Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4713 E. 2020/1205 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4713 Esas
KARAR NO : 2020/1205 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2017
NUMARASI : 2016/174 E. – 2017/124 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … esas unsurlu markalarının hepsinin müvekkilinin faaliyetleri ve hitap ettiği geniş halk kesini gözününe alındığında herkes tarafından iyi bilinen tanınmış markalar olduğunu, davalının müvekkilinin markalarına iltibas yaratacak şekilde çok benzer … ŞEKİL markasını 07,08,11,21 ve 35.sınıf emtialar kullanılmak üzere 2014/58846 sayı ile tescil başvurusunda bulunduğu, başvuruya itiraz ettiklerini marka başvurusundan 11 ve 21.sınıflar dahil bir kısım ve 35 sınıfta dahil hizmetlerin tümünün çıkarıldığını ancak diğer mallar için markanın tescil edildiğini, dava konusu … ibareli markanın müvekkilinin tanınmış markalarının itibarına zarar vereceğini, ayırt edici karakterini zedeleyeceğini veya markalardan haksız bir yarar sağlayabileceğini, müvekkilinin markalarının tüketiciler nezdinde kazandığı haklı tanınmışlıktan yararlanmak için arda birden fazla uyuşmazlık bulunduğu halde imaj transferine yol açacak benzer marka başvurularında bulunmasının kötü niyetini gösterdiğini, davalı adına 2014/58846 sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait marka tescili ile davacı tarafın dayanak markaları arasında iltibasın söz konusu olmadığını, davacı tarafa ait markalar ile müvekkiline ait marka tescillerinin aynı emtiaları içermediğini, davacı tarafın tekstil sektöründe bilinirliğinin, müvekkilinin de züccaciye ve mutfak eşyaları sektöründe bilinirliğinin olduğunu, davacı tarafa ait … markasının tanınmışlık açısından değerlendirilmesinde ancak sektörel anlamda tanınmış olabileceğini farklı emtia sınıflarında tescilli bulunan müvekkilinin markasının varlığını etkimeyeceğini, müvekkilinin önceki marka tescilleri nedeniyle … ibaresi üzerinde müktesep hakkı bulunduğunu, davacının asıl amacının kullanamadığı ve tescil ettiremediği 08 ve 21.sınıfta … ibaresini kullanmak olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli 2016/174 Esas-2017/124 Karar sayılı kararıyla; “somut olayda, davalı tarafın markası 08 ve 21.sınıfta daha önceden tescilli kazanılmış hak söz konusu olup, 07 ve 11.sınıflarda da davalının kazanılmış hak sahipliği söz konusu olup, kendi tescilli sınıfında seri markalar yaratmak davacı tarafın yasal hakkı olup, farklı hizmet ve sınıflarda davalı tarafın tescil ettirdiği markanın davacı markasına benzerliği veya ondan haksız bir istifadesi söz konusu olmadığı, davalı tarafın tescil ettirdiği marka kendine özgü bir şekil markası olduğu, daha önceki davacı taraf tescili markalarından şekil itibariyle farklı olduğu” gerekçesiyle; davacı tarafın ve davalı tarafın daha önceki tescilli markaları dikkate alındığında davalı tarafa ait markalar daha önceden beri 8 ve 21.sınıflarda 7 ve 11.sınıflarda tescilli olup, söz konusu davalı tarafın kendi tescilli hak kapsamında seri marka yaratma hakkı olup, yerinde olmayan davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Usuli sebep olarak; mahkemenin bilirkişi raporu dahi almadan, davalının dava konusu marka yönünden kazanılmış hakkı bulunduğu, taraf marka emtialarının farklı olduğu şeklinde karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu,-Esasa ilişkin sebepler; davalı şirketin kötü niyetli olduğunu , tarafların karşılıklı birden çok davası olduğunu, sunulan Yargıtay kararları ile davalının davacının … markalarının tanınmışlığından yararlanmaya kalkıştığının açık ve net bir şekilde ortaya çıktığını, davalının müvekkilinin “….” şeklindeki sloganını dahi taklit ederek “…” şeklinde marka başvurusunda bulunduğunu, açılan davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, -davalının