Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4703 E. 2020/1028 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4703 Esas
KARAR NO : 2020/1028 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2017
NUMARASI : 2016/130 E., 2017/208 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı …Ticaret Limited Şirketi ile vekiledeni arasında faktoring sözleşmesi bağıtlandığını, davalı …’ın da bu sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğunu, dava dışı …Ticaret Limited Şirketi’nin temerrüde düşmesi üzerine tarafa Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye nolu ve 19.12.2014 tarihli ihtarname keşide ettiklerini, davalı ile dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin bu ihtarname sonrasında da hiç bir ödeme yapmaması üzerine davalı ve dava dışı… Ticaret Limited Şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takibe giriştiklerini, davalının 16.03.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emri içeriğine, yetkiye, imzaya, borca ve borcun fer’ilerine haksız olarak itiraz ettiğini beyanla, takipte itirazın iptali ile davalının, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu takibin ve davanın yetkisiz İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinde açıldığını, ancak davalının ikametgahı olan Küçükçekmece İcra Müdürlüklerinin ve bağlı mahkemelerin yetkili olduğunu, esasa ilişkin olarak; davacı Faktoring şirketinin sözleşme tarihine ilişkin çelişkili beyan ve ifadeler sunduklarını, öncelikle vekiledenine gönderdikleri Bakırköy …Noterliği’nin 19.12.2014 tarih ve … yevmiye nolu hesap katı ve borcun ödenmesi ihtarında 08.03.2007 tarihli faktoring sözleşmesinden söz edildiğini, bu ihtarnameye gönderdikleri cevabi ihtarnamede sözleşme içeriğini kabul etmediklerini, sözleşme aslı ve ekli evraklardan bir suretinin gönderilmesi taleplerine rağmen davacının bu talebi karşılamadığını, davacının ikame ettiği iş bu davada ise sözleşmede aslen olması gereken tarihin 08.09.2008 tarihi olduğunu, 08.09.2007 tarihinin sözleşmeye yanlışlıkla atıldığını, davacının icra takibi dosyası içeriğine sunduğu … Faktoring Sözleşmesi’nin 9 nolu sayfasında ise sözleşme tarihinin 08.09.2016 tarihi olarak okunduğunu, oysa asıl sözleşmeye ek … Faktoring Sözleşmesi Tutarının Arttırılması başlıklı belgede imza tarihinin 19.03.2007 tarihi olduğunu, bununda davacı yanın sözleşmenin asıl tanzim tarihinin 08.09.2008 tarihi olduğuna ilişkin beyanıyla ters düştüğünü, dolayısıyla vekiledeninin 3.kişi konumunda olup dava dışı …. Tic Ltd Şti’ne müdür olarak 26.05.2008 tarihinde atandığını, faktoring sözleşmesi altındaki imzanın davalıya ait olmadığını, şirket kaşesi üzerine atılan imzanında kendisine ait olmadığını, kaldı ki davacının Faktoring Mevzuatı çerçevesinde yasal izinlerinin bulunmadığını, davacının Faktoring Sözleşmesi hükümleri gereğince imzalandığını iddia ettiği sözleşmeye dayalı olarak alacağı satın aldığını ve karşılığında müşterisi olan … ödeme yaptığını beyan ettiği, bu kapsamda faktoring işlemine konu fatura tarihinin 27.06.2008 olduğu, bu fatura karşılığı alınan çekin ise 30.09.2008 keşide tarihli olduğu, bu durumda davacının sözleşme imzalanmadan 3 ay önce dava dışı şirket ile faktoring işlemi yapmış olması gibi bir durumun ortaya çıktığını, davacının sunduğu 30.06.2008 tarihli tediye makbuzununda bu hususu pekiştirdiği, zira sözleşme 08.09.2008 tarihinde imzalanmış ise sözleşme imzalanmadan 3 ay evvel faktoring işlemi yapılıp para ödendiğinin ortaya çıktığını, nihayet davacının sözleşme tarihinin sehven yanlış yazıldığına dair beyanlarının kabulünün öncelikle bu nedenlerle mümkün olmadığını, bunun yanı sıra dava dilekçesi ekinde sunulan fotokopi evraklar incelendiğinde sözleşmenin her sahifesinde başka şekilde atılmış imzalar olduğunu, davacı şirkete ait (o dönemdeki…. A.Ş.) herhangi bir imza yada kaşenin bulunmadığını, dava dışı firma kaşesinin normalde kullanılandan farklı olduğunu, işlemin dayanağı olan fatura,çek, çek tediye makbuzu vb. evrakların iddia edilen sözleşme tarihi ve kendi içerisinde birbirleri ile dahi uygunsuzluklar içerdiği vb. bir çok hususun dikkati çektiğini beyanla, davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın faktoring sözleşmesi uyarınca ödenmeyen borç için girişilen takibe vaki itiraz üzerine İİK 67 madde uyarınca açılan itirazın iptali davası olduğu, davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ve … aleyhine 25.000-TL asıl alacak, 95.342,49-TL %5 aylık işlemiş temerrüt faizi, 