Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4621 E. 2020/1166 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4621 Esas
KARAR NO : 2020/1166
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2017
NUMARASI : 2014/632 2017/547
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 02/03/2009
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/118 ESAS VE 2013/83 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/02/2013
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Asıl davada davacı … vekili, davalının müvekkilinden plastik hammaddesi satın aldığını, davalının müvekkiline birçok sipariş verdiğini, ancak bu siparişlerin bir kısmını açıklama yapmadan iptal ettiğini, davalının almadığı mallar nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin bu bağlamda 85.880 USD üzerinde kazanç kaybı ile 10.000 USD’yi aşkın taşıma/ardiye vb. masraf oluştuğunu belirterek davacının uğradığı zararın ve yoksun kaldığı kazancın karşılık şimdilik 15.000 USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının alacağı olmadığını, müvekkilinin verilen siparişler nedeniyle ödenmemiş borcu bulunmadığını, müvekkilinin 297 ton hammadde için anlaşma sağladığını, 198 tonun bedelinin davacıya ödendiğini, kalan 99 ton içinse 136.125 EURO’nun davacıya ödendiği halde davacının 78.375 kg hammadde gönderdiğini, müvekkilinin gönderilmeyen 20.625 kg karşılığı 28.359,37 EURO alacağı bulunduğunu, davacının bahsettiği 23/09/2008 tarihli siparişin müvekkiline geçilmediğini bildirerek davanın reddini, cari hesaptan alacaklı oldukları 28.359,37 EURO ile geçmişte teslim edilmeyen hammadde yerine daha pahalıya mal oldukları için uğranılan 20.000 EURO civarındaki zarardan şimdilik 1.000 EURO ve 1.000 USD ‘nin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir. Birleşen Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118 esas sayılı dosyasında davacı … San.Tic. A.Ş vekili, davalı tarafın Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/201 esas sayılı dosyasında alacak davası açtığını, müvekkilince de bu davaya karşılık 1.000 EURO ve 1.000 USD’lik karşı dava açıldığını, bu davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı … 28.359,37 EURO ve 15.000 USD alacaklı olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen alacak için bu ek davayı açtıklarını belirterek 27.359,37 EURO ve 14.000 USD’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında iki adet sözleşme bulunduğu, 21/07/2008 tarihli 73-TR-3331 sayılı sözleşme gereğince Türkiye’ye ithal edilen malın ithal edilirken bildirilen birim fiyatının altında satılamayacağı, bu kapsamda asıl davanın davacısının 15.425 USD tutarında teslim edilen ürün bedelinden dolayı alacaklı olduğu, davacı tarafından asıl davadaki yoksun kalınan kar talebinin yerinde olmadığı, 23/09/2008 tarihli 73-TR-3357 nolu satış sözleşmesi gereğince davalı … San.Tic. A.Ş’nin ödediği 28.359,37 EURO’ya karşılık davacı .. tarafından mal tesliminin yapılmadığı, buna göre gerek karşı dava, gerekse birleşen dava yönünden…San.Tic. A.Ş 28.359,37 EURO alacaklı olduğu gerekçeleriyle ” 1-Davacı … Bv. Tarafından asıl dava olarak davalı …San. Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik açılan davanın KABULÜ ile; 15.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca USD cinsinden 1 yıllık döviz mevzuat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile tahsil edilecek şekilde bu dosya davalısından alınarak davacıya verilmesine,2-Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından davacı … Bv.’ne yönelik açılan karşı dava itibariyle; a-) Eksik hammadde kapsamında açılan davanın KABULÜ ile, 500 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca EURO cinsinden 1 yıllık döviz mevzuat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile tahsil edilecek şekilde davacıdan alınarak davalıya verilmesine,b-) Cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak için açılan 1.000 USD itibariyle davanın REDDİNE, c-) Davacı tarafından pahalı mal alımı için oluşan zarar sebebiyle açılan 500 EURO itibariyle açılan davanın REDDİNE,3-Mahkememiz dosyasıyla birleşen Bakırköy 3. ATM’nin 2013/118 Esas , 2013/83 Karar sayılı dosyası itibariyle; a-) Davacı …San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalıya yönelik açılan eksik hammadde kapsamında 27.359,37 EURO dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca EURO cinsinden 1 yıllık döviz mevzuat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile