Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4636 E. 2020/985 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4636 Esas
KARAR NO: 2020/985
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2017
NUMARASI: 2014/470 2017/161
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … Sanayi A.Ş arasında kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların da sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalıların haksız itirazları sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kredi sözleşmesindeki kefaletlerin geçersiz olduğunu, ayrıca asıl borçlu ile davacı arasında protokol düzenlendiğini, protokol uyarınca asıl borçluya süre tanındığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; kefaletin geçersizliğine dair davalı savunmalarının yerinde olmadığı, sözleşmedeki davalılara ait imzaların davalıların eli ürünü olduğu ve kefaletlerinin geçerli olduğu, davalıların kefil olup gayrinakdi alacağın depo edilmesi talebinin sözleşmede açık bir hüküm bulunmaması nedeniyle istenemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalılar vekilinin 19/07/2006 tarihinde vekillikten çekildiğine dair mahkemeye dilekçe sunduğunu, buna göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, ancak mahkemenin 17.630,26 TL vekalet ücretine hükmettiğini, ayrıca 862,62 TL depo talebinin reddinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalılar ile dava dışı kişiler aleyhine 3.240.693,94 TL asıl alacak olmak üzere toplam 3.420.987,86 TL nakit alacağın %72 oranında temerrüt faiziyle, 1.565.062,62 TL gayrinakdi kredi bedelinin depo edilmesi, nakde dönüştüğünden itibaren %72 oranında temerrüt faiziyle tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar ile diğer borçluların yetkiye ve borca itirazları üzerine takibin durduğu görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 08/06/2015 tarihli üç kişilik grafolog raporunda; sözleşmelerdeki imzaların davalıların eli ürünü olduğu, ancak tarihsiz 8 milyar TL bedelli genel kredi sözleşmesindeki davalı … adına atılan imzanın bu davalının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/04/2016 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalılardan takip tarihi itibariyle toplam 3.420.987,86 TL talep edebileceği, dava tarihinden sonra 261.154,99 TL tahsilat yapıldığı, bu tahsilat ile borcun tasfiyesi söz konusu olmadığından, tahsil edilen tutarların icra müdürlüğünce nazara alınması gerektiği, davalıların kefil olup sözleşmede gayrinakit krediler yönünden bloke vereceklerine dair hüküm bulunmadığından, bloke isteminin yerinde olmadığı, şayet mahkemenin bloke talebinde bulunulabileceği kanaatine varılırsa bloke istenebilecek tutarın 862,62 TL olduğu, ayrıca asıl alacağa %72 nispetinde temerrüt faizi ile %5 gider vergisi talep edilebileceği, davalıların imzaladıkları sözleşme tutarlarının 51.016.400,00 TL olup bundan sonra hesaplanacak faizden sorumlu oldukları yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 05/12/2016 tarihli ek raporda ise; davacı yanın 500 bin USD ‘lik … avalinin nakde dönüşme tutarı olan 916.400,00 TL’nin hesaba eklenmesi gerektiği itirazına dayanak belgeler dikkate alındığında, bu ödemenin kök rapor aşamasında belgelenmemesi nedeniyle hesaplara eklenmediğinin anlaşıldığı, buna göre takip tarihi olan 24/06/2013 tarihi itibariyle davacının, davalılardan toplam 3.420.987,86 TL alacaklı olduğu, asıl alacak miktarının 3.240.693,94 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacının her iki davalıdan 3.924.359,58 TL alacaklı bulunduğu, davadan sonra değişik tarihlerde toplam 261.154,99 TL tutarında yapılan tahsilatın icra müdürlüğünce nazara alınması gerektiği, davalıların kefil olup bloke talebinin yerinde görülmesi halinde mevcut nakit alacaklara ilaveten bloke istenebilecek tutarın 862,62 TL’ye indiği, ayrıca asıl alacağa %72 nispetinde temerrüt faizi ile %5 gider vergisi talep edilebileceği, davalıların imzaladıkları sözleşme tutarlarının 51.016.400,00 TL olup bundan sonra hesaplanacak faizden sorumlu oldukları yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı banka, dava dışı asıl borçlu şirkete nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırmış, davalılar ise kredi sözleşmelerine kefil olmuşlardır.Mahkemece verilen kararı davacı banka vekili istinaf etmiştir. Davacı banka vekilinin istinafı iki husustadır.Bu hususlar ise davalılar vekilinin vekillikten çekilmesine rağmen davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı ve gayrinakit alacak yönünden 862,62 TL depo talebinin reddi kararının doğru olmadığına yöneliktir. Davalılar, yargılamanın bir kısmında kendilerini vekilleri aracılığıyla temsil ettirmişler, ancak yargılama devam ederken davalılar vekili vekillikten istifa etmiştir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164.maddesi uyarınca avukatlık ücreti avukatın hukuki yardımın karşılığı olan meblağ veya değeri ifade eder. Öte yandan AAÜT’nin 2/1 maddesinin 1.cümlesi gereğince tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Yine aynı tarifenin 5/1 maddesinde ise hangi aşamada olursa olsun dava ve icra takibini kabul eden avukat ücretin tamamına hak kazanır düzenlemesi vardır. Yargılama gideri olan vekalet ücretine hükmedilmesi için bir duruşmaya katılma veya bir dilekçe vermek yeterlidir. Vekilin istifa etmesi, davalıların vekalet ücreti kazanmasına engel değildir. Ayrıca yargılama ve hüküm ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. 6100 Sayılı HMK’nun 330.maddesine göre dava sonunda mahkemece hükme bağlanan vekalet ücreti lehine hüküm verilen tarafa aittir (Bakınız. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2018/2242 Esas – 2018/5756 Karar Sayılı İlamı). Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Davacı banka tarafından davalılar aleyhine hem nakdi, hem de gayri nakdi alacak yönünden icra takibi başlatılmış, davalıların itirazı üzerine eldeki bu dava açılmıştır.Yargılama sırasında alınan 11/04/2016 tarihli bilirkişi raporunun 6.sayfasında ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, her ne kadar takip tarihi itibariyle davacı bankanın gayrinakit alacak tutarının 1.565.062,62 TL ise de, deposu talep edilen teminat mektuplarından 1.564.200,00 TL tutarlı olan mektubun davadan sonra 22/12/2014 tarihinde iade edildiği, buna göre bloke istenebilecek tutarın 862,62 TL’ye indiğinin anlaşıldığı, öte yandan dosya içeriğinde bulunan sözleşmelerden ve sözleşmelerin ekinde yer alan kefalet sözleşmesi, müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefalet şerhlerinde gayrinakdi alacakların deposunun kefillerden istenebileceği yolunda açıkça bir düzenleme bulunmadığı, bu hususun bilirkişi raporunda da belirtildiği, her ne kadar davacı vekilince bu yöne itiraz edilmiş ise de, açık bir şekilde gayrinakdi alacakların deposunun kefillerden istenebileceğine dair sözleşme hükmünün dosyaya sunulmadığı, dosyadaki metinlerde ise böyle bir düzenlemenin yer almadığı, davacı vekilinin itiraz dilekçesinde değindiği genel kredi sözleşmelerinin 18.maddesinin bu konuda açık bir hüküm içermediği, dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2020