161,59-TL ihtarname noter masrafı olmak üzere toplam 120.504,05-TL alacağın tahsili için 04.03.2015 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlulara ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği, borçlu … 16.03.2015 tarihinde süresinde ödeme emri içeriğine, yetkiye, imzaya, borca ve borcun fer’ilerine itiraz edildiğinin anlaşıldığı, davalı borçlunun takipte yetki itirazı, öncelikle sözleşme altındaki imzaya itiraz edilmiş olmakla ve sözleşmede yetki hususu ayrıca ve açıkça düzenlendiğinden imza incelemesinden sonraya bırakıldığı, davacı yana dayanak ettikleri sözleşme aslı ibraz ettirilmiş, mahkeme kasasına ibraz edilen sözleşme aslının 08.03.2007 tarihli, 100.000-TL bedelli olup, limit arttırım beyanının sözleşmeye ekli ve 19.03.2007 tarihinde imzalanmış olduğunun anlaşıldığı, davalı yanın ısrarla dava dışı ….Ltd Şti’ne 26.05.2008 tarihinde müdür olarak atandığını bildirmeleri üzerine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili kayıtlar getirtildiği, şirket ortaklarının … olduğu, davalı … 26.05.2008 tarihinde ….Ltd şti’ne münferid yetkiye haiz müdür olarak dışarıdan atandığının anlaşıldığı, yine davalı vekilinin talepleri doğrultusunda 2007 yılında Faktoring Şirketi tarafından ödemeler yapıldığının anlaşıldığı, davacıdan dava dışı … yapılan tüm ödemeler ve iskonto bordro giriş raporları istenmiş, ibraz edilen belgelerde dava dışı … yapılan ödemeler başlangıcının 09.03.2007 tarihi olduğunun anlaşıldığı, davacı yanın 2007 yılında dekontlarla yapılan ödemelerin dayanağını açıklayamadığı, bu durumda, hernekadar sözleşmedeki imza yönünden mukayeseye esas imzalı belgeler toplanmakta ise de, imza incelemesi hususundaki ara kararından dönüldüğü, toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre; davacının hernekadar başlangıçtan beri sözleşme tarihinin sehven hatalı yazıldığını ve sözleşme tarihinin 08.09.2008 tarihi olduğunu beyan etmiş ise de de, öncelikle mahkemeye ibraz edilen sözleşme aslının 08.03.2007 tarihli olduğu, davacı Faktoring Şirketi tarafından dava dışı … 09.03.2007 tarihinde ödemeler yapıldığı, davacı yanın bu ödemelerin dayanağını açıklayamadığı, dolayısıyla yapılan ödemelerle de sözleşme tarihinin 08.03.2007 olduğunun anlaşıldığı, davacının 26.05.2008 tarihinde dava dışı … dışarıdan müdür olarak atandığı, şirket ortağı olmadığı, o halde, 08.03.2007 tarihli sözleşme altında imzasının bulunmasının olanaklı olmadığı, bu durumda imza incelemesine de gerek duyulmadığı, itiraz şahıs olarak … tarafından yapılmış olmakla, sözleşmede … kaşesi ve üzerindeki imza yönünden herhangibir araştırma ya da bu davada açıklama yapılması gerekliliği duyulmadığı, o halde, davalının takipte yaptığı itirazın yasal ve yerinde olduğu, takipte borçlu … yönünden sözleşme kapsamında İstanbul İcra Müdürlükleri yetkili olup …Ltd Şti tarafından borca itiraz edilmemekle İİK 50 maddesi atfı gereği uygulanması gereken HMK 7(1) maddesi uyarınca davalı yönünden de yetki itirazına girilmediği, zira İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiği, ancak davalının takipteki esasa ilişkin sözleşme altında imzası olmadığına dair itirazları yasal ve yerinde görülmekle sözleşmeye dayalı borçtan şahsen sorumlu tutulamayacağı ve davacı yanın takibe girişirken kötüniyetli olduğunun sabit olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine, davacı yanın iş bu takibe girişirken kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalı yanın tazminat taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan istinaf dilekçesinde özetle “…. müvekkil faktoring şirketi ile müşteri …San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan faktoring sözleşmesi SEHVEN 08.03.2007 tarihli olarak imza altına alınmışsa da; mezkur sözleşme aslen 08.09.2008 tarihinde yapılmış olup sözleşme anında bu yanlışlığın farkına varılmamıştır. Dosyada mübrez 30.06.2008 tarihli çek tediye makbuzunda davalı … imzası bulunmakta olup işbu husus sözleşmenin 08.09.2008 tarihinde imzalandığına ilişkin beyanlarımızın gerçek olduğunun en önemli ispatlarındandır. Davalı/borçlu tarafın itirazından sonra sözleşmedeki tarihin sehven hatalı yazıldığının farkına varılmıştır. Yerel Mahkeme tarafından icra takibine konu sözleşme üzerinde yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığı hususu araştırılmaksızın 08.03.2007 tarihinde davalının şirket müdürü veya ortağı olmaması nedeni ile sözleşmede imzasının bulunma ihtimali bulunmadığından bahisle hüküm tesis edilmesi kabul edilemez. Zira