Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4701 E. 2020/1014 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4701 Esas
KARAR NO: 2020/1014
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2017
NUMARASI: 2016/462 E. – 2017/680 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; … Bankası Avcılar Şubesine ait keşidecisi … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olan … çek numaralı, 31/12/2015 keşide tarihli 21.000 TL bedelli çeki kaybettiğini, Bakırköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1132 E sayılı dosyası ile çek iptali davası açtığını, mahkemece muhatap bankaya yazılan yazı sonucunda çekin davalı tarafın elinde bulunduğunu öğrendiğini beyanla iş bu davayı açtığını, anılan çekin davalı taraftan alınarak tarafına iade edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çekte iyi niyetli 3.kişi olduğunu, çek incelendiğinde davacının ciro silsilesinde olduğunun anlaşıldığını, çek arkasındaki davacı cirosunun dava konusu çekin üçüncü bir kişiye davacı tarafından devredildiğini göstermekte olduğunu, davacı her ne kadar dava konusu çeki kaybettiğini belirtmiş ise de ciroyu reddetmediğini, davacının imza itirazında dahi bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacı tarafından dava konusu çekin dava dışı … Ltd.Şti’den alındığı ve bu çekin kaybedildiği ileri sürülmüştür. Bilirkişi raporunda davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğuna ya da çekin davalıya ciro edildiğine ilişkin bir kayıt tespit edilememiş ise de, davacının davalı tarafın çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla davanın sübut bulmadığından reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı istinaf isteminde özetle; kendisi tarafından kaybedilen dava konusu çek üzerinde davalı şirketin hiçbir hakkı bulunmadığını, çekin bizzat kendisine verildiğini ve kendisi tarafından kaybedildiğini,davalı şirketin çeki ne şekilde ele geçirdiğini ve cilo silsilesinin kopuk olmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği gibi çeki ciro eden ciranta … ile davalı şirket arasında herhangi bir ilişkinin de tespit edilemediğini, raporun iddiasını doğruladığını, davalı şirketin defterlerini ibraz etmemesinin davalı aleyhine sonuç doğuracağını, çeki iktisabında kötüniyetli olduğuna karine olacağını, davalı şirketin dava dışı …’dan çeki aldığını, ciro silsilesinde kopukluk olmadığını ve yetkili hamil olduğunu kanıtlayamadığını, davalı şirketin haksız kazanç sağladığını, davalının kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı yan istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE Dava, çek istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nin 792. maddesi, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haizdir. Davacı, anılan madde gereği üzerine düşün ispat külfetini yerine getirmesi halinde çek bedelinin istirdadını çeki kötüniyetle veya ağır kusurlarıyla iktisap etmiş olan hamilden talep edebilecektir. Bu anlamda davacının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davaya konu çekte ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalı şirketin çeki kötüniyetle iktisap ettiği yahut ağır kusurlu olduğu hususunda delil ibraz edilmediği, çek illetten mücerret olup davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesinin kötüniyeti ispata yeterli olmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacının yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.