Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4614 E. 2020/1097 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4614 Esas
KARAR NO: 2020/1097 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2017
NUMARASI: 2016/212 E. – 2017/394 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firma ile davalı … Turizm A.Ş. arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığını, dava dışı …’nın … Turizm A.Ş ile yapmış olduğu kira sözleşmesinde davacının kefil olarak yer aldığını, kira bedelinin ödenmemesi nedeni ile … Turizm A.Ş tarafından …ya icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini davacıya 89/1-2-3 ihtarnameleri gönderildiğini, yasal süre içerisinde icra dosyasına cevap verilmediği için ihtarnamelerin kesinleştiğini, yasal süreye uyamaması nedeni ile davalı … Turizm A.Ş ne karşı 89/3 maddeye göre açılacak davanın da yasal süresinin kaçırıldığını, dava açıldıktan sonra ek bir dava dilekçesi ile …’nın da davaya dahil edilerek her iki davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, İİK 89 maddesi gereği düzenlenen ihtarnamelerin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı … Turizm vekili cevap dilekçesinde ,davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2017 tarihli 2016/212 Esas-2017/394 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının genel hükümlere göre açıldığı, İİK 72. Maddesine göre açılacak menfi tespit davasının takip borçlusu ile takip alacaklısı arasında görülecek dava türünden olması, taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması, bu davanın İİK 89. İhbarnamesi gönderilmesi üzerine ihbarnameye itiraz süresi kaçırıldıktan sonra açılan bir menfi tespit davası olması nedeniyle davacı tarafından davalı takip alacaklısına karşı menfi tespit davası açılamayacağından açılan davanın husumet yokluğundan reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sehven hata yaparak haciz müzekkerelerine itiraz etmediğini, dava dilekçesinde genel hükümlere dayanarak menfi tespit davası açtıklarını belirttiklerini harcını dahi bu şekilde yatırdıklarını, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulması nedeniyle icra dosyasında ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığını ve davanın istirdat davasına dönüştüğünü, mahkemenin sadece menfi tespit davasını karara bağlamasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, -… aleyhinde açtıkları davanın bu davayla birleştirildiğini, daha sonra da ayırma kararı verildiğini, – 10/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda açıkça müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespit edildiğini, bunun dışında müvekkilinin dava dışı …’dan da alacaklı olduğunun tespit edildiğini, takip borçlusuna borcu olmadığı ispatlandıktan sonra davaların ayrılarak, husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya, yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, mahkemenin ayırma kararının da ortadan kaldırılmasına, istirdat davasının kabulüne, haksız olarak tahsil edilen bedellerin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; nispi harç alınan menfi tespit davasında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken müvekkili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesin nedeniyle, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemenin 16/12/2016 tarihli ara kararıyla, … aleyhine açılan ve bu dava ile birleşen 2016/865 Esas sayılı davanın bu davadan ayrılmasına karar verilmiştir.
G E R E K Ç E: Menfi tespit talepli davada davacı vekili, davalı alacaklı tarafından, dava dışı borçlu …- … aleyhine Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, kendisine gönderilen İİK 89/1-2 ve 3. Haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediğini ve menfi tespit davası açmadığını, davalı alacaklı aleyhine genel hükümlere göre menfi tespit davası açtığını, borcun ihtirazi kayıtla ödenmesi üzerine de davanın istirdat davasına dönüştüğünü beyan etmiştir. İİK 89/3 maddesi gereğince, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde menfi tespit davası açılmaması halinde borcun ödenmesi yasal bir zorunluluk olarak hükme bağlanmıştır. İİK 89/5 maddesinde; “her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. Davacı zimmetinde sayılan borcu ödedikten sonra ancak İİK’nın 89/5. maddesi uyarınca, borçlu ile kötüniyetli alacaklıya karşı ödemek zorunda kaldığı paranın iadesi istemi ile dava açabilecektir. Davacının alacaklıya karşı genel hükümlere göre yada İİK 72. Madde hükmüne göre menfi tespit davası açma hakkı bulunmamaktadır. Dava tarihinde de borç ödenmediğinden ve davalı alacaklının kötüniyetli olduğu ileri sürülmediğinden İİK 89/5 maddesine dayalı dava bulunduğundan da bahsedilemeyecektir. Somut olayda ilk derece mahkemesince borçlu aleyhinde açılan davanın ayrılarak görülmesinde ve bu davada husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Dava husumet yokluğundan usulden reddedildiğinden davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de usule aykırılık görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yandan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 58,80 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 29,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 12/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.