Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4657 E. 2020/980 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4657 Esas
KARAR NO : 2020/980
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2017
NUMARASI : 2015/601 2017/39
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında üç adet taşınmazın satışına dair 14/02/2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 5.ğ maddesi gereğince davalının taşınmazları devir almaması nedeniyle müvekkili lehine tahakkuk eden 175.000,00 TL cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, devir tarihinde taşınmazlar üzerinde 18.madde ve kadastro uygulamaları devam ettiğinden müvekkilinin ediminin gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının sözleşmedeki devir tarihinde taşınmazları devralmadığını, bunun üzerine ihtarname çekildiğini ve takip başlattıklarını, mahkemenin MK’nun 2.maddesini gözetmediğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalının savunmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yaptıkları araştırmada devre engel bir durumun olmadığını, devir için davalıya birçok kez yazı yazdıklarını, kaldı ki tapunun aleni olduğunu, cezai şartın fahiş olmadığını, sözleşmenin şeklen geçersizliğinin ileri sürülmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davacının davalı aleyhine 175.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 187.371,06 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Taraflar arasında 14/12/2014 tarihli 3 adet taşınmazın satışına dair adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 5.maddesinde; 15/05/2014 tarihine kadar taşınmazların devir alınmaması halinde davalının 175.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin hükme bağlandığı görülmüştür. Davacının 04/06/2014 tarihli ihtarname ile 175.000,00 TL’nin ödenmesinin istendiği, davalının ise cevabi ihtarnamesinde davacının 5.c maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediği, taşınmaz üzerindeki uygulamaları ve şerhleri kaldırmadığından devrin mümkün olmadığını bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi TBK’nun 237/2 maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Geçersiz sözleşmede hükme bağlanan cezai şart da geçersizdir. Dolayısıyla davacının talebi yerinde değildir. Öte yandan somut olayda davacı tarafça, taşınmazların tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devri konusunda taşınmazların tapu siciline adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile şerh konulduğu ve bu konuda satıcı tarafından cezai şart alacağının saklı tutulduğu hususunun iddia ve ispat edilemediği gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir (Bakınız Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/3659 Esas, 2019/5313 Karar sayılı ilamı).Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2020