Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4629 E. 2020/1011 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4629 Esas
KARAR NO: 2020/1011 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2017
NUMARASI: 2014/1593 E. – 2017/522 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; Nevada projesi kapsamında davalı şirket tarafından müvekkili şirketten 2012-2013 ve 2014 yıllarında dış cephe kaplama malzemesi ve mermer bağlantı elemanları aldığı, müvekkili şirketin yapılan anlaşma uyarınca Amerikan Doları üzerinden fatura kestiğini, müvekkili şirketin davalı yandan 459.119,62$ alacaklı, davalı yan ise müvekkili şirketten 391.810,66$ alacaklı olduğu, davalı yana 08.08.2014 tarihli Ankara …Noterliği … yevmiye numarasıyla durumun bildirildiği, alacaklar mahsup edildiğinde davalı yanın müvekkili şirkete 67.308,96$ borçlu olduğu, söz konusu borcun ödenmemesi halinde B.K. 117. maddesi uyarınca temerrüde düşeceğinin bildirildiği, davalı yanın ise herhangi bir ödeme yapmadığı, 26.08.2014 tarihli ihtarnamede alacaklı göründükleri iddiasında bulunup, yine aynı ihtarnamede Amerikan Doları üzerinden ödeme yapmayacaklarını haksız ve mesnetsiz olarak belirttiklerini beyanla, faturalar uyarınca 67.308,964$’ın ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere temerrüd tarihinden itibaren yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olan 4.25 üzerinden hesap edilmiş olan 2.400$’ın taraflarına verilmesine karar verilmesi, talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkili şirketin … firmasının … projesi kapsamındaki inşaatının projeye ait dış cephe kaplama işlerini yaptığını, bu projeye ait dış cephe kaplama malzemelerini …’dan satın aldığını, müvekkili şirketin malzeme alışlarından doğan borçlarının 570.000,00-TL (+Yüzde bir KDV) +5.700,00-TL = 575.700,00-TL tutarındaki kısmını … dan alacağı … projesi … blok … Kat … nolu meskeni davacı …’nın devralmasını sağlayarak (temlik ederek) mesken tutarını borçlarından düşeceğini tarafların 24.12.2013 tarihli protokol ile imzaladıklarını, protokolün sonucu olarak protokolde taahhüt edilen daire davacı şirkete satışı 17.01.2014 tarihinde yapıldığını, kötü niyetli davacının 17.01.2014 tarihinde daire devrini aldıktan 6 ay sonra müvekkili şirkete “30.06.2014 tarihli kur farkı faturası bedeli ” altında 162.664,82-TL fatura gönderdiğini, müvekkili şirketin ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan faturayı karşı tarafa iade ettiğini, daire satışından 6 ay sonra keyfi olarak kur farkı adı altında fatura göndererek haksız çıkar sağlama peşinde olduğunu, taraflar arasında ödenmeyen bir fatura olmadığı gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla kur farkı talep edileceğine ilişkin sözlü veya yazılı bir sözleşme de bulunmadığını beyanla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun olan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA Davalı/Karşı davacı vekili dava dilekçesinde; davacının müvekkilinden alacaklı olmadığı gibi müvekkilinin davacıdan 19.740,98 TL alacağının bulunduğunu belirterek 19.740,98 TL alacaklarının davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı/ Karşı davalı vekili cevap dilekçesinde ; davalı/karşı davacı taraftan asıl dava dilekçesinde belirttikleri üzere alacaklı olduklarını, davalı/ karşı davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarihli 2014/1593 Esas-2017/522 Karar sayılı kararıyla; “davacının kayıtlarında döviz kurları dikkate alınarak kayıt yapıldığı ve kayıtlara göre dava tarihi itibarı ile davacının davalıya 19.740,98 Tl borçlu bulunduğu açılan Asıl davanın reddi gerektiği,her ne kadar davalı karşı davacı tarafından bu alacak miktarı için dava açılmış ise de davaya davalı karşı davacı tarafından 05.02.2014 tarihinde cevap verildiği karşı davanın ise 04.06.2015 tarihinde açıldığı,HMK 131-132-133 maddeleri gereğince süresinde açılmış bir karşı davada bulunmadığı karşı davanın da açılmamış sayılması gerektiği ” gerekçesiyle ; asıl davanın reddine, davalı-Karşı davacı tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu davanında açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesiyle asıl davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunduğu, dilekçesinde; ödeme yapılmayan kur farkı alacağı için dava açtıklarını, BK 99. Madde gereğince fiili ödeme günündeki ülke parası ile borcun ödenmesinin talep edilebileceğini, müvekkilinin faturalarını Amerikan Doları üzerinden kestiğini, -sadece müvekkilinin defterlerinin incelendiğini, 2012-2014 yılı kayıtlarının dikkate alınmasını talep etmelerine rağmen dikkate alınmadığını, davalı defterlerinin incelenmediğini, müvekkilinin ilgili dönemde kayıtları USD üzerinden yaptığını fakat VUK gereğince günlük kur üzerinden Türk Lirasına çevirdiğini, -kesilen kur farkı faturasının yevmiye defterine işlenmemesinin delil olarak değerlendirilemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun bulunmadığı ve istinaf dilekçesine cevap vermediği görülmüştür. Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/188 Talimat sayılı dosyası ile davacı ticari defterlerinin incelenerek mali müşavir bilirkişiden 07/12/2015 tarihli bilirkişi raporu alınmış raporda; davacı tarafa ait kanuni defter ve belgeleri ile dosyadaki diğer belgeler incelenmiş , yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri yapıldığından kendi lehine delil olacağı, davacı defter ve kayıtları ve muavin hesap dökümüne göre dava tarihi itibariyle davacının davalıya 19.740,98-TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu tespitine yer verilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin alacak davasında; taraflar arasındaki ticari ilişkide ödemelerin USD döviz cinsinden yapılması gerektiğini, davalının 67.308,96 USD eksik ödeme yaptığını beyan etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili de karşı davasında; müvekkilinin davacıdan 19.740,98 TL alacaklı olduğunu savunmuş ve bu miktarın tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan 07/12/2015 tarihli raporda; davacı ticari defterlerinin incelendiği, taraflar arasındaki cari hesapta davacının davalıya 19.740,98 TL borçlu olduğu, davacı tarafça düzenlenen faturaların kayıtlara döviz kurları dikkate alınarak kayıt yapıldığı ve 30/06/2014 tarihli ve … nolu kur farkı faturasının davacı ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davalı ticari defterlerinin incelenmediğini ileri sürmüşse de; mahkemenin 06/04/2016 tarihli ara kararıyla, davalı defterlerinin incelenmesi için davacıya 500,00 TL bilirkişi ücreti yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde ücret yatırılmadığından davalı defterlerinin incelenmediği görülmekle, bu durumda davacı tarafça bu hususun istinaf nedeni yapılması haklı görülmemiştir. Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, 2012 yılı ticari defterlerinin incelenmediğini ileri sürdüğü ancak bilirkişi raporunda, davacı defterlerinde 2013 yılına devreden alacağının bulunmadığının görüldüğü, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine dair anlaşma yada teamül bulunduğunun da davacı tarafça ispatlanamadığı, davacı defterlerinde davalıya 19.740,98 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, kur farkı alacağını dayandırdığı, 30/06/2014 tarihli ve … nolu kur farkı faturasının davacı ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı tespit edilmekle, ilk derece mahkemesince davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı-karşı davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.