Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4715 E. 2020/1148 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4715 Esas
KARAR NO: 2020/1148 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI: 2016/33 E., 2017/638 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı-şirket arasında … Marka …(…) Model Kule Vinç Satışı konusunda 25.05.2015 tarihli satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme hükümlerine göre, satış bedelinin 95.000,00 USD+KDV olarak kararlaştırıldığını, 28/05/2015 tarihinde 50.000 TL. Ve 18/06/2015 tarihinde 46.000 TL.ödeme yapıldığını, kalan 200.000,00 TL karşılığı verilen çeklerin tamamının ödendiğini, sözleşme gereği satışa konu vincin teslim süresinin 30-45 işgünü olarak kararlaştırıldığını, vincin son teslim günü olan 28.07.2015 tarihine kadar teslim edilmediğini, müvekkilinin satın aldığı vinç müvekkiline teslim edilinceye kadar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzaladığı 27.05.2015 tarihli 3 ay süreli kira sözleşmesi uyarınca vinç kiralamak zorunda kaldığını, bu şirkete kiralık kule vinç kullanım ve bakım giderleri karşılığı 54.271,74 TL.ödendiğini, satışa konu kule vincin davalı tarafça zamanında ifa edileceği inancıyla vince uygun olarak denge taşlarının hazırlatıldığını, bu taşların hazırlanması masrafı olarak 6.185,00 TL. Demir ve işçilik ücreti ödendiğini, yapılan tüm sözlü uyarılarına ve ihtarlarına rağmen davalının teslim borcunu yerine getirmediğini, buna rağmen müvekkilinin sözleşmedeki tüm edimlerini yerine getirmeye devam ettiğini, davalının kule vinci teslim etmediğini, müvekkili şirketin bir talebi olmadan 25.11.2015 tarihinde 1993 Model … marka eski bir vincin geçici olarak müvekkilinin şantiyesine kurulduğunu, bu vincin müvekkilinin ihtiyaçlarını hiçbir surette karşılamadığını, satışa konu kule vincin niteliklerine de haiz olmadığından kullanılamadığını, davalıya ihtarname keşide edilerek kule vincin müvekkiline tesliminin istendiğini, kule vincin müvekkiline teslimi sağlanmadığı gibi ihtarnamedeki diğer taleplerinin de yerine getirilmediğini, davalı vekili tarafından müvekkili şirkete keşide edilen ihtarname ile müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnamedeki taleplerin haksız olduğunun bildirildiğini, davalının cevabi ihtarnamesinin kabulünün mümkün olmadığını, davalı vekilinin keşide edilen ihtarnamede satışa konu kule vincin, tesliminde sözleşme hükümlerine aykırı şekilde gecikme yaşandığını açıkça kabul ettiğini, davalının sözleşmede kararlaştırılan sürenin üzerinden 6 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen satışa konu vinci teslim etmediğini, ağır kusuru olduğunu, kule vinç müvekkiline teslim edilmediğinden davalının sözleşmenin kendisine yüklediği teslim yükünü yerine getirmediğinden kur farkı talebinde bulunamayacağını belirterek taraflar arasında düzenlenen 25/05/2015 tarihli kule vinç satış sözleşmesinden doğan ifaya ilişkin talep hakkı yerine borcun ifa edilmemesinden doğan tüm zararların tazmininin talep edildiğinin tespitiyle müvekkili tarafından davalıya ödenen toplam 236.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ edildiği 11.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vadesi gelmemiş olan 30.01.2016 tarih 30.000,00 TL ve 30.03.2016 tarih-30.000,00 TL bedelindeki 2 adet çek yönünden bedelsiz kaldıklarından ötürü müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve anılan çeklerin müvekkiline iadesine, anılan çeklerin davalı nezdinde bulunmaması veya iadesinin sağlanamaması/ödenmek zorunda kalınması durumunda 60.000,00 TL’nin ödenmek durumunda kalınması muhtemel tüm fer’ilerin müvekkili şirketten tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, kule vincin müvekkiline sözleşme ile kararlaştırılan 28.07.2015 tarihine kadar teslim edilmemesi nedeni ile kiralık kule vinç kullanım ve bakım giderleri olarak müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalınan bedeller toplamı olarak, fazlaya ilişkin talep ıslah ve dava hakları saklı olmak kaydıyla ve bilirkişi raporu ile saptanacak rakamlar esas olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ edildiği 11.