Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4737 E. 2020/1069 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4737 Esas
KARAR NO : 2020/1069
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI : 2016/189 E. – 2017/113 K.
DAVANIN KONUSU: FSEK’dan kaynaklanan Haklara Tecavüzün Meni, tespiti, Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisinin, dava konusu “…” isimli TV programının …’de yayınlanması amacıyla 2015 yılının Aralık ayında … ile görüşmeye gitmiş ve … Koordinatörü … ile toplantı gerçekleştirmiş olduğunu, bu toplantıda …. formatı çok beğenmiş ve deneme (pilot) çekim yaparak kendilerinden resmi bir başvuru yapmalarını talep etmiş olduğunu, bunun üzerine eseri (TV program formatım) dava dışı … (format sahibi) arasında 26.01.2016 tarihli “Televizyon Programı Özgün Format Mali Hak Devir Sözleşmesi” akdedilmiş olup, bu sözleşme ile 5846 sayılı FSEK’in 5. ve 8. maddelerinde tanımı yapılan özgün TV eseri olarak gerçekleştirilecek “…” isimli televizyon programı formatına ilişkin mali ve manevi hakların müvekkili şirkete devri gerçekleştirilmiş olduğunu, devam eden süreçte … Koordinatörü … talep ettiği gibi müvekkili şirket tarafından deneme çekimi gerçekleştirilerek demo ve diğer belgeler ile birlikte 2016 yılının Ocak ayında …’ye başvuru yapıldığını, davalı … tarafından kendilerine olumlu veya olumsuz yazılı olarak geri dönüş yapılacağının ifade edildiğini, aradan makul bir süre geçmesine rağmen olumlu veya olumsuz olarak herhangi bir cevap verilmemesi üzerine müvekkil şirket yetkilisi tarafından … nezdinde konuyla ilgili kişilerle görüşülmüş olup, kendisine formatın ve başvurunun komisyon tarafından değerlendirildiği bilgisi verildiğini, müvekkil şirketin yapmış olduğu başvuruya istinaden olumlu veya olumsuz bir cevap beklerken, 20.09.2016 tarihinde … kanalında “…” isimli programın tanıtımını görmüş ve bu programın kendisine ait olan ve hali hazırda … nezdinde yayın başvurusu yapılmış olan “…” isimli format programla tamamen aynı olduğunu tespit ettiğini, bunun üzerine … Programlar Müdürü … ve … Kanal Koordinatörü … ile sözlü olarak görüşülmüş ise de kendilerince müvekkil şirketin mağduriyeti giderilmediğini gibi, formatın birbirinden tamamen farklı olduğu, “…” isimli program formatının ise diğer davalı … firmasına ait olduğu iddia ve beyan edildiğini, “…” isimli formatın müvekkil şirkete ait olduğu Üsküdar …. Noterliği’nin 27.01.2016 T. ve … yevmiye nolu Beyannamesi ile sabit olduğunu, “…” ve “…” isimli program formatlarının tamamen aynı olduğu yargılama aşamasında konusunda uzman bilirkişi tarafından açıkça tespit edileceği gibi, formatlar arasında hiçbir fark olmadığı sıradan bir TV izleyicisi tarafından dahi kolayca söylenebilir vaziyette olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla tarafımızca davalılar aleyhine Beyoğlu …. Noterliği’nin 05.10.2016 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek; … kanalında her pazar saat 23.00’de yayınlanan “…” isimli programın ihtarnamenin tebliği ile birlikte yayından derhal kaldırılması, müvekkili şirkete ait “…” isimli programın resmi başvuru belgelerinde de belirtildiği üzere her bir program bedeli 32.000-TL olup, bu tarihe kadar yayınlanan 2 program bedeli 64.000-TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içinde bilgileri verilen banka hesabına ödenmesi, “…” isimli programın ihtarname tebliği ile birlikte yayından kaldırılmaması ve yayınlanmaya devam edilmesi halinde ise, yayınlanan her bir program için 32.000-TL’nin ilgili programın yayın gününü takip eden 2 (iki) gün içerisinde belirtilen banka hesabına ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar ve ihbar edildiğini, buna karşın davalılarca ihtar edilen hususlar yerine getirilmediği gibi, tarafımıza yazılı veya sözlü herhangi bir geri dönüş dahi yapılmadığını, bu itibarla gelinen noktada huzurdaki davanın ikamesi gereği hasıl olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir