Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4557 E. 2020/1019 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4557 Esas
KARAR NO: 2020/1019 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2017
NUMARASI: 2014/989 E., 2017/209 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin ortaklarından …’in şirketteki hisselerini eşit miktarlarda dava dışı diğer ortaklar … ve …’a sattığını, satış bedeline karşılık eski ortaklarının şahsi imzalı, şahsi borç yükümlülüğünü içeren muhtelif meblağlarda toplam 589.000,00 TL tutarında senetler aldığını ve taraflar arasında 03/07/2007 tarihli protokolün düzenlendiğini, bu protokole göre …’in davacı şirkette alacağının kalmadığı şeklinde açık beyanı olduğunu, ancak dava dışı senet borçlularının vadesi geldiği halde ilk 3 senedi ödemede temerrüde düştüklerini, bu senetlerden 28/02/2008 vade tarihli olanın Bursa … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, takip borçlularının … ve … olarak yazıldığını, akabinde davalı alacaklı …’in takip eden 31/03/2008 ve 30/04/2008 her biri 25.000,00’er TL olan senetlere davacı şirketin rızası hilafına, davacı şirket kaşesini tatbik ederek Bursa …İcra müdürlüğü … sayılı dosya ile icra başlattığını, başlatılan bu takibe ilişkin ceza ve hukuk davalarının devam etmekte olduğunu, davalıların 31/05/2008 vadeli 25/05/2008 vadeli borçlusu ve alacaklısı aynı olan senedi Bursa …İcra Müdürlüğününün … sayılı dosya ile icra takibine koyduklarını,bu takipte alacaklı olarak … İnş.San ve Tic,Ltd.Şti.’nin görüldüğünü, bu senetteki aradaki diğer cirantalar açısından da gerçek borç alacak ilişkisi bulunmadığını, davacı şirketin 30/06/2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli borçluları … ve … olan lehtarı … namına düzenlenmiş dava konusu senedin de şirket kaşesi ile icra işlemine konu edilebileceği kaygısını taşıdıklarını, icra takibine engel olmak ve davalı şirketin böyle bir borcu olmaması nedeniyle işbu menfi tespit davasını açtıklarını, davacı şirketin 30/06/2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve davalıların %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalılardan … cevap dilekçesinde; davacı şirketin …, …, … ve kendisi tarafından kurulduğunu, şirketin teknik danışmanı …’nun faydalı buluş sınai haklar lisans vb. alanlarda firmaya katkı sağladığını, şirketteki hak ve hisselerini 03/07/2007 tarihli protokolle 589.000,00 TL bedelle ve protokol tarihinden 8 ay sonra ödemesi başlayacak 19 adet senetle devrettiğini, aynı şekilde davacı Ltd. Teknik danışmanı …’nun davacı Ltd.’deki teknik ve sınai haklarına karşılık olarak yapılan bir başka protokolle de firma teknik danışmanına da 110.000,00 YTL karşılığı 18 adet senet vererek hesaplaştıklarını, hisse devrine ilişkin 03/07/2007 tarihli protokolde ” bu protokol ve ödeme ile … Ltd.Şti.deki her türlü hisselerin lisans patent, sınai ve mülki haklarını devir etmiş olup proses makinadan alaçağı kalmamıştır” hükmünün mevcut olduğunu, tarafına verilen ödemenin 19 adet senetle yapıldığını, bu senelerin ödenmesi halinde davacı şirketten alacağının kalmayacağını, senetlerde asıl olan … Ltd.Şti’nin de borçlu olduğunu, zira kendisinin yalnızca davacı şirketteki hisselerini değil bizzat ayrı tüzel kişiliğe haiz şirketteki lisans patent sınai ve mülki haklarını da devrettiğini, tarafına verilen 19 adet senetten ilk senedin 28/02/2008 vadeli olup, davacı şirket yetkililerinin bilerek ve kasden yada sehven davacı şirketin kaşesini basmadıklarını, bu hususun diğer senetlerdeki davacı şirketin borçlu sıfatını etkileyemeyeceğini, 589.000,00 TL alacağına karşılık verilen 19 adet bonoyu … Bankası Bursa şubesine tahsile verdiğini, ancak senetleri ” elden ödeyecekleri ” bildirmeleri üzerine senetleri bankadan