Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4717 E. 2020/1559 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4717 Esas
KARAR NO : 2020/1559 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2017
NUMARASI : 2015/180 E. – 2017/33 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının hazır gıda sektöründe lider, büyük bir firma olduğunu, faaliyetlerine yurt içinde ve yurt dışında, yaklaşık 27 yıldan beri aralıksız devam ettiğini, “…” ana – esas markalarının yanı sıra, birçok tali marka ile konserve-hazır gıda sektöründe faaliyette bulunduğunu, davacı şirketin kurulduğu günden beri imal ederek satışa sunduğu ürünlerinde kullandığı “…” ibareli markasının davacı adı ile beraber anılır hale geldiğini, “…” ibaresini münhasır olarak veya yanında bir ek ihtiva eden versiyonlarının Türk Patent Enstitüsü nezdinde, 1992/005608, 1996/993691, 2003/16952, 2006/38093, 2006/38094, 2006/3653, 2008/25740, 2008/34566, 2008/18489, 2009/25684, 2009/44100 numaralarıyla, 05. 29. 30. 31. 32. 33. 35. sınıflardaki tüm emtia ve hizmetleri ihtiva eder şekilde usulünce tescil edildiğini, söz konusu markalarla, “yiyecek ve içecek sınıfı”ndaki, “hazır ve işlenmiş gıda, konserve ve baharatlar” olarak tüm emtiaları ihtiva etmekte olduğunu, davalı …nin ise, iştigal konuları dâhilinde, TPE nezdinde 2014/07259 tescil numaralı, 29. ve 35. sınıflarda, emtia ve hizmetlerde, “…+şekil” markasını, davacıya ait marka ibaresine şekil ve harf ilave etmek suretiyle “kötüniyetli” olarak tescil ettirdiğini, tüketicilerin ilk anda görecekleri kelimenin “…” ibaresi ve oval kırmızı renkli şekil olduğunu belirterek, davalının, davacılara ait sektörel tanınmış “…” markasıyla aynı ve benzer emtialarda, davacı şirkete ait “…” markasını taşıyan “yiyecek ve içecekler için çeşni vericiler” emtialarında tescili ve kullanması sebebiyle vaki tecavüzünün, haksız rekabetinin ve iltibasının tespitine, davalı şirkete ait 2014/07259 numara ile tescilli “…+şekil” markasının 29. sınıfta yer alan emtiaların tamamı bakımından, 35. Sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması başlığı altında yer alan “et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, kuru bakliyat, hazır çorbalar, bulyonlar, zeytin, zeytin ezmeleri, süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil), yenilebilir bitkisel yağlar, kurutulmuş, konservelenmiş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin, yumurtalar, yumurta tozları, patates cipsleri, kahve, kakao, kahve veya çeşni, lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar, mayalar, kabartma tozları, her türlü un, irmikler, nişastalar, toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri, çaylar, buzlu çaylar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, sakızlar, dondurmalar, yenilebilir buzlar, tuz, hububat, tahıl ve mamulleri, pekmez, tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar, ormancılık ürünleri, biralar, bira yapımında kullanılan preparatlar, maden suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzerleri ile diğer yöntemler ile sağlanabilir” hizmetlerini de ihtiva eden marka tescilinin bütünü ile hükümsüzlüğüne, davalı markasını taşıyan ürünlerin ve tanıtım malzemelerinin toplatılmasına, imhasına, 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın gazetede ilanına, maddi tazminat ve her türlü dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının “…+şekil” markasını 29. ve 35. sınıflarına ait bir kısım emtialar bağlamında tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunu ve TPE nezdinde 2014/07259 sayılı numara ile tescil edildiğini, terkini talep edilen davalıya ait “…+şekil” markasının, ticaret-hizmet markası olduğunu, davalının sektörünün önde gelen firmalarından biri olduğunu, Antalya’nın Kumluca ilçesinde 25 yıldır sebze ve meyve ticareti yaptığını, davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği markasının, Türkiye’de tanınmış marka kategorisine girmediğini, markaların ve markaların tescil edildiği sınıfların birbirinden farklı olduğunu, davacının iddialarının aksine, 556 sayılı KHK’nın 7/1. hükmünün, davalı şirketin markasının terkinine zemin oluşturmadığını, Yargıtay içtihatlarında da bir markanın birden çok ülkede tescilli olmasının, bu markanın tanınmış marka olduğu anlamına gelmeyeceğinin ortaya konulduğunu, “…+şekil” markası ile davacının markası arasında benzerlik bulunmadığını, zira davalıya ait marka ile davacının markaları arasında şekil, telaffuz, hece, görsellik, bütünsel anlam bakımından farklılık söz konusu olduğunu, marka değerlendirmesi yapılırken, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, her iki markanın farklı kompozisyonlarda