mahiyetinde; dava konusu eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmasının ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesinin yargılama süresince durdurulmasına. davalıların tecavüz niteliğindeki fiillerinin tespitine, men’ine ve ref ine, mali haklara tecavüz söz konusu olduğundan FSEK hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katı tutarında maddi tazminatın (şimdilik 5.000-TL) tecavüz tarihinden itibaren işletilecek bankalarca uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kesinleşmiş mahkeme ilamının tirajı en yüksek 3 gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açma ehliyetinin olmadığını, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, esere hususiyetini veren kişinin eser sahibi olduğunu, FSEK de benimsenen yaratma prensibi gereğince gerçek kişilerin eserin yaratılmasıyla birlikte eser sahibi sıfatını aslen kazandıklarını, bu sebeple tüzel kişilerin eser sahibi olamayacaklarını, söz konusu FSEK kapsamında görülmemesi gerektiğini ve görev yönünden de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açma ehliyeti bulunmadığını, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, söz konusu formatın, davacının Noter belgesinden çok daha önce Noterden onaylı olduğunu, …. adlı TV yarışma formatına ilişkin İstanbul …. Noterliğinin 24 Ocak 2014 tarih ve … yevmiye nolu beyannamenin diğer davalı firma tarafından dava dosyasına sunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacının dosyaya sunduğu ve mali haklarını devraldığı … isimli yarışma program formatının FSEK de düzenlenen sinema eseri kategorisinde eser olarak değerlendirilebileceği, eser sahibinin eserinin izinsiz olarak çoğaltılması, değiştirilmesi ve umuma iletilmesini engelleme haklarının bulunduğu ancak dosya kapsamına sunulan belgelerden davalının ” ….” isimli tv yarışma formatının … tarafından İstanbul …. Noterliği’nin 24.01.2014 tarihli …. sayılı beyannamesi ile Noterlikte tespit ettirildiği, dosya kapsamına ibraz edilen belgelerden davalının program formatına 28.12.2013 tarihli dilekçede … ye sunduğu 07.02.2011 tarihli ve … sayılı işlemle programın işleme alındığı, Noter tespiti ve … ye sunum tarihinin davacı tarafından Noter tespiti ve … ye sunum tarihinden önceki tarihte olduğu, davacının format üzerinde hak sahibi olduğu ve intihal yapıldığını ispatlayamadığı, programların özgün olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Müvekkili şirketin FSEK’ten doğan hakları davalılarca ihlal edilmekte olduğunu, mali hakları müvekkili şirkete ait olan eserin davalılarca müvekkil şirketten izin alınmaksızın ve karşılığında hiçbir bedel ödenmeksizin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullanılmakta olduğunu, ihtarnameye rağmen sonuç alınamadığını, Mahkemenin, ek bilirkişi raporlarını esas alarak hüküm kurmasının hatalı olduğunu, ek raporların çelişkili olduğunu, ek raporları kesinlikle kabul etmediğini, davalının 24.01.2014 tarihli noter belgesi incelendiğinde davalıya ait format ile …’de yayınlanan … isimli program formatının farklı olduğunun açıkça görüldüğünü, programların çok az bir bölümünün birbirine benzer olduğu, davalı yanın formatı bana ait dediği ve tescil belgesini sunduğu programın …’de yayınlanan … programı olmadığını, dava konusu “….” isimli program formatıyla …’de yayınlanan “…” isimli program karşılaştırıldığında, … isimli formattan iltibas yapıldığının açık ve net olduğunu, mahkemenin itirazları dikkate almadığını, bilirkişilerin yanlı olarak Türk Radyo ve Televizyon Kurumu aleyhine tek bir aleyhe beyan dahi yazmadan defalarca ek raporlar düzenlediklerini, bilirkişilerin karşılaştırma yaptığı yabancı eserlerin bir kısmı ile formatlar arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, bazı eserlerle ise formatlar arası çok küçük benzerlikler bulunduğunu, özgün eser kavramıyla, bir eserin yüzde yüz olarak dünya üzerindeki tüm