Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4680 Esas
KARAR NO : 2018/2741
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2017
NUMARASI : 2014/266 2017/61
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin …sınıfta tescilli … tescil numaralı “j…n” ve …sınıfta tescilli … tescil numaralı “j..n” markalarının sahibi olduğunu, davalının ise ….sınıfta … numaralı “j…n” ve …sınıfta tescilli … başvuru numaralı “…” markalarının sahibi olduğunu, ancak bu markaları uzun süredir kullanılmadığını belirterek 556 Sayılı KHK’nun 14/1 ve 42/c maddeleri uyarınca kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 günlü ve 2016/148 esas – 189 karar sayılı kararıyla 556 Sayılı KHK’nun 14.maddesinin iptal edildiği, davanın konusuz kaldığı gerekçeleriyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bilirkişi raporunda davalının söz konusu markaları kullandığına dair delil sunulmadığı ve bu nedenle markaların iptaline karar verilebileceğinin belirtildiği, dava tarihi itibariyle davacının, dava açmakta haklı olduğu gerekçeleriyle yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; KHK’nun 14.maddesinin iptal edilmesi nedeniyle ve 6769 Sayılı SMK’nun geçmişe yürümeyip ileriye etkili olduğundan iptal kararından önce açılan yüzlerce davada büyük bir yasal boşluk ve hukuki boşluk oluştuğunu, Türkiye’nin TRİPS’e taraf olduğunu, dolayısıyla boşluğun sözleşmedeki hükümler yardımıyla giderilmesi gerektiğini, ayrıca MK’nun 1.maddesine göre hakimin hukuk oluşturarak Paris Konvansiyonu ve TRİPS ilgili hükümleri yardımıyla bu boşluğu doldurması gerektiğini, davalının dava konusu markaları kullanmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden iptali gerektiğini bildirmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; dava konusu markaları kullandığının ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının markayı kullandığını ispatlamaya yeterli delilleri dosyaya sunamadığı, bu nedenle dava konusu markaların kullanmama nedeniyle iptal edilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, kullanılmama nedeniyle hükümsüzlük talebine ilişkindir. Davacı vekilince istinaf sebebi olarak boşluğun Hakim tarafından doldurulması istenilmiş ise de, Paris sözleşmesinin 5/C maddesi ile TRİPS anlaşmasının 19.maddesinin kullanılmayan markalara ilişkin açık ve doğrudan uygulanabilir birer yaptırım hükmü olmadıkları, marka hakkının mülkiyet hakkı olması nedeniyle Hakimin mülkiyet hakkını sınırlayıcı biçimde yasal boşluğu dolduramayacağı gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın dayanağı ortadan kalktığından, davanın reddine karar verilmesi gerekli ise de, bu konuda davalı tarafın istinafının bulunmadığı gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2018