önceden tescilli … markaları olmasına rağmen onlarca başvuruyu kırmızı-gri ve beyaz renk kombinasyonu ile yaparak yakınlaşma amacını ortaya koyduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma kararlarından, davalının müvekkiline ait markalardaki renk unsuru haricinde kaligrafiyi de kopyaladığını gösterdiğini, uyuşmazlıkta renk kombinasyonu kopyalanmamışsa da; kaligrafi değişikliği ve dünya şeklinin arka plana atılarak, dalga şeklinin ön plana çıkarılmasının davalının niyetini açıkça gösterdiğini, davalının görsel anlamda yakınlaştırma çabası ile yapılan dizayn benzetmesinin söz konusu olduğunu,-davalı tarafça kazanılmış hak teşkil ettiği kabul edilen 98/09473, 2000/28662, 2010/24924 ve 2012/18039 numara ile tescilli markalarda , müvekkiline ait markalarda yer alan kaligrafinin kopyalanmadığını, davalının markasını, müvekkilinin markalarındaki … ibaresinin yazım şekline ve dalgalı şekline çok yakın bir kullanım seçtiğini, -kazanılmış hak değerlendirmesi yapılırken, önceki markanın kapsadığı emtialar ile sonraki tarihli markanın aynı emtiaları kapsaması gerektiğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, önceki markaların tescilli olduğu 8. ve 21. sınıfta daha fazla emtiayı kapsadığını, 7. ve 11. sınıflarıda kapsadığını, emtia genişletmesi olduğunu, -uyuşmazlıkta davalı taraf yerine kazanılmış hak teşkil edecek, 2010/67905 ve 2011/84502 sayılı markaların bulunduğunu, bu markalar hakkında Ankara 3. FSHHM’nin kararlarının Yargıtay 11. HD tarafından bozularak, davacı müvekkiline ait markalar ile benzer olduğuna hükmedilerek davalının kazanılmış hakkının dinlenmediğini, davalının kötü niyetli olduğu göz önüne alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; bilirkişi incelemesi yapılmaması ileri sürülmüşse de dosyaya sunulan bir çok kararda taraf markalarının farklı emtialarda tescilli olduğunun tartışmasız olduğunu gösterdiğini, ihtisas mahkemelerinin kendi bilgi ve tecrübeleriyle karar verebileceğini,-müvekkilinin 1997 yılından beri … markasını tescilli olarak kullandığını, 2004-2005 yılından beri logosunda kırmızı renk kullanmaya başladığını, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2010/377 Esas sayılı dosyasında açılan davada, Yargıtay’ın 2010/67905 sayılı marka başvurusu nedeniyle YİDK iptal davasının sonucunun beklenmemesi gerekçesi ile kararı usul yönünden bozduğunu,-davalının markasını müvekkilinin markasının tescilli olduğu 07/08/11 ve 21. Sınıflarda tescil ettirmeye çalıştığını reddedildiğini, davacının amacının marka tecavüzü yada haksız rekabeti önlemek değil züccaciye sektöründe … markasını kullanmak yattığını, -Yargıtay’ın bozma kararlarına konu marka başvurularının kırmızı logolu olduğunu, somut olayda ise kırmızı renkli olmadığını,-taraflar arasında daha önce görülen ve onanarak kesinleşen Ankara 2. FSHHM’nin 2013/141 Esas-2013/237 Karar sayılı kararına konu 2010/24924 sayılı müvekkilinin markasının da renksiz ve davaya konu logo ile aynı şekilde tertip edildiğini, 2010/14924 sayılı markadaki logo farklı olsa da, ibarenin yazım şekli ile dalga şeklinin 2010/24924 sayılı markada aynen kullanıldığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2017 tarihli 2015/12678 Esas- 2017/729 Karar sayılı kararın bu davada emsal teşkil etmeyeceğini, kararın hatalı olduğunu karar düzeltmeye başvurduklarını, markaların farklı emtialarda tescil edilmesi nedeniyle iltibasın oluşmayacağını,-davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin tescilli üç markası dışında da markaları bulunduğunu, 07/08/11 ve 21. Sınıf açısından müktesep hakkı bulunduğunu, 08. Sınıfı tam kapsayacak şekilde tescilli markası olmasa da benzer ürünler olması dolayısıyla müktesep hakkın kabul edilmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, -davacının müktesep hak teşkil eden markalarda davacı markasındaki