eserlerden benzersiz ve farklı olması anlaşılmaması gerektiğini, eserin özgünlüğü ifadesinden anlatılmak istenen “eser sahibinin o eseri başka bir eserden kopya edip etmediği ve esere kendisine has özellikleri verip vermediği olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME Davacının delil olarak Üsküdar ….Noterliğinin 27.01.2016 tarihli …. sayılı beyannamesini sunmuştur. Beyannamede ekte sunulan “…” isimli projenin yazılarının kendilerine ait olduğunu, hiçbir yerden esinlenmeden, kopya edilmeden yazıldığını, başkaları tarafından izin alınmadan çoğaltılıp, kullanılamayacağını beyan ve talep ettiğini bildirdiği, 28.01.2016 tarihli ….Koordinatörlüğü’ne ibraz ettiği programının, kabulü talepli ve “alındı “yazılı belge örneğini sunduğu anlaşılmıştır. Davacı yanın delil olarak sunduğu Beyoğlu ….Noterliği’nin 05.10.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile … de yayınlanan …. isimli tv programının formatının kendisine ait …. isimli format program ile aynı olduğunu, FSEK ten kaynaklanan haklarını ihlal edildiğini beyanla bu tarihten itibaren yayınlanan 2 program bedeli 64.000,00 TL nin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde hesabına yatırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince alınan ilk raporda bilirkişiler; dava dışı … isimli tv programının format sahibi olabileceği yarışma formatlarının sinema eseri kategorisinde korunmaya mazhar olduğu, ancak İleti Medya’nın format sahibinden yarışma programı üzerindeki mali hakları devir sözleşmesi ibraz etmeyip, dava dışı …. isimli devir sözleşmesini eklediği, … isimli yarışma programı ile davalı kanalında yer alan …. programları arasında benzerlik saptandığı yönünde görüş belirtmişlerdir. Bilirkişiler ek raporlarında ise; davalı …. dosyaya ibraz edilen 28.12.2013 tarihli belgesi ile … ye başvurduğu, başvuru işleminin … tarafından 07.02.2014 tarih ve … sayı ile işleme aldığını bildirdiği, davacının ise 2015 yılı Aralık ayında … ile görüşmeye gittiği, davacının Noterlik belgesinin 27.01.2016 tarihli olduğu, daha sonra sunulan deliller nedeniyle kök rapordaki görüşlerinden döndüklerini ve intihal yapılmadığı yönünde görüş belirtmişlerdir. İlk derece Mahkemesince üç kişilik sektör bilirkişisinden rapor alınmış, bilirkişiler 05.06.2017 tarihli raporunda; davacı yanın … isimli programı ile davalı yanın … da yayınlanan … isimli programlarının benzer özellikleri kadar farklı yanları da bulunduğunu, ancak bu iki formatın da özgün olmadığını, daha önce Türk televizyonlarında hatta yabancı ülke televizyonlarında yayınlanmış programlardan esinlendiğinin net bir şekilde görüldüğünü, … adlı yarışma programının … adlı yarışma programından esinlenerek hazırlanmadığı (intihal olmadığı) yönünde görüş belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, FSEK den kaynaklanan mali haklara tecavüzün tespiti, meni ve refi ile FSEK 68.madde gereğince 3 kat tazminata hükmedilerek hükmün ilanı istemlerine ilişkindir. talep edip edemeyeceğinden kaynaklanmıştır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda; ilk derece mahkemesince alınan ve Dairemizce yeterli ve denetime elverişli bulunan son bilirkişi heyeti raporu ile ilk bilirkişi heyetinin ek raporuna göre davacının dayandığı programın özgün olmadığı, daha önce Türk televizyonlarında ve yabancı ülke televizyon programlarında yayınlanmış programlardan esinlenildiği, iltibasın söz konusu olmadığı açıkça belirtilmiş olup davacının delil olarak dayandığı Üsküdar ….Noterliğinin 27.01.2016 tarihli …. sayılı beyannamesinin ve 28.01.2016 tarihli …. Kanal Koordinatörlüğü’ne başvurusunun davalı tarafın sunduğu…. tarafından tespit ettirilen İstanbul ….Noterliği’nin 24.01.2014 Tarihli …. sayılı beyannameden ve davalının 07.02.2014 Tarihinde işleme alınan … başvurusundan sonraki tarihli olduğu dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, istinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.