Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4588 E. 2020/1026 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4588 Esas
KARAR NO: 2020/1026 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2017
NUMARASI: 2015/230 E., 2017/357 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, davalı şirkete beton satışı yapıldığını, 2014 Temmuz ayı içinde beton teslim edildiğini, kesilen faturaların davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin ödeme yapmadığını, yapılan mutabakatla borç tutarında uyum sağlandığını, davalı şirkete gönderilen Kocaeli … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarı ile 64029 TL ‘nin 5 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında 26.06.2011 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede “7 günlük periyotlarla kesilen fatura tutarları (4 fatura tutarı KDV dahil) 60 günlük çek ile tahsil edileceği, ancak bu proje için fiili olarak teslim edilen ve fatura edilen beton tutarının karşılığında akaryakıt alınacağının” belirlendiğini, sözleşmeye göre 7 günlük periyotlarla kesilecek 4 adet faturanın toplam tutarı 60 gün vadeli çekle ödeneceğinin belirlendiğini, davacı firmanın buna göre kendini ayarlayan hammadde teinin ettiğini, bedelin ödenmemesi durumunda işlerin aksadığı ve siparişlerin karşılanamadığını ve iş durumunun bozulduğunu belirterek; 64.029,04 TL alacak aslının takip tarihinden itibaren ticari faiz üzerinden ödenmesini, itirazın iptalini, takibin devamını talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 27.06.2011 tarihinde hazır beton sözleşmesi imzalandığını, betonun … çiftliği inşaatında kullanıldığını, sözleşmede “Bu proje betonu için fiili olarak teslim edilen ve fatura edilen beton tutarının karşılığı akaryakıt alınacaktır…” denildiğini, bu nedenle alınan beton bedellerinin karşılığının nakit ödenmediğini, davacı firmaya talebi üzerine borç karşılığında araçlarına servis hizmeti, lastik alımı yoluyla da ödemelerin yapıldığını, borç için akaryakıt vermeye davacı firmanın hazır olduğunu, ihtara verilen cevapta da bu durumun belirtildiğini, sözleşmenin yapıldığı sırada ve devamında beton karşılığı kesilen faturalar davalının akaryakıt istasyonunda ifa edildiğini, bu durumun ticari defterlerde açıkça görüldüğünü belirterek davanın reddini, davacı hakkında %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davanın, icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı süresinde itiraz etmesi neticesinde takibin durduğu, davanın İİK 67 de belirtilen 1 yıllık sürede açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının ticari ilişki kapsamında davalıdan olan alacağını nakit olarak talep edip edemeyeceği noktasında olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında “hazır beton satış sözleşmesi” imzalandığı, imzalanan bu sözleşme ile sözleşmede belirtilen şekilde yapılan beton satışlarında fatura bedelinin akaryakıt olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının takipten önce davalıya çekmiş olduğu ihtardan sözleşme konusu betonun karşılığını nakit olarak talep ettiği, davalının cevabi ihtar ile aralarındaki sözleşmeye uygun olacak şekilde akaryakıt ödemesine hazır olduğunu bildirdiği, bunun üzerine başlatılan icra takibinde de davalının, takip konusu alacağın nakit talep edilebilir bir alacak olmadığını beyan ettiği, takibin durması üzerine iş bu davanın açıldığı, davacının davalı ile akdetmiş olduğu sözleşme ile kararlaştırıldığı şekilde akaryakıt ödemesi talep etmediği, gerek ihtar ile gerekse icra takibi ile ödemeleri nakit olarak talep ettiği, davalının her seferinde akaryakıt olarak ödemeye hazır olduğunu bildirdiği, davacı talebinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmadığı, davalıdan para cinsinden bir alacağın bulunmadığı görülmekle, açılan davanın reddine, davalının ısrarla akaryakıt şeklinde borcunu ödemeye hazır olduğunu bildirdiği halde davacının sürekli para cinsinden alacak talebinde bulunarak takip başlatmakta kötü niyetli olduğu” gerekçesiyle açılan davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu mahkememizce sabit görüldüğünden asıl alacak tutarı olan 64.029,04-TL üzerinden hesap edilecek %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verdiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş olup dilekçesinde özetle; sözleşmedeki düzenlemeye