tahsil edilecek şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-) Davacı … San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalıya yönelik açılan 14.000 USD itibariyle cari hesaptan kaynaklanan alacağa yönelik davanın REDDİNE ” karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı-karşı davalı … vekili istinaf sebebi olarak; asıl davada müvekkilinin uğradığı zarar hesabının eksik yapıldığını, müvekkilinin malları “tacirler antreposuna” tevdi etmesine rağmen davalının sözleşmeye aykırı şekilde malları teslim almadığını, müvekkilinin zarara uğradığını, kısmi talep içeren her eda davasının aynı zamanda alacağın tamamı açısından bir tespit davası olduğunu, dava dilekçesinde 85.880 USD kazanç kaybı ile 10.000 USD’yi aşan taşıma/ardiye vb. masraflardan dolayı 95.000 USD zarara uğradıklarını belirterek 15.000 USD’nin tahsilini istediklerini, müvekkilinin elinde kalan malları 73-TK-3357 sayılı sözleşmede kararlaştırılan bedelden daha düşük bedel ve 3.kişilere satmak zorunda kaldığını, konuyla ilgili dava dışı firmalara düzenlenen faturaların dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın 25.662 USD olduğunu, gerekçeli karardaki 15.425 USD bedelin 25.662 USD olarak değiştirilmesini istediklerini, 07/01/2013 tarihli raporda bu faturalar dikkate alınarak müvekkilinin 25.662,50 USD zarara uğradığının ifade edildiğini, ancak 20/12/2016 tarihli ek raporda ise hatalı hesaplama yapılarak müvekkilinin 15.425 USD zarara uğradığı kanaatine varıldığını, ayrıca dava dilekçesinde davalının sipariş tarihinden itibaren faiz işletilmesini istediklerini, davalıya gönderilen ihtar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, karşı dava yönünden 25/03/2013 tarihli cevapla zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, 818 Sayılı BK’ya göre 1 yıllık zamanaşımın dolduğunu, davalının paranın 2008 yılında ödendiğini iddia ettiğini, ancak davanın 2013 yılında açıldığını, bu nedenle birleşen davada hükmedilen 27.359,37 EURO’nun kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.Davalı-karşı davacı …San.Tic. A.Ş vekili istinaf sebebi olarak; asıl davada hükmedilen tutarın yerinde olmadığını, zira taraflar arasında 23/09/2008 tarihli sözleşme imzalandığını, söz konusu siparişin müvekkili yetkililerince verilmediğini, sözleşmede müvekkilinin imzasının olmadığını, davacı tarafın sözleşmenin varlığını kanıtlaması gerektiğini, zira davacının iddia ettiği sipariş tarihinden çok kısa bir süre önce müvekkilinin verdiği daha önceki siparişin eksik gönderildiğini, buna rağmen yeni sipariş verilmesinin hayatın olağan akışına ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kaldı ki 07/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşme konu malın doğrudan davalıya değil, … Tic. A.Ş adına gönderildiğinin görüldüğünün belirtildiğini, yine 20/12/2016 tarihli raporda da dava dışı … A.Ş’nin davacıdan satın aldığı malları 3.kişilere dilediği bedelle satması sonrasında zarar iddiasının huzurdaki dava ile ilgisinin bulunmadığı, davalıyı bağlamadığı yolunda görüş bildirildiğini, ancak raporun sonuç kısmında görüş ve incelemelerde çelişkili olarak davacının alacaklı olduğu şeklinde hesaplama yaptıklarını, bu hususta mahkemeye itiraz ettikleri halde bu çelişkinin giderilmeden davacının talebinin kabulüne karar verildiği, karşı davada cari hesap ilişkisinden ve pahalı hammadde alımından kaynaklı zarar ve alacak taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, mahkemenin davacı şirketle …. şirketini ayrı tüzel kişilikler olarak kabul ettiğini, oysa bu durumun dosya içeriğiyle uyuşmadığını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, eksik hammadde ile ilgili talebin reddinin de doğru olmadığını, bu konuda da eksik inceleme yapıldığını, birleşen davanın reddedilen kısmına da aynı gerekçelerle itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı-karşı davalı vekilince sunulan 23/09/2008 tarihli sözleşmenin çevirisinde davalının satın alan olarak gösterildiği, 173 mt PPRC borunun 341.675 USD bedelle satışının kararlaştırıldığı, sözleşmenin İngilizce metninin fotokopisinin incelenmesinde, davalı şirket kaşesi ve kaşe üzerinde imza bulunduğu, isim olmadığı görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 14/11/2008 tarihli ihtarnamede; 23/09/2008 tarihli satış neticesinde satışı yapılan 173.000 kg plastik hammaddenin 60.000 kg’lık kısmının 25/09/2008 tarihli fatura ile 26/09/2008’de teslim alındığı halde 13.000 kg’lık kısmının bedelinin ödenmediği ve teslim alınmadığının anlaşıldığı belirtilerek ödemenin yapılması ve malın teslim alınmasının istendiği görülmüştür. Dosyaya sunulan 21/07/2008 tarihli satış akdinin tercümesinin incelenmesinde; davalının satın alan gösterildiği, 29700 mt pprc borunun 408.375 EURO’ya satışının kararlaştırıldığı, sözleşmede tarafların kaşelerinin ve imzalarının bulunduğu görülmüştür. Mahkemece, yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; … ‘nın Newyork eyalet kanunları uyarınca iş ticaret şirketi olarak kurulduğu, ülke içinde ve uluslararası ticari faaliyette bulunduğu, … arasındaki tek ilişkinin ….ye mal satımı olduğu, … Türkiye distribütörünün …Tic. A.