Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4735 E. 2020/1231 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4735 Esas
KARAR NO : 2020/1231
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2017
NUMARASI : 2016/365 2017/451
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalının yetkilisi olduğu …. Ltd.Şti’nde Ocak 2011’den 08/01/2016’ya kadar ön muhasebe görevlisi olarak çalıştığını, ancak müvekkilinin hakları ödenmeden işten çıkarılmak istendiğini, bu nedenle hesaplarda eksik olduğu iddiasıyla müvekkiline iftira atılarak iş akdine son verilmeye çalışıldığını, kendisinden dairesini ipotek etmesinin ya da satmasının istendiğini, müvekkilinin bunu kabul etmemesi üzerine ofise götürülerek tehdit altında 06/01/2016 keşide tarihli 400.000,00 TL bedelli senedin imzalattırıldığını, müvekkilinin kendisine ve ailesine zarar gelmemesi için senedi imzalamak zorunda kaldığını, olayın 08/01/2015’de meydana geldiğini, daha sonra senedin verileceği kendisine söylenerek işyerine çağrıldığını ve müvekkilinden bu defa da ibraname yazmasını istediklerini, müvekkilinin bunu kabul etmeyince tehdit ve zorla zimmetine para geçirdiği şekilde ifade yazdırıldığını, olayın tanıkları bulunduğunu belirterek müvekkilinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu işlediğini öğrenince davacının verdiği zarara karşılık dava konusu senedi müvekkiline verdiğini, ayrıca 08/01/2016 tarihli yazıyla haksız kazanç elde ettiğini kabul ettiğini, davacının senedi ödememek için bu yola başvurduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; senedin zorla imzalattırılıp imzalatılmadığına dair tanıkların dinlenildiğini, tanıkların bu konuda bilgi ve görgüsünün bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca konuyla ilgili hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, davacının uhdesine para geçirdiği iddiasıyla hakkında dava açıldığı, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; tanık …’ın gerçekleri açıkça anlattığını, ancak beyanlarının yok sayıldığını, İstanbul Anadolu 11.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/20 Esas sayılı dosyasında açılan davada, davacının bir adet flash disk sunarak dava konusu senedin zorla alınmadığını beyan ederek flash diskin çözümünü istediğini ve mahkemece rapor alındığını, bu rapora itiraz etmişler ise de, itirazların dikkate alınmadığını, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, müvekkilinin firmadan para almış olsa dahi senette lehtarın davalı olmaması gerektiğini, zira şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu, dolayısıyla kararın bu yönden de hatalı olduğunu, her ne kadar takipsizlik kararı kesinleşmiş ise de, buna itiraz ettiklerini, mahkemece dosyanın yeterince irdelenmediğini bildirmiştir. Davalı, vekili istinaf sebebi olarak; lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Dava konusu senedin 06/01/2016 tanzim, 10/02/2016 vade tarihli, 400.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu ve nakden kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. İbraname başlıklı belgenin ise 08/01/2016 tarihli olduğu, davacı ile dava dışı iki kişi arasında imzalandığı, içeriğinden davacının ….. Ltd. Şti’nde kasa sorumlusu iken kendi isteği ile dönem dönem belirli zamanlarda zimmetine para geçirmesi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiğinin, fesih olayını kabul ettiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Davanın başlangıçta İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Hazırlık soruşturması sonunda davalı ve dava dışı … hakkında cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve yağma suçlarından dolayı yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, karara itiraz edildiği, bu itirazın İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliğince reddedildiği görülmüştür. Duruşmada dinlenen davacı tanıklarından … beyanında; davacının 2016 yılı başında zimmetine para geçirdiğine dair konuşmalar olduğunu, davacıdan doğrudan bildiği bir şey bulunmadığını, senedin düzenlendiği dönemde ise markette bulunduğunu, tarafların yanında olmadığını, bildiği bir şey olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Tanık … ise ; senedin düzenlenmesi sırasında kendisinin olmadığını, olaya şahit bulunmadığını, istasyonda oluşan açıktan davacının sorumlu olduğunun belirlendiğini beyan ettiği görülmüştür. Tanık … beyanında; hesaplardan bilgisi olmadığını, senet düzenlenmesi sırasında tarafların yanında bulunmadığını, ortada zorlama gibi bir durumun olmadığını, bir gerginlikte farketmediğini beyan ettiği görülmüştür. Tanık … beyanında; davacıdan zimmetine para geçirdiğine dair doğrudan birşey duymadığını, ancak açık olduğu tespit edilince davacının eli üzerinde kendisi lehine ipotek yapmasının istenildiğini, bundan da vazgeçildiğini, davacının tedirgin korkmuş bir hali bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Tanık … ise; davacının zimmetine para geçirildiğine ilişkin duyumların kendisinin işten ayrılmasından iki , üç ay öncesine ait olduğunu, senedin imzalandığında orda olmadığını, görgüye dayalı bir şey bilmediğini, zorla imzalatıldığına dair izlenimler olduğunun etraftan söylendiğini beyan ettiği görülmüştür. Tanık … ise; davacının istasyonda muhasebeci olarak çalıştığını, hesabında bir miktar açık olduğunu ve bu paranın davacı taraftan alındığını duyduğunu, bu konuda davacıdan bir şey duymadığını, senedin zor ve tehditle alındığına dair bir bilgisinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 11.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davacı … tarafından davalılar … aleyhine açılan davada bir adet mp3, bir adet de mp4 kaydının çözümlenmesinin bilişimci bilirkişi tarafından yapıldığı ve kamera kaydı görüntülerinin raporda yer aldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalının yetkilisi olduğu dava dışı şirkette 08.01.2016’ya kadar ön muhasebe elemanı olarak çalıştığını, dava konusu senedin işçilik hakları ödenmeden işten çıkarılmak istenmesi nedeniyle hesaplarda eksik olduğu iddiasıyla tehdit ve zorla imzalatıldığını iddia etmiş, davalı ise davacının hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçunu işlediğini, verdiği zarara karşılık senedi imzaladığını savunmuştur. Dava konusu senedin tanzim tarihi 06.01.2016’dır. Davalı, işveren şirket değil ise de bu şirketin yetkili müdürü olup taraflar senedin iş akdinin devamı sırasında düzenlendiğini kabul etmiştir. Davacı taraf işçilik haklarının ödenmemesi için zorla imzalatıldığını, davalı taraf ise davacının iş akdine aykırı eylemleri nedeniyle senedin imzalandığını ileri sürmüştür. Dolayısıyla dava konusu senedin iş akdi devam ederken iş akdi ile ilgili olarak düzenlendiği, buna göre uyuşmazlığa İş Hukukunun uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Bir başka anlatımla davada görevli mahkeme iş mahkemeleridir. Görev hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden işin esasına girilerek karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2017 tarih, 2016/365 esas, 2017/451 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine dair karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada taraf vekillerinin esasa dair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine,6-İlk derece mahkemesi kararı usulden kaldırıldığından takdiren istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/07/2020