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, müvekkilinin davalı ile akdedilen satış sözleşmesinin ifa edileceği inancı ile satışa konu kule vince uygun olarak denge taşları hazırlattığından anılan taşların hazırlanması (demir, beton, işçilik vs.) masrafı olarak sarf edilen bedeller toplamının fazlaya ilişkin tüm talep, ıslah ve dava hakları saklı olmak kaydıyla ve bilirkişi raporu ile saptanacak rakamlar esas olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ edildiği 11.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının beyanlarının haksız ve gerçek dışı olduğunu, satış sözleşmesinde görüleceği üzere davacı ile müvekkili arasında … marka … (…) model Kule vinç satış sözleşmesinin tarihi 25.05.2015 olmadığı gibi sözleşmede kayıtlı herhangi bir tarih bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin tarihsiz olarak imzalandığını, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmenin bir ön sözleşme olduğunu, davacının, müvekkili ile arasında akdedilen vinç satış sözleşmesinin geç ifasından dolayı sözleşmenin ifasından vazgeçerek ödenen 296.000,00 TL iadesini talep etmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ticari örf adete göre yurtdışı satışlarında alınan ürünün tesliminin peşin ödeme veya banka yoluyla (leasing) yapılan ödemelerden sonra yapıldığını, davacı şirketin ise dava konusu vincin ücretini peşin olarak ödemediğini, davacı şirketin leasing problemi olduğundan dolayı ödemelerin vadeli çeklerle yapıldığını, çeklerin tahsili halinde teslimatın yapılması konusunda anlaşılarak müvekkili şirket ile davacı arasında teslimat tarihi belirtilmeyen ön sözleşme yapıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki dava konusu vincin 25.05.2015 tarihinden itibaren 30-45 gün sonra yani 28.07.2015 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmadığından ve müvekkili tarafından sözleşme de sözleşme konusu vincin teslim tarihi başlangıcı belirtilmediğinden dolayı vincin geç tesliminin söz konusu olmadığını, davacının sözleşme bedelinin tamamını ödemediğini, sözleşmedeki tüm edimlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin vinç teslimi ile ilgili davacının zarara uğramasına neden olacak herhangi bir davranışta bulunmadığını, kusuru da bulunmadığını, zira müvekkilinin sözleşmede yer almasına rağmen iyi niyetli olarak satış ödeme kur farkını da davacıdan talep etmediğini, kule vincin üretimini yapan Çinli … şirketi ile müvekkili arasında görüşmelerin devam ettiğini, sözleşme konusu vincin en kısa zamanda teslimatı için tüm emek ve gayreti gösterdiğini, bu sebeple davacının sözleşmenin ifasından vazgeçme talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının … şirketinden kiralandığını iddia ettiği vincin daha önce davacı şirket tarafından kiralanarak kullanılmakta olan bir vinç olduğunu, bu vincin kiralanmasının müvekkili şirketin satım ön sözleşmesinde bahsedilen vincin geç teslimi nedeniyle kiralanmadığını, davacının faiz talebinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davanın hukuki niteliği itibari ile; taraflar arasında imzalanan kule vinç satış sözleşmesi gereğince teslimi gereken vincin tesliminde davalının temerrüde düştüğü iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bu nedenle satım bedelinin iadesi, uğranılan zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, mahkemece taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi heyetinden 17/04/2017 tarihli rapor alındığı, davalı tarafın belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, incelenen davacı tarafın defter kayıtlarında davalının sözleşme bedeli üzerinden düzenlediği 112.100 USD (KDV dahil)bedelli bir adet faturanın kayıtlı olduğunun belirlendiği, taraflar arasında … (…) vinç alımı konusunda bir satış prtokolünün düzenlendiğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, protokolde ödeme kısmında vincin satış bedelinin belirlenerek 95.000 USD + KDV bedel olarak kabul edildiği, aynı bölümde 50.000,00 TL.peşinat ödeneceği ayrıca her biri 20.000 TL.bedelli 10 adet çek alınacağı, KDV.nin de ürün gümrüğe geldiğinde ödeneceğinin düzenlendiği, teslim süresinin 30-45 iş günü olarak kararlaştırıldığı, davacı dosyaya dava dışı …Ltd.