Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4591 E. 2020/1064 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4591 Esas
KARAR NO: 2020/1064
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2017
NUMARASI: 2014/1498 E. – 2017/467 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlulara sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeleri için Kocaeli … Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, borçluların ihtarnameyi almalarına rağmen ihtarnameye itiraz etmediklerini, borçlu hakkında Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, borçlularında süresi içerisinde takibe itiraz ettiklerini, borçluların icra takibine itirazlarının dayanağının 17.10.2012 tarihinde şirket ile olan ilişkilerini kesmeleri olarak gösterildiğini, bu itirazı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, itirazlarından birisinin de yetki itirazı olduğunu ancak genel kredi sözleşmesi ve ihtarnameden davalıların adreslerinin Körfez de olduğunun anlaşılacağını, borçlu olmadıkları itirazının da yersiz olduğunu, alacağın tahsili için yapılan icra takibine haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında işbu itirazın iptali davası ikame olunduğunu, işbu dava haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili hakkında alacağın mahiyetinin net olmadığını, söz konusu alacakla ilgili müvekkillerin sorumluluk alanları ve sınırları gözetilmeksizin müvekkillerinin haksız ve usulsüz şekilde sorumlu tutulduğunu, söz konusu tutarın bankacılık faaliyetlerinden ne şekilde ihdas edildiği ve müvekkili sorumlu tutulduğunu, bu hususun netlik arz etmediğini, zira müvekkillerin çeklerle ilgili davacı banka ile çalıştıklarını, eğer talep olunan tutarların sorumluluk miktarı itibari ile oluşan tutarların ise müvekkillerin bu nedenle sorumluluğu olmadığı gibi müvekkilinin bu anlamda temerrüde de düşürülmüş olmadığını, yine genel kredi sözleşmelerinde sorumluluk sınırlarının ne şekilde belirlendiği, müvekkillerinin aleyhine tek taraflı ve menfaat dengesini bozacak şekilde işlem yapılması da hak ve nezafet kurallarına aykırı olduğu gibi usul ve yasaya da aykırı olduğunu, GKS’lerde müvekkilleri aleyhine ve bankaya tek taraflı menfaat sağlayacak hükümlerin haksız şart kapsamında değerlendirilmesi ve yok varsayılması gerektiğini, zira tüm şartların açıkça müvekkillere izah edilmemiş Borçlar Kanunu çerçevesinde Genel İşlem Şartlan kapsamındaki yükümlülüklerin bankaca yerine getirilmediğini, bu halde müvekkillerinin dava konusu alacaktan sorumlu tutmanın mümkün olmadığını, ayrıca yetki itirazlarını da tekrar ettiklerini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” davacı banka ile davalı … Tic AŞ arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların imzalanan bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, imzalanan sözleşme kapsamında verilen çek karnesinden 6 adet çekin karşılıksız kaldığı, karşılıksız kalan çek sorumluluk bedellerinin davalılarca, kredi sözleşmesinin 35.maddesi hükmü gereğince bankaya depo edilmesi gerektiği mahkememizce kabul edilmiş, 25.03.2016 tarihli bilirkişi raporu denetime uygun bulunarak, bu rapor doğrultusunda çek sorumluluk bedeli için hesap edilen 3.600,00 TL ve 318,81 TL noter masrafı olmak üzere toplam 3.918,81 TL’yi talep etmekte davacı bankanın haklı olduğu, ancak alacak henüz nakit alacağa dönüşmediğinden faiz talebinin yerinde olmadığı görülerek, davanın kısmen kabulüne, alacak henüz nakit alacağa dönüşmediğinden icra inkar tazminat talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin tarihine bakıldığında 2005 basım tarihli ve YTL ibareli olduklarını, 5941 sayılı Kanun’nun geçici 3/4 maddesine göre; “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak muhatap bankanın 3.maddenin 3.fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30.06.2018 Tarihinde sona erer” şeklinde olduğunu, ancak Borçlar Hukukuna göre 10 yıllık borç-alacak zamanaşımı süresinin değerlendirilmesi ve bankanın çek bedelleri ile ilgili sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, karar tarihi itibarı ile bankanın sorumluluğu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğini, İhtarnamenin müvekkiline ulaşmadığını, bilirkişi raporunda da bu hususun belirtildiğini, ihtarnamenin masraflarının müvekkiline yükletilmesinin yerinde olmadığını, Sözleşmenin … tarafından imzalandığını, kefillerin sorumluluk sınırı ve miktarının bulunmadığını, BK genel işlem şartlarına da aykırılık teşkil ettiğini, kefillerin sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacı banka tarafından davalılar aleyhine 318,81TL ihtar masrafı, 3600TL 6 adet çek garanti tutarı toplamı nakdi teminat bedeli yönünden ilamsız takip başlatılmış, davalılar takibe süresinde itiraz etmişlerdir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda; davacı banka davalı …’a verilen çek karnesi nedeni ile karşılıksız kalan 6 çek yönünden 5941 sayılı Kanun’un 3.maddesi gereğince yasal yükümlülük bedeli olan 600TLx6=3600TL depo talebinin yerinde olduğu, davalı ve müteselsil kefillerin genel kredi sözleşmenin 35.maddesi gereğince sorumlu oldukları, 318,81TL noter masrafı ile birlikte toplam 3.918,81TL yönünden davacının talebinin yerinde olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; genel kredi sözleşmesi, bilirkişi raporu ve ihtarname içeriğine göre ilk derece mahkemesince dava tarihi esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olup davalılar vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.