Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4664 E. 2018/2737 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4664 Esas
KARAR NO : 2018/2737
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2014/1231 2017/567
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında gönderilen birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiklerini, ancak ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarnameye de itiraz ettiklerini, ancak üçüncü haciz ihbarnamesinin 19/08/2014 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ihbarnamenin 4 numaralı kısmında 700,00 TL’nin dosyaya yatırılmasının talep edildiği, bu talebin yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkilince ikinci ve haciz ihbarnamelerinin süresinde itiraz edildiğini, herhangi bir borçlarının olmadığını ve yine müvekkili banka hesabında bulunan 700,00 TL istenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkili bankanın 40.000 TL’den ve icra dosya borçlusunun hesabında bulunan 700,00 TL’den borçlu ve sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra mahkemesinde haciz ihbarnamelerinin iptali için açtığı dava sonunda 89/3 ihbarnamesinin iptaline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, bununla birlikte huzurda görülen davada tespiti istenen miktarın 40.000 TL değil, 700,00 TL olduğunu, 89/3 ihbarnamesinde davacı bankadan 700,00 TL’nin istendiğini bildirerek davanın 40.000 TL üzerinden değil haciz ihbarnamesinde talep edilen 700,00 TL üzerinden değerlendirilmesini, davanın usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonunda 89/3 ihbarnamesinin iptaline karar verildiği, eldeki davanın konusuz kaldığı,dava tarihi itibariyle davacının, dava açmakta hukuki yararı olduğu, dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği, ihbarnameye ve davaya konu 700,00 TL üzerinden yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin değerlendirilerek davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçeleriyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının 700,00 TL vekalet ücretiyle sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; Mahkemenin davanın tamamen reddine karar vermesi gerektiğini, bu mümkün değilse 700,00 TL’lik kısmı için karar verilmesine yer olmadğına, 39.300,00 TL’lik kısım için ise red kararı ve lehlerine vekalet ücreti vermesi gerektiğini, zira müvekkilinin istediği üzerine icra müdürlüğünce çıkarılan 3.haciz ihbarnamesinde davacıdan 700,00 TL’nin icra dosyasına yatırılmasının istendiği, ancak davacının dava açarken harca esas değeri 40.000 TL gösterip bu miktar üzerinden harç yatırdığı, davacı tarafından tespiti istenen miktarın 40.000 TL olduğu, dolayısıyla talep edilen miktarın ise 700,00 TL olması nedeniyle 39.300,00 TL’lik kısım yönünden davanın reddine ve müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemenin bu hususu dikkate almadan davanın tamamı yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verdiğini, ayrıca davacının itirazlarını görmediklerini, bu nedenle kendilerinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, yine haciz ihbarnamesine verilen cevaptaki banka rehin alacağı ibaresinin tespite muhtaç bir ibare olup bankanın buradaki itirazı ancak istihkak iddiası olarak anlaşılabileceğini, bu nedenle davacının banka rehin alacağı olarak nitelendirdiği parayı dosyaya yatırmak zorunda olduğunu, yine alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme yapılarak davanın 700,00 TL üzeridnen açıldığının belirtildiği, rapora itirazlarını ayrıntılı olarak bildirdiklerini, davacının haksız vekalet ücretine hak kazanmak için davanın uzamasına sebebiyet verdiğini bildirmiştir.
Dosyada bulunan 89/2 ihbarnamesi örneğinde; 6 nolu kısımda alacak tutarının 40.000 TL, faiz ve masraf hariç olduğunun belirtildiği görülmüştür.
89/3 ihbarnamesi örneğinin incelenmesinde ise; 4.bölümde borçlunun nezdimizde bulunan ve haciz konulan 700,00 TL paranın müdürlük dosyasına yatırılmasının istendiği, 5.bölümde ise alacağın tutarının 40.000 TL olduğunun belirtildiği, daha sonra gelen ilk paragrafta ise 40.000 TL üzerine ve giderlerle birlikte borçtan dolayı haciz konularak denildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; dava değerinin 700,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, davanın konusuz kaldığı, davacı lehine 700,00 TL yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği, davalı lehine ise hükmedilecek vekalet ücreti bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekilince söz konusu rapora verilen beyan dilekçesinde; davacının 40.000 TL için menfi tespit istediğini, raporun baştan sona hatalı olduğunu, davacının kötüniyetli olarak defter incelenmesinden kaçtığını, davanın vekalet ücreti nedeniyle uzadığını belirterek 39.300,00 TL üzerinden lehlerine vekalet ücreti verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise davalı yararına vekalet ücreti hükmedilip hükmedilmeyeceğine ve davalının dava açılmasına sebebiyet verip vermediğine ilişkindir. Davacı taraf işbu dava açarken dava konusunu 40.000,00 TL olarak göstermiş ve dava dilekçesinin son paragrafında icradan gönderilen 3.haciz ihbarnamesi ve talep edildiği gibi herhangi bir borçlarının olmadığının ve ihbarnamede talep edilen 700,00 TL’nin istenmesinin hukuka aykırı olduğunun tespiti istediklerini, sonuç ve istem bölümünde ise müvekkili bankanın 40.000,00 TL’den ve dosya borçlusunun hesabında bulunan 700,00 TL ile ilgili bir sorumluluklarının bulunmadığının tespitini istemiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından çıkarılan 89/3 ihbarnamesinin 4 nolu bölümünde, borçlunun nezdimizde bulunan ve haciz konulan 700,00 TL paranın müdürlük dosyasına yatırılmasının istendiği, 5.bölümde ise alacağın tutarının 40.000 TL olduğunun belirtildiği, daha sonra gelen ilk paragrafta ise 40.000 TL üzerine ve giderlerle birlikte borçtan dolayı haciz konularak denildiği görülmüştür. Her ne kadar aslında davacıdan istenilen tutarın 700,00 TL olduğu anlaşılmakta ise de, haciz ihbarnamesinin 5.bölümünde ve bu bölümden sonra gelen kısımda 40.000,00 TL’nin yazılı olduğu görüldüğünden, davacının bu şekilde talepte bulunmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan davacı yan dava açılmasına sebebiyet de vermemiştir. Davacı, dava açmakta haklıdır. Davacının dava konusu miktarı 40.000,00 TL göstermesi haciz ihbarnamesindeki durumdan kaynaklanmaktadır. Bu itibarla davanın 39.300,00 TL’lik kısmının reddi gerektiği şeklindeki istinaf sebebi yerinde değildir. Ayrıca dava açılmasına da davacı sebebiyet vermediğinden davalı vekilinin diğer istinaf talepleri de yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi olduğundan, davalı vekilince istinafa gelirken yatırılan toplam 365,10 TL harçtan alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 329,20 TL harcın talebi halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.27/12/2018