göre davalı yanın temerrüde düştüğü için artık aynen ifayı kabul etmek zorunda olmadıklarını bu nedenle de para cinsinden takip yaptıklarını ,ayrıca akaryakıt tesliminin davalı yanın sorumluluğunda olup, müvekkilinin davalı yanın adresinde akaryakıt almasının da sözkonusu olmadığı nedenle davacı yanın değil davalı yanın temerrüde düştüğü halde bilirkişinin bu hususta yanlış kanaat bildirdiğini , davalı yanın akaryakıt teslimlerini geciktirerek özellikle fiyat farkından kaynaklanan nedenlerle kendi lehine durum yaratmaya çabaladığını , müvekkilinin kullandığı iş makinelerinin akaryakıt ihtiyacının şantiyede mevcut akaryakıt dolum istasyonunundan sağlandığını, hiç bir iş makinasının davalı yan istasyonuna gidip dolup yapmasının sözkonusu olmadığını , daval yanın bu istasyona akaryakıt getirip teslim ettiğini , temerrüdün bu ifa şekline göre belirlenmesi gerektiğini bilirkişi raporunun bu nedenle hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında trampa sözleşmesi bulunduğu hususu ihtilafsızdır. Yine taraf ticari defterlerine göre de davacı yanın takipte talep ettiği asıl alacak miktarı hususunda da bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaflı husus; trampa konusu akaryakıtın davacı yan işyerinde mi teslim edileceği yoksa davalının akaryakıt istasyonunda mı teslim edileceği ve buna göre alıcının mı yoksa satıcının mı temerrüd durumunda olduğu noktasındadır. Davacı yanın sözleşmenin ihtilafsız dönemine ilişkin akaryakıt teslimine ilişkin sunduğu kayıtlar incelendiğinde akaryakıtların Yeni Bursa Yolu İzmit adresine teslim edildiği görülmektedir. Bu adresin davacının adresi olduğu sözleşmede kayıtlıdır. Yani davalı yan davacı yana akaryakıtı götürüp teslim ederek ifayı yapmıştır. Bu durumda ; davalı yan trampa konusu akaryakıtı ihtilaflı dönemde de götürüp teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır ki; davalı yanın zaten bu yönde bir savunması dahi bulunmamakta; davalı yan davacının malı teslim almaya gelmediğini iddia etmektedir. Sözleşmede; mal tesliminin ne şekilde yapılacağı açıkça yazılı olmamakla birlikte ; ihtilafsız dönemde akaryakıt teslimleri davalı şirketin adresine sevk şeklinde yapılmış olmakla; artık bilirkişi raporundaki hukuki yoruma göre aranacak borç olduğundan bahisle alıcı temerrüdü bulunduğu yönündeki görüşe itibar etmek mümkün değildir. Bu durumda ; cari hesap alacağını TL olarak talep etme hakkı bulunan davacının takip yapması haklı olup, davanın asıl alacak üzerinden açılması, alacağın likit bulunması ve itirazın haksızlığı karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden; ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davacı yanın yaptığı istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA 2-İlk derece mahkemesine açılan dava hakkında A. Davanın KABULÜNE B.Davalı yanın Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE ; takibin 64.029,04 TL üzerinden; takipten itibaren bu miktara % 10,25 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak uretiyle takibin devamına C.Alacak likit olmakla % 20 nispetinde hesaplanan 12.805,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine D.Alınması gereken 4.373,82 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 768,36 TL nin mahsubu ile bakiye 3.605,46 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına E.Davacı yanca yapılan yargılama giderleri olan peşin harç ve başvuru harcı toplamı 796,06 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL, 10 tebligat gideri 95,00 TL ki toplam 1.691,36 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine F.Davacı yan kendini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm verilen iş bu tarihteki AAÜT uyarınca hesaplanan 9.123,77 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine G. Karar kesinleştiğinde kalan gider/ delil avansının yanlara iade edilmesine
İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- İstinaf peşin harcı 31,40 TL nin davacı yana karar kesinleştiğinde iade edilmesine 4-İstinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı 85,70 TL, tehiri icra harcı 51,70 TL, tebligat gideri 12,50 TL, posta gideri 30,80 TL ki toplam 180,70 TL nin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 5- Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/06/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.