Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4720 E. 2020/994 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4720 Esas
KARAR NO : 2020/994 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI : 2016/61 E. – 2017/123 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Sözleşmeden Kaynaklanan Hak İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davalının adresinde “… Veznesi” aracılığıyla “… A.Ş.” unvanını kullanarak fatura tahsilatı yaptığı yönünde duyumlar alındığını, söz konusu duyumlar üzerine ilgili adreste Kartal ….Noterliği tarafından 08.04.2014 tarih ve … yevmiye numaralı tutanakla tespit yapıldığını ve yapılan tespitte davalının “…. Veznesi” unvanlı olarak faaliyet gösterdiğinin ve … unvanının, markasının, logosunun davalı tarafından kullanıldığının, yetkili işlem merkezi ve yetkili ödeme merkezi sıfatları altında müvekkili şirket ile herhangi bir sözleşmesel ilişki olmadan müvekkili şirket adına fatura tahsilatları yaptığının, müvekkili şirket faturalarından işlem ücreti alındığının ve veznelerin duvarlarına müvekkili şirketin çağrı merkezlerine ait telefonların asıldığının görüldüğünü, bunun üzerine davalıya Kartal 21.Noterliğini kanalıyla ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya ulaşmasına rağmen tabelalar ve … unvanlı evrakları kaldırmadığı gibi tahsilat yapmaya devam edeceğini bildirdiğini, davalının yetkisiz olarak işlettiği tahsilat veznesinin şirketin belirlediği kalite standardına uygun olmaması nedeniyle müşterilerde algı karışıklığına sebebiyet verdiğini, ayrıca gerek şirkete gerekse de yetkili ödeme merkezlerine karşı güvende tereddütlere sebebiyet verdiğini belirterek, davalının müvekkili şirket adına hiç bir suretle tahsilat yapmamasına, müvekkili şirketin kalite politikasına, ticari itibarına ve manevi kişiliğine zarar vermesi sebebiyle… unvanını, markasını, logosunu taşıyan tabelaların ve her türlü ilanın kaldırılmasına ve matbu evrakların kullanılmayarak mevcut olanların derhal imha edilmesine, davalının tüm yasal ihtarlara rağmen yetkisiz ve haksız olarak tabela ve ilanlarını kaldırmayıp uygulamalarına ve tahsilat faaliyetlerine devam etmesi sebebiyle müvekkili şirketin manevi kişiliği zarara uğradığından dolayı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının 13/04/2015 tarihli süre uzatım dilekçesinde; adına gösterilen “… Mah. … Cad. No:5 …/İSTANBUL ” adresinin Fatura Ödeme Merkezi olduğunu, ancak kendisi adına işyeri olmadığını, hiçbir zamanda belirtilen adreste iş yerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece davalının süre uzatım talebi iki haftalık cevap süresinden sonra sunulduğundan süre uzatım talebinin reddine karar verilmiştir.İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli 2016/61 Esas – 2017/123 Karar sayılı kararıyla; “toplanan deliller, Noter tespit tutanağı, tanık anlatımı, marka tescil kayıtları, Beykoz Vergi Dairesi’nin kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile, davalının iş yerinde, elektrik perakende satış faaliyetini daha önceden yürüten dava dışı … adını ve tescilli markasını kullanarak elektrik fatura tahsilatı yaptığı, halen bu faaliyeti devam ettiren davacı … ile aralarında bu konuda bir sözleşme yapılmadığı, yetkisiz ve izinsiz olarak yapılan fatura tahsilatlarının davacı şirketin sistemine anında girilememesi nedeniyle davacının ve abonelerinin zarar görebileceği, davacının itibar kaybına uğrayabileceği, davalının fatura tahsil etmek için izni ve sözleşmesi olmadığını bilerek eylemine devam etmesi nedeniyle kusurlu olduğu, davalının eyleminin TTK’nun 54 ve devamı maddelerinde tanımlanan haksız rekabet oluşturduğu ve davacının TTK’nun 56/1-e ve TBK’nun 58. maddesi uyarınca manevi tazminat talep edebileceği” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul, Beykoz, …, … Cad. No:… adresinde davacıya ait logo ve unvanları kullanarak davacı adına yetkisiz fatura tahsilatı yapmasının önlenmesine, davacıya ait …unvanı ve logosunu taşıyan tabelalarının ve matbu evrakın toplatılmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin 12.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.Davalının süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda davaya cevap vermediği yazılmışsa da, 13/04/2015 tarihli cevap dilekçesi ibraz ettiğini, cevap dilekçesi d fıkrasında beyan ettiği belirtilen adreste işyeri olmadığına dair adresinin bulunmadığına dair itirazının dikkate alınmadığını, mahkemenin Beykoz Vergi Dairesi’ne yazdığı müzekkereye verdiği cevapta; 01/07/2010 tarihinden itibaren “… Sok. No:… Beykoz” adresinde faaliyetine devam ettiği, 28/05/2014 tarihi itibarıyla “… Sok. No:… Beykoz” adresinde ek iş olarak ödeme merkezi faaliyetinde bulunduğunun bildirildiğini, Beykoz Belediye Başkanlığı ve Tokatköy Muhtarlığından aldığı ve içeriğinde “… Mah. … Cad. No:… Beykoz/İSTANBUL ” adresinin bulunmadığı beyan edildiğine dair yazı cevaplarını ibraz ettiğini beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince … ve … markalarına ilişkin marka tescil belgeleri incelendiğinde; 2014/28232 numaralı “İstanbul …” markasının davacı adına tescil başvurusu yapıldığı, işlemlerinin halen devam ettiği,… numaralı “İstanbul …+Şekil” ve … numaralı “…+şekil” markalarının ise …. A.