Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4729 E. 2020/1199 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4729 Esas
KARAR NO: 2020/1199 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2017
NUMARASI: 2015/27 E. – 2017/7 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Amerikalı Yazar …’ un “…” adlı tiyatro oyununun, tiyatrolarda sahnelendiğini, televizyon filmi ve sonrasında sinema filmi olarak da çekildiğini ve 1957 yılında Amerika’ da aynı adla, siyah-beyaz sinema filmi olarak gösterime girdiğini ve ardından dünya piyasasına sunulduğunu, Amerikalı yazarın eseri filmin dünyaya sunulmasından bir yıl sonra 1958- 1959 sezonunda … adıyla Türkçe’ye çevrilerek, filmin ilk kez İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelendiğini, Türkçe’ye çevrilen filmin ilk kez 1960 yılında sinemalarda gösterildiğini, …’ ın 2014-2015 sezonunda yeniden sahnelenmeye başladığını, oyunun tanıtım broşüründe yazan …, çeviren …, yöneten …’nın gösterildiğini; dramaturji çalışmaları sırasında çeviri konusunda yaptığı katkılardan dolayı …’ ye teşekkür notu eklendiğini, … adlı eseri Türkçe’ye müvekkili …’ ın çevirdiğini, müvekkilinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan doğan haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin İstanbul Şehir Tiyatrolarının mensubu olduğunu, 54 yıldan beri filmlerden bir çocuğunun çevirmenliğini de yaptığını, davalılardan …’nın İstanbul Şehir Tiyatrolarında rejisör olarak görev yaptığını, …’nın müvekkilini arayarak … sahneye koymak istediğini, elindeki çevirinin kötü olduğunu, bu yüzden müvekkilinin çevrisini istediğini, bunun üzerine müvekkilinin çevirisini gönderdiğini ve …’ nın 2014 yılından beri geri dönmediğini, 2014 yılına gelindiğinde davalılardan …’nun İstanbul Şehir Tiyatrolarına genel sanat yönetmeni olarak atandığını, yönetmeliğe göre genel sanat yönetmeninin sanat disiplinini sağlamakla yükümlüğü olduğunu, bu nedenlerle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının 2014-2015 sezonunda oynanan … oyunun çevirisinde müvekkiline ait çevirinin kullanıldığının tespitine, tecavüzün önlenmesine ve giderilmesine, İstanbul Şehir Tiyatroları internet sayfasında oyun afiş ve tanıtım broşürlerinde çeviren isminin değiştirilip düzeltilerek müvekkilinin isminin yazılmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAPLAR; Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekillerinden …’ nun İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni olduğunu, huzurdaki davada dava ehliyetinin bulunmadığını, tüzel kişiliği olmayan bir müdürlüğünün Genel Sanat Yönetmenliğini yürüten müvekkillerinden …’ndan intihal iddiası ile davacı olunmasının hukuki bir karşılığının olmadığını, müvekkili …’nun yönetmelikte sahnelenen oyunların telif işleri ile bir bir ilgilenmek gibi görevinin olmadığını, bu sebeple husumet itirazı nedeniyle, davanın esasına girmeden müvekkillerinden … yönünden davanın reddine, esas yönünden incelendiğinde … isimli eserin Amerikalı yazar … tarafından kaleme alınmış oyun olduğunu, ilk kez 1958-1959 sezonunda Şehir Tiyatroları ve yine … çevirisi ile sahnelendiğini, aynı oyunun … çevirisi ile bir kez daha 1983-1984 sezonunda sahnelendiğini, müvekkillerinden …’ da uzun süredir ilgili oyunu sergilemek istediğini, üzerinde uzun yıllar çalıştığını, davacının çevirisini de incelediğini ancak … çevirisini günümüze revize ederek kullanmayı uygun gördüğünü, davacının tiyatro arşivinde bulunan çevirisini kullanmadığını bu nedenle davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu filmin 1958-1959 yıllarında ilk kez Türkçe’ye çevrilerek İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelendiğini iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 1954 yılında sinema gösteriminden sonra Avrupa’ nın birçok şehrinde tiyatro olarak oynandıktan sonra 4-5 yıl sonra 1958-1959 yıllarında şehir tiyatrolarında gösterime girdiğini, 1958-1959 tiyatro sezonunda … yönetmenliğinde, 