Ş olduğu bildirilmiştir. Yargılama sırasında alınan 07/01/2013 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davalının 23/09/2008 tarihli sözleşmedeki imzasını kabul etmediği, bu karardaki takdirin mahkemeye ait olduğu, bu sözleşmeye mahkemenin itibar etmesi halinde davacının kar kaybı nedeniyle 25.662,50 USD zararı olduğu, davacının taşıma/ardiye vb. masraflar yönünden dosyada veri bulunmadığı, karşı dava yönünden davalının davacıya 21/07/2008 tarihli sözleşme gereğince 28.359,37 EURO fazla ödeme yaptığı, incelenen davalı-karşı davacı defterlerine göre tarafların asılı hesap çalıştıkları, cari hesaptan dolayı davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıdan 15.000 USD alacaklı olduğu, davalı-karşı davacının daha pahalıya mal aldığı yolundaki iddialarıyla ilgili dosyada veri olmadığı, dosyada gümrük beyannameleri olmadığından mal teslimiyle ilgili bir değerlendirme yapılmadğı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 30/09/2015 tarihli raporda ise; davalı-karşı davacının Hollanda’da mukim olan davacı …ile ABD’de mukim olan … firmasıyla olan ticari ilişkisini tek bir hesap altında takip ettiği, davalı-karşı davacının 15.000 USD cari cari hesap alacağının ABD’de mukim … firmasıyla olan ilişkisinden kaynaklandığı, bu şirketler arasında merkez-şube ilişkisinin bulunmadığı, davalı-karşı davacının 10/04/2013 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu internet sayfası ve fatura ve siparişe göre, ayrıca … sunduğu her iki şirketin yetkilisi olması hususları birlikte değerlendirildiğinde bu şirketlerin davalı-karşı davacıyla olan ilişkilernide birlikte hareket ettikleri sonucuna ulaşıldığı, ancak bu karardaki takdirin mahkemeye ait olduğu, buna göre cari hesapta olan 15.000 USD alacaktan davacı-karşı davalının sorumlu olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 22/09/2016 tarihli 3 kişilik heyet raporunda ise; daval-karşı davacının her iki … firmasının hesaplarını tek hesap altında takip ettiği, davalı-karşı davacının cari hesaptan kaynaklı 15.000 USD alacağının USA’daki … firmasıyla yaptığı mal alım – ödeme ilişkisinden kaynaklandığ,ı davalı-karşı davacının … Hollanda (davacıdan) 21/07/2008 tarihli sözleşme gereğince 28.359,37 EURO alacaklı olduğu, davacının ithal amaçlı getirdiği eşyayı getirdiği kıymetten daha düşük fiyata başkasına satışının gümrük mevzuatı açısından mümkün olmadığı, davacının sunduğu faturaların zarar iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının daha önce Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/201 esas sayılı dosyasında kısmi dava açtığı, dava tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilmesinin uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında aynı heyetten alınan 20/12/2016 tarihli ek raporda ise; davacı …firmasının 73-TR-3331 sayılı sözleşmeden eksik teslime ettiği mallar nedeniyle 28.359,37 EURO borçlu olduğu, 73-TR-3357 sözleşmesinden dolayı 15.425 USD alacaklı olduğu, dava dışı … A.Ş firmasının davacıdan aldığı eşyaları 3.kişilere daha düşük kıymetle satışından doğan zarar iddiasıyla davacıya kesmiş olduğu fark faturalarının davanın konusu olmadığı, davalıyı bağlayacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Her iki taraf vekilinin de bu ek rapora itiraz ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava, davalı tarafın almadığı mallar nedeniyle uğranılan kazanç kaybı ile diğer masrafların tahsili istemine, karşı dava ise cari hesaptan alacak ve teslim edilmeyen mal nedeniyle uğranılan zararın tahsili, birleşen dava ise daha önce Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/201 Esas sayılı dosyasında görülen davada alınan bilirkişi raporuna göre alacaklı oldukları tespit edilen 28.359,37 EURO ile 15.000,00 USD’den kısmi davadaki miktarların düşüldüktün sonra kalan