kaligrafinin kullanılmadığı beyanının daha önceki davalardaki beyanlarıyla çeliştiğini, 2010/24924 sayılı markadaki aşçı figürünün elindeki dünya logosu ve logoda yer alan … ibaresindeki yazı karakteri ile dava konusu markadaki karakterin aynı olduğunu, davacının markasına benzetme amacının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER; Marka tescil kayıtlarından; davacı tarafa ait 2011/11109 şekil markasının 20, 23, 24 ,25, 35.sınıflarda 2012/11887 … markasının 20, 23, 24, 25, 26, 27, 35.sınıfta, 2011/29814 … şekil markasının 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 35, 37.sınıflarda 2010/81905 … markasının 20, 24, 27.sınıfta, 85779 … şekil markasının 24.sınıfta, 115619 …markasının 23, 24, 26.sınıflarda, 149293 … ibareli markanın 23, 24, 26.sınıfta, 157196 … markasının 20, 23, 24, 25, 26, 27.sınıflarda, 159110 … markasının 20, 23, 24, 25, 26, 27.sınıflarda, 171720 … 2000 markasının 24.sınıfta davacı taraf adına … ibareli çok sayıda markanın bundan başkada tescilli olduğu sahibi adına geçerliliklerini korudukları görülmüştür.Marka tescil kayıtlarından; davalının dava konusu yapılan … şekil markasının 2014/58846 sayıyla 07, 08, 11 ve 21.sınıflarda tescilli olduğu, bunun yanında davalı tarafa ait 98/019473 … şekil markasının 08 ve 21.sınıfta 2000/28662 sayılı … markasının 08, 21. Sınıfta, 2010/24924 … şekil markasının 08, 21.sınıfta, 2010/67905 … şekil mutfakların baş tacı markasının 08 ve 21.sınıfta, 2011/84502 … şekil markasının 08.sınıfta, 2012/18039 … markasının 07, 08, 11 ve 21.sınıflarda, tescilli olduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E : Dava davalı adına tescilli 2014/58846 sayılı … markasının hükümsüzlüğü talebiyle açılmış, ilk derece mahkemesince davalının daha önce tescil edilen markalarından kaynaklanan müktesep hakkını gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir. Davalı markasının 07/08/11 ve 21. Sınıf emtialarda tescilli olduğu, davacı … markalarının ise ev tekstili ürünlerinde uzun yıllardır tescilli olduğu ve TPMK marka sicilinde tanınmış marka olarak tescilli olduğu, her iki tarafın da farklı sektörlerde “…” markası üzerinde hak sahibi bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.İlk derece mahkemesince taraf markalarının tescil edildiği sınıf ve emtia grubunun farklı olduğu ancak markaların benzer olduğunun tespiti yerindedir. Davacı taraf davalının önceden tescilli … unsurlu markaları bulunsa da, davaya konu markasını tescil edildiği emtia grubunu genişleterek ve … ibaresinin yazı stili ile, markanın yazılı olduğu dalga şeklindeki zemini müvekkilinin markasına kötüniyetle yakınlaştırarak, müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince davalının … markası üzerinde müktesep hakkı bulunduğu açıklanmışsa da; karar gerekçesinde hangi markasından kaynaklanan müktesep hakkının bulunduğu tartışılmamıştır. Eski tescilin kazanılmış hak teşkil edebilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerektiği, Yargıtay 11.HD. 19.09.2008 gün ve 7547/10251 sayılı “…” yine, 14.11.2008 gün ve 11505/12839 sayılı ‘…’  kararlarında açıklanmıştır. Bu koşullar; “kazanılmış hak teşkil eden markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması, yani kullanımın ve tescilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, kazanılmış hak teşkil ettiği ileri sürülen markaya dayalı olarak yapılan başvurunun, ilk markanın asli unsurunu muhafaza etmesi ve bu markadan uzaklaşmadan oluşturulması (önceki markanın asli unsuru değişmiş ise, bu artık yeni bir marka başvurusu olacaktır), son olarak da; sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları/hizmetleri içermesi, emtia listesinin genişletilmesi yoluna gidilmemesi ” olarak açıklanmıştır.556 sayılı KHK’nin 7/1-b ve 8/1-b bentleri uyarınca, tescilli markayı oluşturan işaretin aynısı veya benzerinin sonradan bir