Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4684 E. 2020/1010 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4684 Esas
KARAR NO: 2020/1010 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2016/186 E. – 2017/142 K.
DAVANIN KONUSU: TASARIM HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … ve … tescil numaralı ürünlerin tasarım hakkı almadan önce söz konusu saatlerin tasarım hakkı sahibinin olmadığını, ürünlerin harc-ı alem ürünler olduğunun tespit ederek 2014 yılında üretime ve satışa başladığını, davalının daha önce yaptığı … ve … numaralı başvuru nolu aynı locarno sınıfına ait ürünün ,yıllardır farklı markalar adı altında kullanıldığından ve yenilik vasfı taşımadığından YİDK kararıyla nihai olarak tasarım tescilinin iptaline karar verildiğini, kötü niyetli başvuru sahibi davalının TPE’nin incelemesiz sisteminden yararlanarak, kamuya mal olmuş tasarımları kendi adına tescil ettirerek tasarım hükümsüz kılınıncaya kadar rakiplerinin üretimini durdurma ve ürünlerini kötüleme amacıyla kullandığını, bu sebeple ivedilikle dava sonuçlanıncaya kadar tedbirin tasarımın sicilden terkin edilmesine, davalının … ve … tescil numaralı tasarımının yeni ve ayırt edici özelliklere sahip olmadığından bahisle tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin … markasının sahibi olduğunu, müvekkili bu marka adı altında kendisine ait saatlerin üretimini yaptırıp yine sahibi olduğu diğer davalı … şirketi üzerinden sattığını, davacı tarafından açılan iş bu davanın tamamen haksız ve kötü niyetli açılmış bir dava olduğunu, davacı şirketin şirket yetkilileri müvekkilinin ürünlerini ve markasını taklit ederek haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle taraflar arasında bir çok tazminat ve ceza davası olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli 2016/186 E. – 2017/742 K.sayılı kararıyla; “davalı tarafa ait tasarımların tescile başvurma tarihinden önce 2013 ve 2014 yıllarında kamuya sunulduğu, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların benzer olup yenilik ve ayırt edicilik vasıfları bulunmadığı” gerekçesiyle; davacı tarafın davasının kabulü ile davalıya ait … nolu çoklu tasarım … sayılı endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkin edilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin tanıklarını dinlemediğini, özellikle tasarımlardan … tescil numaralı tasarımın yenilik ve ayır edicilik vasfı taşımadığını gösteren hiçbir delilin dosyada mevcut olmadığını, bu tasarımın tamamen müvekkiline özgü ve yeni bir tasarım olduğunu, internet sitelerinden eski tarihli görselleri ye verildiğini, bu görsellere müvekkilinin sahip olduğu … sayılı tasarımla ilgili olarak raporda yer verildiğini ancak müvekkilinin … sayılı tasarımla ilgili olarak ne davacının ne de bilirkişilerin raporlarında daha evvel bu tasarımın kullanıldığına dair bir delil yada tespitin yer almadığını, bu tasarımın tamamen özgün olup müvekkili tarafından oluşturulduğunu, bilirkişilerin müvekkiline ait iki tasarımı karşılaştırarak aralarında küçük farklılıklar bulunduğunu bu nedenle tasarımların benzer olduğu sonucuna vardıklarını, bu tespitin hatalı olduğunu, tasarımların kordon bağlantılarındaki farklılıkların küçük bir farklılık olarak değerlendirilemeyeceğini, saat kasalarının da farklı olduğunu, kordonların kasaya bağlantılarının tamamen farklı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalının daha önce yaptığı … ve … numaralı başvurularının yenilik ve ayırt edicilik unsuru bulunmadığından YİDK kararıyla nihai olarak iptaline karar verildiğini, davalının başka bir isim üzerinden davaya konu tasarım başvurularında bulunduğunu ve daha sonra tasarım hakkını devraldığını, davaya konu saatlerin kasasının sadece dikdörtgen yapılı ve köşelerinin yuvarlatılmış olduğunu, davalı iddialarının korunmasının mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyet raporunda; “davalı tarafa ait …, 1-2-3 nolu tasarım tescil tarihlerinin başvuru tarihinden önce söz konusu tasarımların benzerlerinin daha önce kamuya sunulduğu ,yine … sayılı tasarımın başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı” beyan edilmiştir. TPMK’dan celp edilen kayıtlardan; … başvuru numaralı tasarımın 23/03/2015 başvuru tarihli olduğu … adına başvuru yapıldığı ve … tescil numaralı tasarımının 19/10/2015 başvuru tarihli olup … adına başvuru yapıldığı, 13/10/2016 tarihinde davalıya devredildiği, davalı adına tescilli olduğu görülmüştür. Hükümsüzlük delili olarak gösterilen … numaralı saat tasarımlarına ilişkin çoklu tasarım belgesinin davalı adına başvuru yapıldığı ancak … isimli kişinin itirazı üzerine 04/05/2015 tarihli 2015/T-221 sayılı YİDK kararıyla iptal kararı verildiği yine … numaralı saat tasarımı için davalı adına başvuru yapıldığı kurum tarafından iptal kararı verildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Tasarımın hükümsüzlüğü talepli davada; davacı vekilinin davalı adına tescilli … ve … numaralı saat tasarımlarının yeni ve ayırt edici özelliklere sahip olmadığından bahisle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda, tanıklarının dinlenmediğini ileri sürmüşse de, tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığının tespitinin teknik inceleme gerektirmesi nedeniyle, tanık beyanlarıyla sonuca gidilemeyeceğinden bu istinaf sebebi haklı görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda, … numaralı saat tasarımının yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığına dair dosyada delil bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; bilirkişi raporunun incelenmesinde, davacı tasarım tescil belgesi ile, internet sitelerinde yer alan 2013 ve 2014 tarihinde kamuya sunulan görseller ve davalı adına başvurusu yapılan ancak Kurum tarafından iptaline karar verilen … başvuru numaralı 2 numaralı tasarım ve … numaralı tasarım tescilleri ile karşılaştırıldığı, ” davalının … numaralı saat tasarımında, kordonun kasanın alt ve üst kenarlarından çıktığı, kordon bağlantı kenarlarında genişleyerek kasaya bağlandığı, diğer tasarımlarda ise düz bağlandığı, tasarımları meydana getiren bütün ögelerin, gerek biçim, gerekse yerleşim oran ve birbirleri ile ilişkileri açısından son derece benzer olduğu, farkların küçük ayrıntılarda olup tasarımlara ayırt edicilik kazandırmadığı, tasarımların benzer olarak algılandığının” beyan edildiği, kordonun kasaya bağlantı kısmının ve kordonun bağlandığı kısımda genişlemesinin tasarıma ayırt edicilik katmadığı tespit edilmekle, dosya kapsamında yenilik giderici delil bulunmadığına ve tasarımlar arasındaki farklılığın ” küçük bir farklılık ” olarak kabul edilemeyeceğine yönelik davalı istinaf başvurusunun haklı olmadığı kanaatiyle esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.