icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazının iptaline takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; davalı karşı davacının müvekkiline flok tozu sattığını, flok tozunun ayıplı olması nedeni ile kullanım esnasında ürünler üzerinde oluşan bozuklukların kimyasal maddeler ile silinerek temizlenmesi gerektiğini, temizleme esnasında, üretim bölümünde bulunan 4 ad. ahtapot baskı makinesinin 2’sinin çalışamadığını, ayrıca üretim bölümünde çalışan işçilerin ayıplı ürünlerden kaynaklanan hatadan dolayı temizleme ve silme işlemi yaptıkları için üretim programı başka işlere yoğun olmasına rağmen 10 iş günü boyunca üretim yapılamadığını, 1 adet ahtapot baskı makinesinin üretim şartlarında günlük cirosunun 1.500,00TL-2.000,00TL olduğunu, üretim bölümünün 1 günlük üretim cirosunun 3.000,00-4.000,00TL civarında olduğunu, davalı karşı davacının ayıplı malları nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, söz konusu iş gücü kaybının 27/10/2015 tarih 481240 nolu fatura ile davacıya yansıtıldığını, davacının faturaları kabul etmeyip iade ettiğini, ürünün ayıplı olup olmadığının tespiti amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesi Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol ve Araştırma Laboratuvarında 07/10/2015 tarihinde test yaptırıldığını, rapor sonucunda “göndermiş olduğunuz kırmızı ve lacivert renklerden oluşan flok baskı, zeminde ise su bazlı beyaz renkli baskı bulunduğu beyan edilen … etiketli sweat-shitlerde, lacivert flokun beyaz renkli baskıyı lekesinin flok baskısının lekelemeye sebep olduğu değerlendirilmektedir” gerekçesi ile davalı karşı davacının sattığı tozun ayıplı ürün olduğunun belgelendiğini, davalı karşı davacının ayıplı ürün satması nedeni ile uğranılan maddi zararlara karşılık şimdilik ¨1.000,00TL’sinin davalıdan 27/10/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraf kayıtlarının 29/08/2015 tarihinde borç/ alacak bakiyesi olan ¨22.362,4TL olarak örtüştüğünün anlaşıldığı, akabinde davalının davacı adına ¨ 15.340,00 reklamasyon faturası ve ¨4.160,80 işçilik giderleri yansıtma faturası düzenlemiş olduğu bu faturaların davacı karşı davalıya tebliğ edilmiş olduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge olmadığı yine bu faturaların , davalı karşı davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davacı karşı davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,İtirazın iptali davalarında ispat yükünün kural olarak davacı alacaklıda olduğu, somut olayda davacı karşı davacının alacağını, takibe dayanak fatura, fatura konusu malın teslim edildiğine dair irsaliyeli fatura ve usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri ile ispat ettiği, kaldı ki taraflar arasında malın teslim edilip edilmediği noktasında bir ihtilaf bulunmadığı davalı karşı davacı tarafın cevap dilekçesinde ayıp iddiasına dayandığı, her ne kadar malın ayıpsız olarak teslim edildiğini ispat yükü davacı karşı davalı olan satıcı üzerinde ise de, satıcının ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilmesi için, alıcının yani davalı karşı davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmasının gerektiği, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat yükünün ise davalı karşı davacıda yani alıcıda olduğu, tüm dosya kapsamında davalı karşı davacının cevap ve karşı dava dilekçesinde bu hususu ispat edemediği zaten dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen flok tozunun ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir değerlendirmenin yapılmamış olduğunun net şekilde görüldüğü” gerekçesi ile neticeten asıl davanın kabulüne, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı-karşı davacı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin ¨22.362,34 asıl alacak üzerinden devamına, ¨22.362,34 asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak faturaya dayalı ve likit bulunduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı karşı davacı vekili istinaf isteminde özetle; Davaya konu edilen ihtilaf öncesinde davalı müvekkili şirket yetkilileri tarafından, davacıdan satın alınan flok tozunun ayıplı olup olmadığına dair İTÜ’den 07.10.2015 tarihli 20150560 sayılı rapor alındığını, mahkemenin dosya üzerinden inceleme yapan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda karar verdiğini, İTÜ’nün raporunda hataların lacivert flok baskıdan kaynaklandığı laboratuvar sonuçları ile belirtildiğini, davalı … Ltd. Şti’nin davacı … Ltd. Şti’nin dışında başka bir firmadan lacivert flok tozu satın almadığını, muhasebe kayıtlarından da anlaşılacağını, bilirkişiler lacivert flok tozunun ne miktarının hataya sebep olduğunun bilinmediği gerekçesi ile İTÜ raporuna itibar etmemiş iseler de davacıdan satın alınan lacivert flok tozundan başka bir firmadan satın alınma yapılamamış olması nedeni ile bilirkişilerin gerekçelerinin hiç bir önemi olmadığını, flok tozunun hatalı olduğunun kullanım ile anlaşıldığını, davacıdan alınan flok tozlarının tişörtler üzerine baskı yapılması neticesinde ayıplı olup olmadıkları ortaya çıktığını, Bakırköy ….Noterliği’nin 4 Kasım 2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnameyi davacıya keşide ederek İTÜ’den alınan testten haberdar edildiğini, İTÜ’den raporun 07.10.2015 tarihinde verildiğini, müşteri tarafından faturaların 16.10.2015 tarihinde 13.000 TL olarak kesildiğini, davalı … Ltd. Şti tarafından faturaların 28.10.2015 tarihinde Bakırköy ….Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, TBK 223/1.maddesi hükmü dikkate alındığında ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, mahkemenin değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Asıl dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup karşı dava ise ayıp iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda karşı davacı- davalı vekili, ayıp iddiasına dayanarak İTÜ’den alınan 07.10.2015 Tarihli test raporunun değerlendirilmemiş olmasını istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; bilirkişi heyetinin yeterli bulunan kök ve ek raporunda, flok baskının beş aşamadan oluştuğu, flok baskıda kullanılan flok tozları, flok tutkalın kalitesi ile makinede gerçekleştirilen işlemlerin önemli olduğu, İTÜ raporunda flok tozunun değil sweatshirtün incelendiğini, flok tozları ile kumaşa baskı uygulaması yapılıp test yapılmadığından İTÜ raporuna itibar edilemeyeceğinin açıkça belirtildiği dikkate alındığında ayıp iddiası ispatlanamadığından karşı davacının bu husustaki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Bununla birlikte davacının ticari defterlerine göre takip tarihinde davalıdan 22.362,34TL alacaklı olduğu, davalının defterlerine göre ise davacıya 2.861,54TL borçlu olduğu, tarafların defterleri arasındaki farkın davalı yanca tanzim edilen ancak davacının defterinde kayıtlı olmayan işçilik, yansıtma ve reklamasyon yansıtma bedeli açıklamalı toplam 2 adet 19.500,80TL bedelli faturadan kaynaklandığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine dair kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı-karşı davacı vekilinin asıl ve karşı dava yönünden yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 1.527,57TL harç ile karşı dava yönünden alınması gereken 54,40TL harçtan davalı-karşı davacı yanca yatırılan toplam 764,00 TL nisbi harçtan mahsubu ile bakiye 817,97 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.