tutarların tahsili istemine ilişkindir. Asıl davanın davacısı, asıl dava davalısının müvekkiline sipariş verdiğini, bu siparişlerin bir kısmını açıklama yapmadan iptal ettiğini, davalının almadığı mallar nedeniyle kazanç kaybı ve diğer masrafları oluştuğunu iddia etmiş, asıl davanın davalısı ise müvekkilinin verilen siparişler nedeniyle borcu bulunmadığını, davacının eksik ham madde gönderdiğini, gönderilmeyen hammadde nedeniyle 28.359,37 EURO alacaklı bulunduklarını ve ayrıca dışarıdan mal almaları nedeniyle 20.000,00 EURO civarında zarara uğradıklarını, yine 23/09/2008 tarihli siparişin ise müvekkili tarafından yapılmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Taraflar arasında iki adet satış sözleşmesi düzenlendiği, bunlardan birinin 21/07/2008 tarihli ve 3331 numaralı, 23/09/2008 tarihli ve 3357 numaralı sözleşme olduğu görülmüştür. Davalı-birleşen davacı vekili 23/09/2008 tarihli sözleşmenin müvekkili şirket yetkililerince yapılmadığını ileri sürmüş ise de, gerek her iki sözleşmedeki davalı – birleşen davacı kaşesinin aynı olması, gerek kaşeler üzerindeki imzaların dahi birbiriyle benzer olması ve yine sözleşmelerdeki satış personelinin aynı kişi olması gözetildiğinde, davalı – birleşen davacı vekilinin bu yöndeki savunma ve istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, 21/07/2008 tarihli ve 3331 numaralı sözleşme kapsamında satışın gerçekleştiği, malların Türkiye’deki gümrüğe geldiği, ancak davalı – birleşen davacının malları almaması nedeniyle davacı-birleşen davalının bu malları üçüncü kişilere satmak durumunda kaldığı ve bu nedenle dosya kapsamına uygun bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacı-birleşen davalının 15.425,00 USD zarara uğradığı, ancak davacı-birleşen davalının 15.000,00 USD talep ettiği gözetildiğinde, taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkemece 15.000,00 USD’ye hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, yine davacı-birleşen davalının bu davada yoksun kaldığı kar talebine ilişkin olarak sunduğu deliller itibariyle iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmış olup bu şekildeki kabule yönelik taraf vekillerinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan taraflar arasındaki 23/09/2008 tarihli ve 3357 numaralı sözleşme gereğince davacı-birleşen davalı tarafından eksik mal teslim edildiği, buna göre teslim edilmeyen mal bedelinin 28.359,37 EURO olduğu, davalı-birleşen davacının bu bedeli ödemiş olmasına rağmen ürünlerin teslim edilmediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davalı-birleşen davacının bu tutarda alacaklı olduğu anlaşılmış olup mahkemece gerek karşı dava, gerekse birleşen davada talepler gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında usule aykırılık bulunmadığından taraf vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin de reddi gerekmiştir. Yine davacı-birleşen davalının faize ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Ayrıca davalı-birleşen davacı defterlerinde davacı-birleşen davalı ile dava dışı …(Amerikan menşeili) şirketin hesaplarının aynı cari hesap altında takip etmiş olup … şirketinden gelen cevabi yazı ve her iki şirketin farklı tüzel kişilikler olduğu gözetildiğinde davalı-birleşen davacının bu husustaki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı (karşı davalı) – birleşen dosya davalısı …vekili ile davalı (karşı davacı) – birleşen dosya davacısı …San. ve Tic. A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı (karşı davalı) – birleşen dosya davalısı …vekili ile davalı (karşı davacı) – birleşen dosya davacısı …San. ve Tic. A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı (karşı davalı) – birleşen dosya davalısı …den tüm davalar yönünden alınması gereken 4.557,15 TL harçtan, peşin alınan 1.153,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.403,25 TL harcın davacı (karşı davalı) – birleşen dosya davalısı …den alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davalı (karşı davacı) – birleşen dosya davacısı … San. ve Tic. A.Ş’den tüm davalar yönünden alınması gereken 1.840,46 TL harçtan, peşin alınan 495,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.344,75 TL harcın davalı (karşı davacı) – birleşen dosya davacısı …San. ve Tic. A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı (karşı davalı) – birleşen dosya davalısı …ile davalı (karşı davacı) – birleşen dosya davacısı ….San. ve Tic. A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/07/2020