Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4643 E. 2020/1076 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4643 Esas
KARAR NO : 2020/1076
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2017
NUMARASI : 2016/185 2017/158
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, ticari ilişki nedeniyle …San. Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkiline keşide edilen 23/10/2015 tarihli 13.719,00 TL bedelli çekin çalındığını, çek üzerindeki kaşe ve imzanın sahte olduğunu, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca çekin iptali için açtıkları davada ödeme yasağı kararı verildiğini, kararın ilgili banka şubesine ulaştırıldığını, davalının ağır kusurlu olduğunu belirterek çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin 23/10/2015 tarihinde takas bankası olarak … A.Ş’ye ibraz edildiğini, çek üzerindeki keşideci imzası ile müvekkili banka kayıtlarındaki keşideci imzasının uyumlu olması, hesapta para bulunması ve çek yaprağı üzerinde kısıtlama kararı bulunmaması nedeniyle …bank tarafından ödeme yapıldığını, ödeme yasağı kararının 26/10/2015 tarihli olduğunu, 5941 sayılı kanunun 3 ve TTK’nun 801.maddesi gereğince ödeme yapılması gerektiğini, zarara uğrayanın keşideci olması nedeniyle davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkiline de husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu çekin keşide tarihinin 23/10/2015 olup ödeme yasağı kararının 26/10/2015’te verildiği, ödemenin de 23/10/2015 tarihinde …bank aracılığıyla yapıldığı, davacı tarafından 19/10/2015 tarihinde davalıya müracaat edilmişse de ibraz edilen ifade tutanağının davalı bankaya bir sorumluluk yüklemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava konusu çekle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, C.Savcılığının “çeklerin ibrazı halinde müracaat edenin kimlik bilgilerinin en yakın emniyete bildirilmesine” dair talimatının 22/10/2015’te davalıya teslim edildiğini, konuyla ilgili dosyaya beyanda bulunduklarını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiklerini, davalı bankanın ise basiretli tacir gibi davranmadığını, mahkemenin bu hususu gözardı ettiğini ve değerlendirmediğini, çeke dair bir çekince yokmuş gibi ödeme yaptığını bildirmiştir. Davacı şirket yetkilisinin 17/10/2015 tarihli polisteki ifadesinde; aralarında dava konusu çekinde bulunduğu birçok çekin çalındığını ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği görülmüştür.Dava konusu çekin 23/10/2015 tarihli, 13.719,00 TL bedelli, keşidecisinin dava dışı …. LTD.ŞTİ, lehtarının ise davacı şirket olduğu, arka kısmının ise dosyada bulunmadığı, çekteki muhatap bankanın davalı olduğu görülmüştür. İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1014 esas sayılı dosyasında 26/10/2015 tarihinde dava konusu çekle ilgili ödemeden men kararı verildiği görülmüştür. Dava konusu çekin 23/10/2015’te elektronik takas ortamında ibraz edildiği ve … A.Ş tarafından ödendiği, davalı bankanın 22/11/2016 tarihli cevabi yazısından anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalıya yazılan 19/10/2015 tarihli dilekçede; ekli tutanak (davacı şirket yetkilisinin polisteki şikayeti) gereğince işlem yapılmasının istendiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, çekin istirdadı talebine ilişkindir. Dava konusu çek, 23/10/2015 keşide tarihlidir. Bu çekle ilgili olarak 26/10/2015 tarihinde ödemeden men kararı verilmiştir. Oysa çekin elektronik takas ortamında 23/10/2015 tarihinde ibraz edildiği ve ödendiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı lehtar tarafından muhatap bankaya çeklerin çalınma hadisesiyle ilgili ifade tutanağı eklenerek gereğinin yapılması hususunda yardım talep edilmiş ise de, bu husus davalı bankanın şartları olması halinde ödeme yapmasına mani olamaz. Yine C.Savcılığı tarafından “çeklerin ibrazı halinde müracaat edenin kimlik bilgilerinin en yakın emniyete bildirilmesi” talimatı da ödeme yapılmaması şeklinde bir ihtiyati tedbir kararı gibi yorumlanamaz. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.11/06/2020