başkası adına tescili mümkün değildir. Ancak, her tacirin tescilli markasının asli unsurlarından biri ya da bir kaçını muhafaza ederek seri marka oluşturma hakkı bulunmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2008 tarihli 2008/11505 Esas- 2008/12839Karar sayılı Ülker/Ülker Donut kararında seri markayı “Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. İşletmenin önceki markasındaki ortak asli unsuru taşımakla birlikte, esasen seri markaların her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.” şeklinde tarif etmiştir.Dosya kapsamında bulunan davalı marka tescil kayıtlarından, davalının önceki markalarından 07/11. Sınıfta tescilli tek markasının 2012/18039 … markası olduğu ve logo unsuru içermediği, markaların asli unsurlarının aynı olmadığı, 98/019473 … şekil markasının 08 ve 21.sınıfta tescilli 98/019473 … şekil markasının, emtia listesinin davaya konu markaya göre çok dar olduğu gibi asli unsurunun da “dünya şekli üzerinde beyaz zemin kuşak ve kuşak üzerinde siyah renkli … ibaresi ” olduğu, davaya konu markanın ise önceki markadan farklı olarak 07/11. Sınıflarda da tescilli olduğu ayrıca 08/21. sınıflarda farklı emtialarda da tescil edildiği, yine siyah zemin üzerindeki beyaz renkle ve farklı yazım stili ile farklılaştığı, davalının 08 ve 21. Sınıflarda tescilli 2000/28662 sayılı … markasının asli unsurunun sözcük unsuru olduğu, 08 ve 21. Sınıflarda tescilli 2010/24924 başvuru numaralı … şekil markasındaki logonun farklı olduğu, davaya konu marka ile aynı emtiaları içermedikleri gibi, seri marka imajının da korunmadığı müktesep hak teşkil edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı adına 08/21. Sınıflarda tescilli 2010/67905 sayılı … markası ve 08. Sınıfta tescilli 2011/84502 sayılı … markası yönünden , markaların asli unsurundaki renk ve yazı karakterinin davaya konu markada farklılaştığı gibi ,davacı tarafça açılan YİDK kararının iptali ve hükümsüzlüğü talepli davalarda hükümsüzlük kararı verildiği ve Yargıtay tarafından onandığı, bu markaların da uzun süreli kullanımına davacı tarafça ses çıkarılmadığının, markaların taraflarca birlikte kullanılarak davalı yönünden müktesep hak teşkil ettiğinin söylenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta her iki tarafın markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğu anlaşılmaktadır, davalının “ 2014/58846 sayılı … markasını”, … ibaresinin yazım stili ve üzerinde bulunduğu dalga şeklini, davacının tescilli tanınmış “…” ibareli markalarına yakınlaştırdığı, markalar farklı emtia grubunda tescilli ise de, benzeştirmek suretiyle, tanınmış marka imajından haksız yararlanma amacı taşıdığı tespit edilmekle, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının hatalı olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2- Bakırköy 1. FSHHM’nin 15/06/2017 tarihli 2016/174 Esas, 2017/124 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜNE, -Davalı adına tescilli 2014/58846 sayılı ….+şekil markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve sicilden TERKİNİNE, -Karar kesinleştiğinde Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından TPMK’na bildirilmesine,4-İlk derece yargılaması yönünden; -Hükümsüzlük davası yönünden alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,-Davacı lehine kabul edilen hükümsüzlük davası yönünden 4.910,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 183, 40TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,-Davalı tarafından yapılan giderin üzerinde bırakılmasına,-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde taraflara iadesine,5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 52,40 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 138,10 TL’nin davalıda alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 03/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.