kullanıldığını, “…+şekil” markasının, davacının davasına gerekçe gösterdiği marka ile vurgu, telaffuz, markanın tertip şekli gibi unsurlar bakımından karıştırılmayacak surette farklı olduğunu, bu nedenle markanın hükümsüzlüğü koşullarının gerçekleşmediğini, markalar arasındaki farklılıkların, iltibasa yer vermeyeceğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 28/02/2017 tarihli 2015/180 Esas, 2017/33 Karar sayılı kararıyla; ” davalının davaya konu olan ve hükümsüzlüğü talep edilen markasının davacı markaları ile benzer olmadığı, tarafların markalarının dolaylı veya doğrudan karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tescilli markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerde kullanılmasının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği, bu nedenle de manevi tazminat talep edilemeyeceği sonucuna varıldığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; usul yönünden istinaf sebebi olarak; mahkemenin karara kendilerine tebligatın 21/03/2017 tarihinde yapıldığı ve 11/04/2017 tarihinde kesinleştiği şerhi vermişse de, icra takibi ile karara muttali olmaları üzerine yaptıkları araştırma sonucunda, gerekçeli kararın vekil olarak adının ve adresinin yazıldığı tebligat parçasının “davalı vekili … ” kalemde Yazı İşleri Müdürü tarafından tebliğ edildiğini, davalı vekiline tekrar tebliğ edildiğini ve kararın kesinleştirildiğini, kesinleştirmenin hukuka ve Tebligat Kanunu’na aykırı olduğunu, Mahkeme Kaleminin bu defa 2. Kez kararı kendilerine tebliğe çıkardığını, “… Cad. 76 Numaralı Apartmanda 2009 yılında vefat eden (EK:5 Veraset İlamı) mütevefa … beyanı ile ofiste bulunmadığı zabıt altına alınarak ve yanlış muhtara Kavaklıdere Mahalle Muhtarı … teslim edildiğini, oysaki ofisin adresinin “…Mahalle Muhtarı … ” olduğunu, icra takibi ile muttali oldukları tarih itibarıyla muhtarda kararın bulunamadığını, karara muttali oldukları 14/07/2017 tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde istinaf itirazlarını sunduklarını,Esasa yönelik istinaf sebepleri; mahkemenin doğrudan ve dolaylı karıştırma ihtimalini yanlış şekilde algılayarak ve markaların bütün halinde benzerlik göstermediklerini gerekçesinde dayanak yaparak, bilirkişilerin doğrudan karıştırma şeklinde mütalaa ve devamında taleplerini doğrular beyanlarının dışına çıkarak, bizzat kendisi değerlendirerek, yanlış bir kanaatle davanın reddine karar verdiğini,-bilirkişi heyetinde gıda mühendisi, marka vekili ve öğretim üyesi bilirkişilerin bulunduğunu, raporda eksiklikler olduğunu ve bu eksiklikleri itirazlarında bildirdiklerini, mahkemenin bu hususta değerlendirme yapmaya gerek görmeden, 556 Sayılı KHK 8. Ve 9. Maddeleri gereğince davanın kabulüne karar vermesi gerekirken, 7. Maddesi mesnet alınarak davanın reddine karar verdiğini,-davanın tescilli markaya tecavüz-iltibas sebebiyle markanın hükümsüzlüğü davası olduğunu, aynı zamanda davalının markayı kullanarak sektörde haksız rekabete neden olduğunu, “…” markasının tescilli marka olmasının tecavüze konu olmasını engellemeyeceğini, 6769 Sayılı SMK 155. Maddesinde “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibinin, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını, savunma gerekçesi olarak ileri süremez” denildiğini, ABAD içtihadında da, tescil sahibinin marka tescilinden doğan haklarını, sonraki marka sahibine karşı ileri sürebileceğine ve bunun için sonraki markanın hükümsüz kılınması ve marka sahibinin kötüniyetli olmasının aranmadığına karar verildiğini,-TTK 55 (a)/4 bendinde “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” dürüstlük kuralına aykırı sayıldığını, davalının basiretli tacir gibi davranmadığını, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini,-mahkemenin teknik bir bilgiyi, pazar ve sektör bilirkişisinin de içinde bulunduğu heyetin araştırmayı ve mütalaayı gerektirir konuda , dosyayı bilirkişi incelemesine tabi tuttuğu halde, karar gerekçelendirmesinin de hukuka aykırı olduğunu,-mahkemenin yasal koşulları oluşmasına tedbir taleplerinin de reddine karar verdiğini bu hususun da anlaşılamadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, yeni bir karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Ticaret sicil kayıtlarından, davacı şirketin 25/03/1985 tarihinde, davalı şirketin ise 1997 yılında Kumluca Ticaret Sicil Müdürlüğüne, 28/07/2015 tarihinde ise Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edildiği, marka tescil kayıtlarından; davalının 29. ve 35. sınıflarda tescilli, 2014 07259 numaralı “şekil+…” markası, davacının ise 05, 29,30,31,32,33, 35. Sınıflarda tescilli, 99 003691, 2009 44100, 2009 25684, 2008 18489, 2008 34566, 