1983-1984 sezonunda … ve en son 2014-2015 sezonunda … yönetmenliğinde İstanbul seyircisi ile buluştuğunu, oyunun sergilendiği yıllarda …’ in çevirisinin kullanıldığını, davacının çevirisinin kullanılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul (Kapatılan 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.01.2017 tarihli 2015/27 E. – 2017/7 K.sayılı kararıyla; “davalıların dava konusu olan tiyatro oyununda …’ in çevirisinin kullanıldığı, ancak …’ in çevirisi ile davacı …’ ın çevirisi arasında orijinal esere bağlı kalınmak açısından benzerliklerin işin esası, işin mahiyetinden kaynaklandığı yine bu benzerliklerin eserin, eser de intihal veya işleme eser olarak nitelendirilemeyeceği ve her iki çeviri arasında çeviri farklılıklarının olduğu ve …’ in çevrisinin özgür nitelikte olduğu, bu itibarla davacının eserinden işlem yapılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; HMK 297. Madde gereğince kararın yazılış tarihinin kararda gösterilmediğini, 26.01.2017 tarihli son celsede tefhim edilen hükmün, HMK 294/4’teki bir aylık süreye aykırı olacak şekilde 08.05.2017’de UYAP’a yüklendiğini, -davalılardan … vekilinin, cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunmasına rağmen bu konuda mahkemenin karar vermediğini, -bilirkişi raporuna itiraz etmeleri üzerine, Mahkemenin 26.01.2016 tarihli (2) numaralı ara karar ile “mevcut rapora karşı itiraz nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına”; ve (6) numaralı ara karar ile de “tarafların kendilerinin çeviri yaptıkları orijinal metinleri iki hafta içinde dosyaya ibraz etmelerine” karar verildiğini, müvekkilinin…’ın çevirisinde kullandığı kaynak metnin 08.02.2016 tarihli beyan dilekçesi ekinde Sayın Mahkemeye sunulduğunu, davalılar … ve … vekilinin de kendi kaynak metinlerini ki müvekkilininkiyle aynı metin olduğunu sunduklarını ancak bilirkişi raporunun metinler sunulmadan 10.11.2015 tarihli olduğunu,- 29.03.2016 tarihinde yapılan 5. celsede (2) numaralı ara kararı gereğince dosyanın Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne, dramaturji alanında bilirkişilik yapabilecek 5 kişilik uzman bilirkişi isimlerinin bildirilmesi istenmiş; gelen isimlerden yapılan seçim neticesinde 10.06.2016 tarihinde dosyanın, 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edildiğini ancak atanan bilirkişilerden … (tercüman)’ın “uzmanlık alanının hukuk tercümeleri olduğunu, daha evvelki bilirkişi heyetindeki tercümanın da hukukçu olması nedeniyle itirazlar mevcut olduğunu, dosyadaki görevinin sonlandırılarak edebi konularda uzman bir tercüman bilirkişiye verilmesi” gerektiğini beyanla istifa ettiğini talimat mahkemesinin dosyayı esas mahkemesine gönderdiğini, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması talepleri üzerine, mahkemenin 10.11.2016 tarihli “davacı vekilinin yeni bir heyetten bilirkişi raporu aldırılması talebinin celse arasında değerlendirilip bu hususta karar verilmesine ve gerekli usul ve işlemlerin tesisine” karar vermesine rağmen sonraki celsede, yeniden rapor alınmasına ilişkin ara karardan rucü ederek önceki rapora göre karar verdiğini,davanın çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirir nitelikte bir dava olduğunu, eksik delille düzenlenen bilirkişi raporu ile karar verildiğini, yargılamanın uzamaması için Dairemizce yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmasını, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan İstanbul Şehir Tiyatroları Müdürlüğü istinafa cevabında; tiyatro oyununda …’in çevirisinin kullanıldığını beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.DELİLLER; İlk derece mahkemesince alınan 10/11/2015 tarihli heyet raporunda sonuç olarak: “Davacının dayandığı çevirinin, orjinal metnin çevirilerinden biri olduğu, bu itibarla davacının (FSEK md.l/B ve md.6/1 hükümleri doğrultusunda) işleme eser sahipliğinden söz edilebileceği,Ne var ki, raporumuzun yukarıda III. inceleme ve Değerlendirme