Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4592 E. 2020/1063 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4592 Esas
KARAR NO: 2020/1063
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2016
NUMARASI: 2014/1315 E. – 2016/1362 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete satılan malzeme bedeli için düzenlenen iki adet fatura alacağından kalan bakiye 13.243,09TL nin ödenmemesi sebebiyle Körfez İcra Dairesinde icra takibi yaptığını, davalının yapılan takibe haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 05/05/2014 tarihli fatura bedelinin ödendiğini, 13/05/2014 tarihli faturadaki malların davalı tarafça satın alınmadığını, faturanın tebliğ edilmediğini, bu faturadan takiple haberdar olduğunu belirterek, ticari defterlerin incelenerek davanın reddine karar verilerek tazminata hükmedilmesini karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Takibe konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defter ibrazından kaçındığı, 6.022,50 TL ödemenin cari hesaba sayıldığı , itiraz edilen faturadaki malın teslim tarihinde …’ın davalı şirkette çalıştığı, imzaya doğrudan itiraz edilmediği de nazara alınarak cari hesaba göre davalının davacıdan asıl alacak bakımından alacaklı olduğu, işlemiş faiz için TBK 117. Maddesinde belirtilen şekilde temerrüt gerçekleşmediği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Körfez İcra Dairesine yaptığı itirazın 13.243,09 TL asıl alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına, takipteki 123,63 TL faiz bakımından talebin reddine, asıl alacak likit olduğundan 13.243,09 TL üzerinden alınacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım için davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Dosyada mevcut bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müvekkilinin defterlerini ibraz ettiğini ve borçlu olmadığının açık şekilde belirlendiğini, dava konusu iki adet fatura üzerinde …’ın imzasının bulunduğunun belirtildiğini, 6.022,50TL’lik faturaya konu malların teslim alındığının müvekkili tarafından kabul edildiğini ve borcun ödendiğini, 13.243,09TL’lik faturaya ilişkin mal teslimi yapılmadığı için takibe itiraz edildiğini, malların şirket çalışanı … tarafından alındığı iddia edilmiş ise de; imzanın kendisine ait olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin isticvap davetiyesi gönderdiğini, fatura asılları davacıda olduğunu, her iki faturadaki imzaların aynı kişiye ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, … aleyhine ihzar çıkarılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin mal almadığından BA formu bildirimi yapmasının söz konusu olamayacağını, alacağın likit olmadığını, takip öncesi ihtar çekilmediğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf istemine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilafa konu; 13.05.2014 Tarih ve 114384 nolu 13.048,75TL bedelli fatura davalının defterlerinde kayıtlı olmayıp davalı teslim alan imzasını kabul etmemiştir. Davacı vekili malların davalının çalışanı olan …’a teslim edildiğini iddia etmiştir. Mahkemece …’ın isticvap davetiyesine rağmen duruşmaya katılmamış olması nedeni ile imzayı kabul etmiş sayılmasına karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 169. maddesi; “Mahkeme, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebilir. İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, davanın tarafları dışındaki üçüncü kişilerin isticvap edilmeleri mümkün değildir. Üçüncü kişilerin davada bilgilerine başvurulması istenirse, onlar ancak tanık olarak dinlenebilirler. Yargıtay uygulamasında da, davanın tarafları dışındaki üçüncü kişilerin isticvap olunamayacağı ancak tanık sıfatıyla dinlenebileceği kabul edilmiştir ( Yargıtay H.G.K.’nun 24.3.2010 gün ile 2010/14-154 E., 2010/177 K. ile 25.2.2015 gün ve 2013/15-1523 E., 2015/853 K. sayılı kararları ). Somut olayda; dava dışı …’ın duruşmaya katılmaması nedeni ile tanığın imzayı kabul etmiş sayılmasına karar verilemeyecektir. Teslimi ispat yükü davacı taraftadır. Davacı vekili …’ın imzasının bulunduğu başka fatura aslı olduğunu da beyan etmiştir. Bu durumda …’ın resmi kurumlardaki faturadan önceki tarihli imza örneklerinin celbi ile ihtilafsız faturalardaki imza ile dava konusu faturadaki imzanın aynı kişiye ait olup olmadığının karşılaştırılması sureti ile bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2016 gün ve 2014/1315 Esas, 2016/1362 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 33,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 118,80 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.