Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4693 E. 2020/1222 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4693 Esas
KARAR NO: 2020/1222
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2015/19 2017/373
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen çek taahhütnamesi uyarınca davalıya çekler teslim edildiğini, davalıya teslim edilen çeklere ilişkin olarak 4 adedinin garanti bedeli ile iade edilmeyen 46 adet çek yaprağından kaynaklanan tutarın depo edilmesi talebiyle başlattıkları takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, kimliğini kaybettiğini, … isimli kişinin kendisi adına şirket kurarak çek karnesi aldığını, bu olaylar nedeniyle mağdur olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/56 esas sayılı dosyasına göre; dava konusu çeklerin dava dışı … tarafından tedavüle verildiği, davalının bu çekler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, davalının çekleri kullandığını ve borcunu ödemediğini, kalan çekleri bankaya iade etmediğini, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu bildirmiştir. Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/56 Esas, 2010/25 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davalının katılan, dava dışı …’ün ise sanık olduğu, sanığın katılana ait nüfus cüzdanı ile çek kanresi aldığı, sanığın ikrarda bulunduğu ve evrakta sahtecilik suçundan 08/02/2010 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür. Kararda sanığın davacı bankanın Nispetiye şubesinden çek karnesi aldığının belirtildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli çek taahhütnamesinde müşteri olarak … adının yazılı olduğu, herhangi bir tarihin bulunmadığı, alt kısmında imza bulunduğu, çek taahhütnamesi üzerinde Nispetiye Şubesi tarafından fakslandığına dair bilgi bulunduğu görülmüştür.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında toplam 18.655,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, icra dairesince davalı tarafa 05/12/2013 tarihli ödeme emri gönderildiği, ancak dosyanın gerek fiziken, gerekse UYAP ortamında yapılan incelemesi sonucunda ödeme emrine itiraz dilekçesine rastlanılamadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, çek taahhütnamesine dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği tutarın tahsili için icra takibi başlatmış, davalı taraf ise borcunun bulunmadığını savunmuştur. Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/56 Esas, 2010/25 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, katılanın davalı, sanığın ise dava dışı … olduğu, katılanın kimliğini kaybettiği, dava dışı … isimli şahsın davalının kimliğini kullanarak davalı bankanın Nispetiye Şubesinde çek hesabı açtırıp bu hesap üzerinden aldığı çek karnelerinden karşılıksız çek keşide edip piyasaya sürdüğünün iddia edilerek aleyhinde resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dava açıldığı, yargılama sonunda sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan ve nitelikli dolandırıcılık suçundan 08/02/2010 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür. İstinaf aşamasında dava şartlarının denetlenmesi bakımından icra dosyasının teminine çalışılmış, bu konuda öncelikle UYAP ortamında inceleme yapılmış, yapılan incelemede ödeme emrinin bulunduğu, UYAP’ta davalının itirazına rastlanmadığı anlaşılmış, bunun üzerine dairemizce ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak dosyanın gönderilmesi istenilmiş, ancak verilen cevabi yazıda dosyanın icra dairesi ve arşivlerinde aranmasına rağmen bulunamadığının bildirildiği görülmüştür. Dosya kapsamında davacı tarafça, davalının çek taahhütnamesini imzaladığı hususu ve bu taahhütname uyarınca davalıya çeklerin verildiği hususunun usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. Öte yandan ispat külfeti kendisinde olan davacı yanca istinaf aşamasında imza incelemesi de talep edilmemiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/07/2020