başlığı altında yapılan karşılaştırmalardan da açıkça görülebileceği gibi, Davacı …’ ın çevirisinin sahnelenen oyunda kullanılan çeviri olmadığı, … çevirisinden yararlanıldığının anlaşıldığı, …in çevirisi ile reji metni arasında ufak farkların bulunduğu ve sahneleme esnasında şitrih adı verilen kimi makaslamaların/budamaların yapıldığı, yine de oyunun çeviri metninin tamamının …’e ait olduğunun açıkça görüldüğü, Neticeten, dava konusu uyuşmazlıkta, davacının çevirisinin kısmen veya tamamen kullanılmış olduğundan söz edilemeyeceği, davacının çevirisi ile davalılar tarafından kullanılan … çevirisi ve dolayısıyla reji metninde, orjinal esere bağlı kalmak nedeniyle benzerlikler olmasının ise işin mahiyetinden kaynaklanan bir durum olduğu” şeklinde görüş bildirmişlerdir.Dava dilekçesi ekinde davacı vekilinin müvekkiline ait çeviriyi delil olarak ibraz ettiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekilinin 20/07/2015 tarihli yazı ekinde; … çevirisi ile davacının çevirisini ibraz ettiği, tiyatro oyununun orijinal İngilizce metninin bir kısım davalılar vekilinin 11/04/2016 tarihli dilekçesi ekinde ibraz edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; … isimli tiyatro oyununun 2014-2015 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelendiğini, oyunun tanıtım broşüründe yazan …, çeviren …, yöneten …’nın gösterildiğini; dramaturji çalışmaları sırasında çeviri konusunda yaptığı katkılardan dolayı …’ ye teşekkür notu eklendiğini, oysa eseri Türkçe’ye müvekkili …’ ın çevirdiğini, müvekkilinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun’dan doğan haklarının ihlal edildiğini, beyanla tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası açmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava dilekçesi ekinde davacı vekili müvekkiline ait çeviriyi delil olarak ibraz etmiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili de 20/07/2015 tarihli yazı ekinde; … çevirisi ile davacının çevirisini mahkemeye göndermiştir. Davacı vekilinin bilirkişi raporunun çeviriler ibraz edilmeden düzenlendiğine yönelik istinaf nedeni yerinde değilse de; tiyatro oyununun orijinal İngilizce metnini bir kısım davalılar vekilinin 11/04/2016 tarihli dilekçesi ekinde ibraz edildiğinden, mahkemenin kararını dayandırdığı 10/11/2015 tarihli heyet raporunun orijinal metin incelenmeden düzenlendiği anlaşılmıştır. Dava konusu dikkate alındığında, özel ve teknik bilgi gerektirdiği, işin uzmanı bilirkişilerden görüş alınması gerektiği, ilk derece mahkemesince de bilirkişi görüşüne başvurulduğu, davacı vekilinin bilirkişi raporuna ve bilirkişilerin uzmanlıklarına, 30/11/2015 tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, raporda davacının çevirisindeki parantez içindeki açıklamaları ile sahnelenen tiyatro oyununun karşılaştırılmadığının ve dilekçedeki diğer itirazların ileri sürüldüğü, mahkemenin yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verdiği ancak daha sonra ara karardan rücu ederek, davanın esası hakkında karar verdiği ancak kararın gerekçesinde davacı itirazlarının karşılanmadığı , davalı …’nun husumet itirazı hakkında da olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmakla, eksik inceleme ile karar verilmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davalı …’nun husumet itirazının değerlendirilmesi ve işin uzmanı bilirkişilerden yeni bir heyet oluşturularak, tiyatro oyununun orijinal metni, çevirileri ve CD kaydı incelenerek denetime elverişli rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemesine gönderilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul (Kapatılan) 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.01.2017 tarihli 2015/17 E. – 2017/7 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-i icra karar harcı ile 71,80 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 209,20 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/07/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.