Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4564 E. 2020/1062 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4564 Esas
KARAR NO: 2020/1062
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2017
NUMARASI: 2014/1277 E. – 2017/351 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/10/2014 tevzii tarihli dilekçesinde davalının müvekkilinin bayisi olduğunu, bayilik ilişkisi nedeni ile müvekkilinin davalı yana mal sattığını ve ayrıca hizmet verdiğini satılan mallar ve verilen hizmetler ile ilgili olarak ekli listedeki 119 adet faturaların tanzim edildiğini, alacakları miktar ile ilgili olarak talepte bulunmalarına rağmen ödenmemesi nedeni ile Beyoğlu … Noterliğinin 10/07/2014 keşide tarihli … yevmiye sayılı ihtarname ile borcun ödenmesini aksi takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde işlemlere başlanacağını, davalı borçlunun ihtarnameye olumlu cevap vermemeleri nedeni ile tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun takibe yapmış bulundukları itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının itirazında alacağın belli olmadığını zikretmekle alacakları miktarı kabul ettiklerini, müvekkilinin alacağının likit ve muayyen olduğunu bu nedenle davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; davalının 20/04/2016 tarihli savunma dilekçesinde davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin 2014 yılında kesilmesine rağmen İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini takipte müvekkilinden faiz konu ederek 24.117,75- TL tutarındaki alacakla ilgili olarak takip başlattıklarını, ekstre incelendiğinde müvekkilinden sadece 24.117,75-TL tutarında alacaklarının bulunduğu yönünde ikrarda bulunduklarını, bu ikrarın resmi kurumlar nezdinde teyit olduğunu, dosyaya sunmuş olduğu ekstrede de görüldüğü üzere müvekkilinin davacı yana hiçbir borcunun olmadığını, davacının ikrarı huzurdaki davada alacaklı bulunmadığını ikrar ettiğini, bu ikrar ile davacı derdest davada aslında alacaklı olmadığını kabul ve ikrar ettiğini, konusuz kalmış bulunan davanın reddi gerektiğini davacının kötü niyetli takibe geçtiğini, bu nedenle kötü niyetli olması ile %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraflar arasında yapılmış kredi sözleşmesinden doğan borcu davalı ödememiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası kesinleşmiştir. Bilirkişi raporu ile davalıların sözleşme ile yükümlendiği borcu karşılaştırmalı olarak detaylı değerlendirilmiştir. Buna göre borcun varlığı tespit edilmiştir. Davalıya yapılan ihtar ile borç temerrüte girmiştir. Bilirkişi ile doğan borç tespit edilmiştir. Alacağın icra dosyası ile tespit edilen miktar ile uyumlu olduğu” gerekçesiyle davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müd’nün … sayılı takibin kaldığı yerden devamına, %20 inkar tazminatı 44.000,00 TL nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Raporlar arasında çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, Erzincan’da defterleri inceleyen bilirkişinin davacının böyle bir alacağının bulunmadığını rapor ettiğini, mahkemenin ek yahut yeni rapor almadan karar verdiğini, dava derdest iken davacı tarafın müvekkilinden sadece 24.117,75 TL alacağı olduğunu kabul ve ikrar ederek kendisinden sadır olmuş bir belge ile müvekkilin kendilerine takip ve dava konusu tutarının çok çok altında 24.117,75 TL borcu olduğunu gönderdiği muhasebe tekniğine uygun e-posta yazısında ve cari hesap dökümünde kabul ve ikrar ettiğini, davacının ödeme makbuzu niteliğindeki belgesinin mahkeme tarafından kabul edilmediğini, davanın bu miktarı aşan kısmının reddi gerekirken bu belgeye rağmen işbu davanın kabul edilmesi ve müvekkilinin %20 de icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya konu İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında davacı şirket tarafından davalılar aleyhine 220.000TL ipotek alacağının ödenmediği iddiası ile (tahsilde tekerrür olmamak üzere) ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmış, davalılar vekili tarafından takibe süresinde itiraz edilmiştir. Takip talebi ekindeki ipotek senedine göre; davalı şirketin davacı şirkete 220.000TL’lik borcun teminatı olarak davalı …’ye ait İzmir Foça … … ada … parseldeki taşınmazda 2.derece ipotek tesis edilmiştir. Davacı ile davalı şirket arasında 31.12.2010 tarihli ve 1 yıl süreli bayilik sözleşmesi mevcuttur. TMK’nun 887. maddesine göre, “ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.” Somut uyuşmazlığa konu icra dosyasında; davacı tarafça keşide edilen 10.07.2014 Tarihli ihtarnamelerin davalılara tebliğ şerhleri mevcut olup takip şartı gerçekleşmiştir. Davacı ipoteğin malen tesis edildiğini iddia etmiş, davalı ise fatura ve mal tesliminin gerçekleşmediğini, iddia edilen miktar kadar borç olmadığını savunmuştur. Bu durumda malen tesis edildiği anlaşılmakta olan ipotek bedeli yönünden davacı mal teslimini ispatla yükümlüdür. Davalı tarafın defter incelemesine ilişkin bilirkişi raporu incelendiğinde; davaya konu faturaların tamamı davalı defterinde kayıtlı değil ise de, ipotek bedeli olan 220.000TL’den fazla miktardaki faturanın kayıtlı olduğu görülmektedir. Bu durum teslime karine teşkil ettiğinden davalı borçlu olmadığını, faturaya konu malların teslim edilmediğini ve ödemeleri ispatla yükümlüdür. Açıklanan nedenle mahkemece neticeten davanın kabulüne ve itiraz haksız olup alacak likit nitelikte olduğundan icra inkar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Davalının istinaf isteminde yer alan İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasının iş bu davaya konu takipten sonra başlatıldığı ve itirazsız kesinleştiği, bayilik ilişkisinin iş bu dava ve takipten sonra da devam ettiği, takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatıldığı dikkate alındığında; davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Keza dosyadaki ilk bilirkişi raporu davalı şirketin ticari defter incelemesine ilişkin iken, ikinci bilirkişi raporunun davacının ticari defter incelemesine ilişkin olduğu dikkate alındığında raporlar arasında çelişki olduğundan bahsedilemeyecektir. Ancak dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanmakta iken ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesi ise banka kredi sözleşmesine dayalı alacak iddiasına göre oluşturulmuştur. Kararın gerekçesi dava dosyası ile örtüşmemektedir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kamu düzeni dikkate alınarak kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın gerekçesi düzeltilmek sureti ile yeniden hüküm oluşturulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 08/05/2017 gün ve 2014/1277 Esas, 2017/351 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile, davalıların itirazının iptaline, dava konusu İstanbul … İcra Müd’nün … sayılı dosyasında takibin aynen devamına, -Asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, -Alınması gereken 15.028,20TL harçtan peşin alınan 2.657,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.371,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davacının peşin olarak yatırdığı 2.657,05 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 19.150,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, – Davacının yaptığı ilk masraf 35,60 TL, bilirkişi ücreti 1.500 TL, posta gideri 167,00 TL olmak üzere toplam 1.702,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 26,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 112,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.