sözleşmede dava dışı şirket kaşesi üzerinde yer alan imza ile davalı … ait imza çıplak gözle bakıldığında da kolayca tespit edilebileceği üzere aynıdır. Ayrıca dava dışı şirket tarafından borca itiraz edilmemiş olup borç kabul edilmiştir. Hal böyle iken davalının 26.05.2008 tarihinde müdür olarak atanmış olduğu hususu da göz önüne alındığında sözleşmede yer alan imzaların davalıya ait olduğunun tespiti halinde sözleşmenin esas tarihinin 08.09.2008 olduğuna dair beyanlarımızın gerçeği yansıttığı -zira aksi takdirde takip borçlusu firma tarafından kaşe üzerinde yer alan imzanın 2007 tarihi itibari ile şirketi temsile yetkili bir şahsa ait olmadığından bahisle borca itiraz etmesi beklenirdi-, bahsi geçen sözleşmenin davalının şirket müdürü olarak atanması akabinde imzalandığı, tarihin sehven 08.03.2007 olarak yazılmış olduğu sübuta erecektir. Sözleşme tarihinin 08.03.2007 olduğunun kabulü halinde dahi; davalı dava konusu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile şahsı adına imzalamış olup davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzalaması için şirket yetkilisi olma zorunluluğu bulunmamaktadır. hal böyle iken imzanın davalıya ait olduğunun kabulü halinde borçtan sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde ; davacı yanın istinaf taleplerindeki vekaletsiz işgörmeye yönelik iddialarının ; iddianını genişletilmesi niteliğinde olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, ayrıca talep etmelerine rağmen kötüniyet tazminatı verilmemesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bu yönü ile kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava faktoring sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı yanca faktoring sözleşmesine dayalı olarak takip yapılmış , sözleşmenin asıl borçlusu şirket hakkındaki takip itirazsız kesinleşmiş, ancak davalı kefil takibe itiraz etmiştir.Davalının imzayı kabul etmediği de görülmektedir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Somut olayda aydınlatılması gereken husus kefil olarak atılan imzanın davalının eli ürünü olup olmadığından ibarettir.Bunun dışında mahkemenin gerekçe yaptığı hususlar davadaki iddia ve savunmaya ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir.Sözleşme tarihi hususunda yanlar arasında bir çekişme olduğu muhakkaktır. Davalı yanın sözleşme tarihi olarak öne sürdüğü tarih olan 08.03.2007 tarihi olması halinde dahi ,şirketin ortağı yada temsilcisi olmayan bir kişinin şirket adına ve kendi adına atıldığı iddia edilen bir sözleşme vardır. Borçlar Kanunu’nda sözleşmeyi yapacak olan kişinin yetkili temsilci olmaması halinde ortaya çıkacak hukuki sorunların çözümüne ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak bu husus ; ancak yetkisiz olarak temsil edildiğini savunan bir taraf mevcut ise incelenir. Daha açık bir anlatımla; somut olayda şirket davada taraf olmadığından şirketi yetkili birinin mi yoksa yetkisiz birinin mi temsil ettirdiği hususu önemli değildir. Şirket hakkındaki takip kesinleşmiştir.Oysa çözümlenmesi gereken yegane husus kefil sıfatı ile atılan imzanın davalının eli ürünü olup olmadığından ibarettir. Zira Borçlar Yasası için kefilin kefil olunan şirketin temsilcisi veya ortağı olması gibi bir şart aramamaktadır. Herhangi birinin kefil olması pek ala mümkündür.Bu nedenle mahkemenin davada şirket tarafmış gibi sözleşme tarihinde davalının şirket müdürü olmamasından yola çıkarak sonuca varması ; davadaki iddia ve savunmayı çözümler bir vasıflandırma olmadığından davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.Kararın kaldırılış şekline nazaran ise; davalı yanın istinaf başvurusu incelenmemiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2-Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-Davalı yanın istinaf başvurusunun kaldırma gerekçesine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 4-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talebi halinde davacı yana iade edilmesine 5- Davalı yanın istinaf başvurusu incelenmemiş olmakla peşin harcının talebi halinde iade edilmesine 6-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan 11,00 TL tebligat gideri ve 85,70 TL başvuru harcı gideri ki toplam 96,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ; davalı yanın gider avansından kullanılan dosyanın gidiş dönüş masrafının davalı yan üzerinde bırakılmasına 7-Davalı yanın istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 8-Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.