2008 25740, 2006 03653, 2006 38094, 2006 38093, 2003 16952, 137019 tescil numaralı “SERA” esas unsurlu markalarının tescilli olduğu, 99 003691 numaralı marka yenilenmediğinden geçerliğiliğini yitirdiği tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 07/10/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; sektörel incelemede ” davacı firmanın gıda sektöründe oldukça bilinir bir firma olduğu, ulusal ve yerel market raflarında sürekli bulunan ve ortalama bir tüketici bakımından değerlendirildiğinde bilinirlik seviyesi yüksek bir marka olduğunu”, taraf markalarının 29. Sınıfta ortak olduğu ve aynı tüketici kitlesine hizmet verecek olduğu düşünüldüğünde, market raflarında aynı rafta yer alacağından, ortalama bir müşteri algısı göz önüne alındığında, davalı firma markasını davacı markasının bir alt kolu olarak düşünebileceğinin kaçınılmaz olduğunu beyan etmiştir.Bilirkişiler marka hukuku yönünden yapılan değerlendirmede; karıştırılma ihtimalinin, “doğrudan karıştırma ihtimali” ve “dolaylı karıştırma ihtimali” olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulduğu, doğrudan karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkması, markaların aynı/benzer olması, mallar/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iki unsurun birlikte benzerliğinin, halk tarafından karıştırılma ihtimali doğurması şartlarının gerçekleşmesine bağlı olduğunu; davacı markaları ile davalı markasının bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin benzer olmadığını; somut olayda “markaların aynı/benzer olması” şartı gerçekleşmediğinden, taraf markaları arasında doğrudan karıştırılma ihtimali bulunduğundan söz edilemeyeceğini, hedef kitlenin özel bir nitelik ihtiva etmediğini gıda sektöründe, ortalama tüketici nezdinde, “…” ibaresini barındıran, önüne yahut ardına farklı ek veya kelime eklenmek suretiyle oluşturulmuş markaların, davacı firmanın ürünleri olduğu intibaını yaratabileceğini; bu nedenle davalıya ait 2014/07259 no’lu “…+şekil” markasının davacı markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile davalı markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin benzerlik durumuna göre, 29. sınıftaki tüm emtialar bakımından, 35. sınıfta ise “Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için El, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelermiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, Bal, arı sütü, propoiis, Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil almak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Tozşeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez Tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar. Ormancılık ürünleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından dolaylı karıştırılma ihtimali nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 8/l-b ve 9/1-b maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilebileceğini bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E : Dava marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, marka hükümsüzlüğü ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, davacı markaları ile davalı markası arasında doğrudan yada dolaylı olarak karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle , hükümsüzlük davasının, davalı tarafça tescilli markanın kullanılmasının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, ilk derece mahkemesince tebligat evrakındaki muhtarlık bilgilerinde karışıklık bulunması nedeniyle kesinleşme şerhinin iptal edilerek, başvurunun kayda alındığı görülmüştür. Dairemizce başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı resen incelenmiş, Çankaya Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla yaptırılan araştırmada, davacı vekiline yapılan tebligatta haber verilen komşu olarak imzası bulunan … mahallesi muhtarlığı çalışanı olmadığı, … isimli Kavaklıdere Mahalle Muhtarı olduğu, davacı vekilinin haber verilen komşu olarak ismi bulunan … ölüm belgesi örneğini ibraz ettiği, bu durumda tebligatın usulüne uygun olmadığı, istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı kanaatine varılmıştır.