Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4718 E. 2020/1132 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4718 Esas
KARAR NO: 2020/1132
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI: 2016/240 E. – 2017/461 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yapmış oldukları şifahi anlaşma ile birlikte bakır ithalatı yapma ve elde edilecek kârın paylaşılması konusunda mutabakata vardıklarını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve davalıya bakır ithalatının avansı olarak 103.000,00 TL gönderdiğini, ancak davalının anlaşmaya riayet etmediği gibi 103.000,00 TL’yi de iade etmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yasal süreden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında bakır ithalatı işi yapılmasına yönelik bir anlaşma olmadığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre müvekkilinin davacı ile dava dışı … arasındaki bakır ithalatına aracılık edeceğini ve bunun karşılığında belirlenen komisyon ücretine hak kazanacağını, müvekkilinin hesabına gönderilen bedelin avans bedeli olmayıp komisyon ücreti olduğunu, müvekkilinin davacı ile dava dışı firmayı görüştürdüğünü ve firmalar arasında anlaşma sağlandığını, bunun üzerine müvekkilinin komisyon ücreti karşılığı olarak 02/10/2015 tarihli faturayı düzenleyerek davacıya gönderdiğini, ancak davacı mal bedelini satıcı firma hesabına ödeyemediği için sözleşmenin kurulamadığını, satıcının halen mal bedelinin ödenmesi halinde malı göndermeyi taahhüt etmekte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacının taraflarca yapılacak bakır ithalatı işinin avansı olarak davalıya 103.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak anlaşmanın gerçekleşmediğini ve davalının ödenen tutarı iade etmediğini ileri sürdüğü ve delil olarak banka havale dekontuna dayandığı, havalenin kural olarak mevcut bir borcun ödemesi olarak kabul edildiği, ancak ödeme dekontunda ‘bakır ithalatı için ön ödeme’ açıklamasının bulunduğu, dolayısıyla ödemenin bakır ithalatı işinin avansı olduğu yönündeki iddianın doğrulandığı, davalı tarafça yasal süreden sonra sunulan cevap dilekçesinde ödemenin komisyon ücreti alacağına ilişkin olduğu ve buna ilişkin düzenlenen faturaya davacı tarafça itiraz edilmediği ve vergi olarak bildirildiği ileri sürülmüş ise de söz konusu faturanın verilen kesin süreye rağmen davalı tarafça sunulmadığı, söz konusu faturaya davacının sunulan ticari defter kayıtlarında rastlanılmadığı, ayrıca davacının BA-BS formlarında yer almadığı(2015 yılı Ekim ayında sadece davalının davacı adına bir bildirimi görünüyor), dolayısıyla davacının asıl alacak iddiasında haklı olduğu, bunun yanında davalının icra takibi öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil sunulmadığından davacının işlemiş faiz talebinin haklı görülmediği, ayrıca davalının kötüniyet tazminatı talebi olmadığından reddedilen tutara yönelik olarak bu hususta bir karar verilmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Alacaklı şirket ile müvekkilİ arasında bakır ithalatına ilişkin şifahi bir sözleşme olmadığını, müvekkilinin davacı şirket ile dava dışı … firması arasında bakır ithalatına ilişkin aracılık yapacağını ve karşılığında komisyon ücretini almaya hak kazanacağını, müvekkili hesabına gönderilmiş olan bedelin de avans bedeli olmayıp komisyon bedeli olduğunu, müvekkilinin davacıyı dava dışı … firması yetkilisi … ile görüştürdüğünü, davacı mal bedelini satıcı firma hesabına ödeyemediği için sözleşmenin kurulamadığını, satıcının halen mal bedelinin ödenmesi halinde söz konusu malı göndermeyi taahhüt etmekte olduğunu, bilirkişi incelemesi neticesinde karar verildiğinden icra inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu takibin dayanağı olan 15.05.2014 Tarihli 103.000,00TL bedelli dekont örneğinde “bakır ithalatı için önödeme” şeklinde açıklama mevcuttur. Davalı taraf, gönderilen paranın önödeme değil komisyon ücreti olduğunu iddia etmiş olmakla bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davalının bu hususta herhangi bir delil ibraz etmediği, davacının ticari defter kayıtları ve BA-BS formlarının iddiasını doğrular nitelikte olduğu dikkate alındığında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir. Bununla birlikte asıl alacak likit olup davalı takibe itirazında haksız olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.035,93 TL harçtan, peşin alınan 1.759,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.276,93 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 18,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 25/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.