Şti. ile arasında düzenlenen 27/05/2015 tarihli bir adet kule vinçin kiralanmasına ilişkin 3 ay süreli kira sözleşmesini sunduğu, dosyaya ibraz edilen İstanbul …Noterliğinin 09/12/2015 tarih … no.lu ihtarnamesiyle de davacının davalıya dayanak kule vinç satışı konusunda aralarında 25/05/2015 tarihli satış sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca peşinatın ödenip çeklerin tevdi edildiğini, vadesi gelen çeklerin tamamının ödendiğini ve vadeleri geldiğinde ödenmesine de devam edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan 30-45 iş günü itibariyle son teslim tarihinin 28/07/2015 olduğunu, bu tarihe kadar kule vinçin teslim edilmediğini, satın alınan vinç teslim edilinceye kadar bir başka firmadan kiraladıkları vincin kullanılmak durumunda kalındığını, bu yüzden 54.271,74 TL.kira bedeli ödendiğini, satıma konu kule vincin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 iş günü içinde tesliminin sağlanmasını, bu süre içinde teslimin sağlanmaması durumunda ödenen 216.000,00 TL.ile henüz vadesi gelmeyen 3 adet çekin kendilerine iadesini, çeklerin iadesinin sağlanamaması durumunda toplam 296.000,00 TL.nin avans faiziyle birlikte iadesini, yine satıma konu kule vinçin tesliminin sağlanmaması durumunda sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla kule vinç için yaptırılan denge taşları nedeniyle harcanan 6.185,00 TL.demir ve işçilik ücretinin de avans faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiğinin görüldüğü, davalının, davacının dayandığı sözleşmenin bir satım ön sözleşmesi niteliğinde olduğu yönündeki iddiasının sözleşmede bir bedel karşılığında özellikleri belirli bir malın teslimi hususunun taraflarca kararlaştırılmış olduğu, davalı tarafça da fatura düzenlendiğinden mahkemece yerinde görülmediği, taraflar arasında varlığı kabul edilen satış protokolünde herhangi bir tarih bulunmadığı, davacı tarafın sözleşmenin 25/05/2015 tarihinde akdedildiğini ileri sürdüğü, sözleşmede herhangi bir tarih yazılı olmamakla birlikte “sözleşme akdedildiğinde peşinat olarak 50.000,00 TL.ödeneceği”nin kararlaştırılmış olması ve davacının peşinat olan 50.000,00 TL.lık ödemeyi 25/05/2015 tarihinde yapmış olup, davalı tarafa gönderdiği ihtarnamede de sözleşmenin tarihini 25/05/2015 olarak belirtmiş olmasına rağmen davalının buna cevabi ihtarnamesinde itiraz etmemiş olması karşısında sözleşme tarihinin peşinatın alındığı 25/05/2015 tarihi olduğunun mahkemece kabul edildiği, sözleşmede teslim süresi 30-45 iş günü olarak kararlaştırılmış olup sözleşme tarihinden itibaren bu süre azami olarak 10/07/2013 tarihinde dolmakla birlikte davacı, davalının 28/07/2015 tarihinde temerrüte düştüğünü ileri sürdüğü, bu nedenle davacının talebi ile bağlı kalındığı, davacı tarafın bu tarihden sonra davalıya gönderdiği 09/12/2015 tarihli ihtarnameyle kule vinçin teslimi için süre verdiği, vincin teslim edilmemesi halinde sözleşme bedelinin iadesiyle uğradığı zararların tazminini talep ettiği, vincin tesliminin dava tarihi itibariyle dahi gerçekleşmediği, TBK 123 ve 125/2 maddeleri ile karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin temerrüte düşmesi halinde diğerinin borcun ifası için uygun bir süre vermesi bu sürenin sonunda edimin yerine getirilmemesi halinde borcun ifasından vazgeçilmesi imkanı getirildiği, davacının, davalı tarafa gönderdiği ihtarnameyle sözleşmeden döndüğünü bildirdiği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren verilen süre içinde davalının edimini yerine getirmemiş olması karşısında davacının sözleşmeden haklı olarak döndüğünün sabit olduğu, bu durumda davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini talebe hak kazandığı gibi sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zararlarını da talep edebileceği, davacının, bu kapsamda menfi zararlarını isteyebileceği, menfi zarardan kastın davalı satıcının sözleşme konusu malı zamanında teslim edeceği inancıyla yapılan fakat satıcının malın tesliminde temerrüde düşmesi nedeniyle alıcının sözleşmeden dönmesinden ötürü uğranılan zararlar olduğu, davacı, malın teslim edileceği inancıyla yaptığı masrafları ve daha elverişli bir sözleşme yapma fırsatını kaçırması nedeniyle uğradığı zararı isteyebileceği, ancak teslimdeki gecikme