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, sektör bilirkişisinin değerlendirmesinde, ” davacı firmanın gıda sektöründe oldukça bilinir bir firma olduğu, ulusal ve yerel market raflarında sürekli bulunan ve ortalama bir tüketici bakımından değerlendirildiğinde bilinirlik seviyesi yüksek bir marka olduğunun” beyan edildiği, davacı delilleri içerisinde bulunan, reklam ve tanıtım evrakları, marka tescil belgeleri, yurt dışı ve yurt içi tescil kayıtlarının bilirkişi tespitini doğruladığı kanaatine varılmıştır.556 sayılı KHK’ nin 8/2.b bendinde düzenlenen, marka tescilinde nisbi red nedenleri kapsamında ikinci cümlede, “tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini kapsıyorsa” ifadesi yer aldığı gibi, Markanın Korunması Kapsamı’nı düzenleyen 9/2-b maddesinde, “işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması”nın markaya tecavüz oluşturacağı öngörmüştür.Davacı “…” markasının, 1992 yılından itibaren 29/30/31. Sınıflarda tescilli olduğu, davacı adına … unsurlu; … ibareli markaların bulunduğu, davacının kırmızı zemin ve üzerinde beyaz renkli “…” markasını 29/32. Sınıfta 30/06/2003 tarihinde tescil ettirdiği, sektörde bilinirliği yüksek olduğu, taraf markalarının 29. Sınıfta tüm emtialar bakımından ortak olduğu ve aynı tüketici kitlesine hizmet verdiği, hükümsüzlüğü istenen 35. Sınıf hizmetlerin de, davacı markalarının tescilli olduğu emtiaların satış hizmetleri olduğu ve tescil sınıflarının bağlantılı olduğu, davalı markasının … ibaresinden türetilen ve aidiyet belirten “mdan” ekinin getirilmesiyle oluşturulan “…” ibaresinden oluştuğu, kırmızı dikdörtgen zemin üzerine beyaz harflerle yazıldığı, davalı markasındaki elinde tabela tutan arı şeklinin geri planda kaldığı, davalı markasının asıl unsurunun “…” ibaresi olduğu, markaların işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, tarafların ürünlerinin aynı raflarda satılacağı düşünüldüğünde, ortalama tüketici kitlesi nezdinde markaların karışıklığa yol açabileceği kanaatine varılmakla, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar vermek gerekirken farklı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, hükümsüzlük davasının kabulüne, davalı markasının 29. Sınıfta tümüyle, 35. Sınıfta da, davaya konu edilen ürünlerin bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler, perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri yöntemler ile sağlanabilir) yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.Davacı vekilinin, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı da istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılıyorsa da; dava tarihinde 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 155. Maddenin yürürlükte olmadığı, yürürlükte olan mülga 556 Sayılı KHK hükümlerinde de bu yönde düzenleme bulunmadığı göz önüne alındığında, davalı tarafın marka tescilinden kaynaklanan haklarını kullanmasının haksız rekabet ve markaya tecavüz teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin red kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine,-İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 28/02/2017 tarihli 2015/180 Esas, 2017/33 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -Davalı adına tescilli 2014/07259 başvuru numaralı “şekil + SERAMDAN” markasının, 29. Sınıfta TAMAMEN, 35. Sınıfta ” “Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için El, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelerimiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, Bal, arı sütü, propoiis, Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil almak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Tozşeker, kesme şeker, pudraşekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez Tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar. Ormancılık ürünleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve sicilden TERKİNİNE,-Karar kesinleştiğinde Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından TPMK’na bildirilmesine,-Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat talebinin REDDİNE,3-İlk derece yargılaması yönünden; -Hükümsüzlük davası yönünden alınması gereken 54,40 TL harç ile, reddedilen, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 54,40 TL red harcının (Toplam 217,60 TL) peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 132,21TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,-Davacı lehine kabul edilen hükümsüzlük davası yönünden 4.910,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,-Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası üzerinden taktir edilen 4.910,00 TL ve marka hakkına tecavüzün tespiti davası üzerinden 4.910,00 ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 14.730,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 3.250,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1/4 oranında 812,50 TL giderin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan 10,00 TL tebligat/müzekkere masrafının 7,50TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde taraflara iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 73,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 159,20 TL’nin, davcıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.