Ş. adına tescilli oldukları görülmüştür. Davacı tanığı …. ifadesinde; olay tarihinde … müşteri hizmetleri bölge müdürü olarak görev yaptığını, halen aynı şirkette satış bölge müdürü olarak çalıştığını, davalıya ait iş yerini bizzat görmediğini, ancak şirketlerinin elemanları tarafından yerinde tespitler yapıldığını, davalı ile çalıştığı firma arasında fatura tahsilatı konusunda hiç bir sözleşme olmadığını, fatura tahsilatı yapılan iş yerlerinde kendi standartlarını sağlayamadığı için ve markanın zarar gördüğünden yalnızca bankalar ve PTT vasıtasıyla fatura tahsilatı yapılmasına dair karar oluşturulduğunu, bunu da faturaların arkasına açıklama olarak yazdıklarını, yalnızca geçen yıl bir firma ile anlaşarak kendi hazırladıkları konsepte uygun ödeme noktaları oluşturduklarını, davalının ve buna benzer iş yerlerinin yaptıkları tahsilatların kendilerinin sistemiyle bağlantıları olmadığından ödemelerin sisteme geç intikal etmesi veya hiç intikal etmemesi gibi sorunlar yaşattığından müşterilerin de bu durumdan zarar gördüklerini, ayrıca istedikleri standartta iş yerleri düzenlenmediğinden markalarının da zarar gördüğünü, borcunu ödemediği için enerjisi kesilen müşterilerinin bu tür yerlere borçlarını ödedikleri halde ödeme sisteme geç girdiğinden enerjilerinin süresinde açılamadığını ve mağdur olduklarını beyan etmiştir.Davacı vekilinin Kartal …. Noterliği’nin 08/04/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı tutanağı ibraz ettiği, tutanak ekinde olduğu beyan edilen tespit sırasında çekilen fotoğrafın dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.Beykoz Vergi Dairesine, Tutanakta beyan edilen Vergi Kimlik Numarası ile mahkemece yazılan müzekkereye verilen cevapta , davalının 01/07/2010 tarihinden itibaren “…Sok. No:… Beykoz” adresinde faaliyetine devam ettiği, 28/05/2014 tarihi itibarıyla “… Sok. No:… Beykoz” adresinde ek iş olarak ödeme merkezi faaliyetinde bulunduğu bildirilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının “… Mah. … Cad. No:5 Beykoz/İSTANBUL ” adresinde “Yetkili Ödeme Merkezi” ve “Yetkili İşlem Merkezi” sıfatları altında müvekkili ile herhangi bir sözleşme yapmaksızın fatura tahsilatı yaptığını, işyeri tabelası ve evraklarda AESAŞ/AYEDAŞ unvan, marka ve logolarının bulunduğunu, ihtarname tebliğine rağmen kaldırılmadığını beyanla davalının dürüstlük kurallarına aykırı uygulamalarının ve hukuka aykırı işlemlerin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, davalının bildirilen adreste davacıya ait logo ve unvanları kullanarak fatura tahsilatı yapmasının önlenmesine, … unvan, marka ve logolarını taşıyan tabela ve evrakın toplatılmasına, 3.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı istinaf dilekçesinde; “…. Mah. … Cad. No:5 Beykoz/İSTANBUL ” adresinde kendisinin iş yerinin bulunmadığını, cevap dilekçesindeki itirazının dikkate alınmadığını ileri sürmüş, ispat yönünden de; mahkemenin Beykoz Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazdığı müzekkere cevabını, kendisinin Beykoz Belediye Başkanlığı ve Tokatköy Muhtarlığından aldığı ve içeriğinde böyle bir adresin bulunmadığı beyan edilen yazı cevaplarına delil olarak dayanmıştır. Mahkemece gerekçeli kararda davalının cevap dilekçesi ibraz etmediği yazılmışsa da; dava dilekçesinin davalının bildirilen adresinden bilâ tebliğ iadesi üzerine, Mernis adresine 13/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 13/04/2015 tarihli süre uzatım talepli dilekçesinde; adına gösterilen “…. Mah. … Cad. No:5 Beykoz/İSTANBUL ” adresinin Fatura Ödeme Merkezi olduğunu, ancak kendisi adına işyeri olmadığını, hiçbir zamanda belirtilen adreste iş yerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Davalıya ihtarname gönderildiği anlaşılıyorsa da, tebliğ şerhinin bulunmadığı, davacı tarafça ibraz edilen Kartal …. Noterliği’nin 08/04/2014 tarihli … Yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Tutanak ekinde, fotoğraf olduğu beyan edilmişse de, dosyaya ibraz edilen tutanak ekinde fotoğraf bulunmadığı, Beykoz Vergi Dairesine, Tutanakta beyan edilen Vergi Kimlik Numarası ile mahkemece yazılan müzekkereye verilen cevapta , davalının 01/07/2010 tarihinden itibaren “…. Sok. No… Beykoz” adresinde faaliyetine devam ettiği, 28/05/2014 tarihi itibarıyla “…Sok. No:… Beykoz” adresinde ek iş olarak ödeme merkezi faaliyetinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı tanığının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, ihtarnamenin davalıya tebliğ edilip edilmediği, hangi adreste tebliğ edildiği tutanak ekindeki fotoğrafın davacı tarafça ibrazı yada Noterlikten temini sağlanarak, bildirilen adreste davacı ticaret unvanı, markası ve logosunun tabela ve evraklarda kullanılıp kullanılmadığı, kullanımın dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, kararın 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli 2016/61 Esas – 2017/123 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi haline davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 18,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 103,70 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.