nedeniyle uğranılan zararın menfi zarar değil, müspet zarar olduğu, sözleşmeden dönen tarafın müspet zararını isteme hakkı bulunmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirmede davacı taraf açtığı davada sözleşmenin ifasından vazgeçtiğinin tespitiyle birlikte ödediği bedelin iadesini, kule vinçin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle vinç kiralamak zorunda kalmasından ötürü kira ve bakım giderini yine sözleşmenin ifa edileceği inancıyla denge taşı döşemesinden doğan zararın tazminini talep ettiği, sunulan ticari defter ve kayıtlar ile banka cevabından davacının satım bedeline karşılık ihtarname tarihine kadar 216.000,00 TL.ödeme yaptığı (nakit ve çek olarak) ihtarnameden sonra da 30/12/2015-30/01/2016 ve 30/03/2016 çekler karşılığı 80.000 TL.daha ödediğinin belirlendiği, davacının satım bedeline istinaden ödediği bu tutarları isteyebileceği gibi 09/12/2015 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi itibariyle ödenen 216.000 TL.için ihtarın tebliğ tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesinin uygun olduğu, ihtarnameden sonra ödenen 3 adet çek bedeli için de her birinin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi talep edilebileceğinin mahkemece kabul edildiği, davacının bir diğer talebinin vincin tesliminde gecikme olması nedeniyle vinç kiralama bedeli karşılığı olduğu, bu talebin gecikme zararı niteliğinde olup müspet zarar olduğundan sözleşmeden dönen tarafın müspet zararın tazminini isteyemeyeceğinin kabulüyle talebin yerinde görülmediği, davacının diğer talebinin ise sözleşmenin ifa edileceği inancıyla vincin kurulacağı yere döşendiğini iddia ettiği denge taşlarına ilişkin masraflar olduğu, gerçekten böyle bir masraf yapılması halinde menfi zarar olarak davacı tarafın bu masrafı istemesinin mümkün olduğu, davacı tarafın döşenen denge taşlarının yerin altında kaldığını, görünemeyeceğini bildirdiği, bu konuda 07/05/2015 tarihli faturaya dayandığı, bu faturanın “52.790 ton”nervürlü demir karşılığı düzenlenmiş 77.073,40 TL.bedeli fatura olduğu, sözleşmenin peşinatının 25/05/2015 tarihinde ödenmiş olup, davacının da sözleşme ilişkisinin bu tarihte kurulduğunu ileri sürdüğü, talebine dayanak gösterdiği faturanın ise sözleşme tarihinden 18 gün önceye ait olup faturadaki ton miktarının da denge sistemi imalatı için gerekli olandan çok fazla olduğunun bilirkişi heyetinde yer alan teknik bilirkişi tarafından açıklandığı, yine sözleşmede vincin oturacağı temele ilişkin plan ve detay olmadığı da belirtildiği, bu durumda davacının denge taşlarına ilişkin iddiasını ve bundan doğan zararını ispat edemediği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının satım bedeline karşılık ödediği 216.000,00 TL’nin 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ihtardan sonra ödenen 20.000,00 TL 30/12/2015, 30.000,00 TL’ye 30/01/2016 ve 30.000,00 TL’ye 30/03/2016 tarihlerinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve davalı yanın vekilinin istifa ettiğini, yeni bir vekil atanmadığını bu nedenle de ücreti vekalet tayin ve takdirinin hatalı olduğunu, kararın bu kısmının düzeltilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ticari satımdan kaynaklanan bedel iadesi ve zarar giderimi taleplerinden ibarettir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde kurulan hüküm ; davalı yanca istinaf edilmemiş ve davacı yanca da sadece “reddedilen kısım nedeni ile hükmedilen ücreti vekaletin verilmemesi gerektiği nedenine dayalı olarak istinaf edilmiştir. AAÜT 2/1 maddesinin 1.cümlesi gereğince bu tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Davalı vekilleri dosyaya vekaletnamelerini sunmuşlar, ayrıca davalının vekilleri her ne kadar istifa etmiş iseler de, cevap dilekçesi sundukları da görülmüştür. Vekalet ücretinin de ilgili taraf için hükmedildiği, davalının vekil tutarak bir süre avukatlık hizmetinden yararlandığı ve bu nedenle de ücreti vekalete hak kazandığı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 1 – Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile eksik 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı yan üzerinde bırakılmasına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.