Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4647 E. 2020/951 K. 08.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4647 Esas
KARAR NO : 2020/951
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2017
NUMARASI : 2015/76 2017/72
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkilinden akaryakıt satın aldığını, ancak bedelini ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığını, müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp bilakis alacaklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının alacağını ispatlayamadığı, hatırlatılması üzerine davacı tarafça teklif edilen yeminin davalı tarafından eda edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının müvekkilinden akaryakıt aldığını, ancak bedelini ödemediğini, bilirkişi raporunda davacının alacağını ispatlayamadığının düşünüldüğünün belirtildiğini, oysa ticari ilişkinin tam anlamıyla incelenmediğini, dosyanın eksik inceleme dolayısıyla yeniden bilirkişiye gönderilmesi ve ticari defterlerin tam olarak incelenmesi gerektiğini, eksik inceleme yapıldığını, ek rapor alınmadığını, kararın doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 29.728,07 TL cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı vekilinin borcun olmadığı yolunda itirazda bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacının sadece 2013 yılı defterlerini sunduğu, davalının ise 2012-2013 yılı defterlerini sunduğu, davacının 30/09/2013 tarihi itibariyle davalıdan 120.311,56 TL alacaklı görünmesine rağmen tereddütler içerdiğini, yapılan bir kısım kayıtların izaha muhtaç olduğunu, davacının alacağını ispatlayamadığının düşünüldüğünü, mahkemenin alacağın ispatlandığı kanaatinde olması halinde ise davacının toplam 32.988,24 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilince 10/10/2016 tarihli duruşmada; aleyhe hususları kabul etmedikleri, rapordaki hesaplar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, mevcut delillere göre karar verileceği, ya da yemin için müvekkili ile görüşüp beyanda bulunacağı yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Mahkemece, davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatıldığı, davacı tarafın bu hakkını kullanarak yemin metnini sunduğu, davalı şirket yetkilisinin 26/12/2016 tarihli celsede alınan akaryakıtın ödemelerinin tamamının yapıldığı, cari hesaptan borcun bulunmadığına dair yemin ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının defterlerinin alacak göstermekte ise de tereddütler içerdiğini, davacının alacağını ispatlayamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Alacağın ispatı açısından davacı tarafça teklif edilen yemin davalı tarafından eda edilmiştir. Bu durumda davacı alacağını yazılı ve kesin delillerle ispatlayamamıştır. Öte yandan davacı vekili bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğu şeklinde bir istinaf sebebi ileri sürmüş ise de, yargılama sırasında yeniden rapor alınması yolunda bir talepte bulunmadığından HMK’nun 357/1 maddesi gereğince bu istinaf talebinin dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/06/2020