geri aldığını, davacının tahsile verdiği senetlerin listesini gösterir banka evrakını dosyaya ibraz ettiğini, bankanın 19 adet senette yalnızca borçlu hanesinde ilk yazılı isim olan …’ı işlediğini, oysa bankanın listelediği evrakın protesto değil yalnız senedin ilk borçlusuna ödeme günlerini ve miktarlarını toplu halde gösteren bir ihbarname olduğunu, dava konusu 19 adet senedin kambiyo senedi olduğunu, bu senetlerden ilki hariç diğer senetlerde davacı şirketin borçlu olduğunun açıkça görüldüğünü, senede karşı yazılı delille ispat yükümlülüğü olduğunu, davacının rızası hilafına şirket kaşesinin eklendiği iddiasını ispatlar delil olmadığını, protokoldeki ve senetteki imzaların davacı tarafından inkar edilemeyeceğini, davaya konu senetlerde davacı şirketin borçlu olarak yer aldığını ve dava konusu 30/06/2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli senedin kendisi tarafından diğer davalı … Otomotiv Ltd Şti’ ye kullanıldığını, açılan davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Otomotiv Ltd Şti yetkilisi … 13/12/2008 tarihli dilekçesinde; davalı şirketin iki ortaklı Ltd Şti. olduğunu, şirketin hissedar ve yetkilileri … ve … olduğunu, …’in davalı …’in oğlu olduğunu, dava konusu 30/06/2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli senedin … tarafından şirket ortağı olan oğlu …’in talebi üzerine davalı şirkete malzeme alımı ile ilgili yardımcı olmak amacıyla borç olarak verilen bir kaç senetten biri olduğunu, kendilerininde aldıkları bu senedi mal alımları karşılığında muhtelif şirketlere vererek kullandıkları, dava konusu senedin de … isimli gerçek kişi firmasına kullanıldığını, davayı kabul etmediklerini, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; ” davacı şirketin davalı …’in de içinde olduğu …, … olmak üzere 3 ortağı olduğu, davalı …’in 03/07/2007 tarihli protokolle şirketteki %64 hissesini diğer şirket ortakları … ve …’a 589.000,00 TL bedelle ve 19 adet senet karşılığı devrettiği, davacı şirketin Hisse Devrine ilişkin bu sözleşmede taraf olmadığı ve hisse devri bedelinin ödenmesine ilişkin herhangi bir taahhüdünün bulunmadığı, bu senetlerden bazılarındaki kaşelerin sonradan basıldığı, davalının da Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/703 esas 2011/588 karar sayılı dosyasındaki beyanında; hisse devrine karşılık 19 adet bonoyu aldığını, bu bonoların düzenlenmiş ve hazır olarak …’nın kendisi tarafından verildiğini, devrettiği ortakların ödeme güçlüğü çektiklerini, şirketin içini boşalttıklarını, senetleri aldığında hangisinde şirket kaşesinin basılı olduğunu hangisinde olmadığını fark etmediğini, senetlerdeki kaşe basımıyla imzaların farklı tarihlerde atılmasının kendisi tarafından yapılmadığını beyan ettiği, yine bu dosyada tanık olarak dinlenen …’ın ise kendisinin şirket ortağı olduğunu, ortaklıktan ayrılmak isteyen …’in hisselerini devraldıklarını ve karşılığında isim ve imzaları olan 19 adet toplam 589.000,00 TL bedelli senetlerin imzalayıp verdiklerini, şirket kaşesinin vurulmadığını, şirketi borçlu ve kefil yapmadıklarını beyan etmiş ve yargılama sonucunda davalı …’in üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçundan beraatine karar verilmiştir. Dosyada sureti bulunan dava konusu 30/06/2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli 5 nolu senet üzerinde şirket kaşesi ve iki ayrı imzanın olduğu ve bu senedin davalı …’in cirosuyla … Oto. Ltd Şti ‘ye bu şirketten de … -…’a ciro edildiği ve davacı tarafından yargılama sırasında senet bedelinin … -…’a dava dışı davacı şirkete borcu olduğu iddia edilen … Tic. Ltd Şti tarafından ödendiği ve buna ilişkin … Ltd Şti’nin çek ile ödeme yaptığına dair çek çıkış brodrosunun dosyaya ibraz edildiği ve bu ödemenin dava konusu 30/06/2008 vadeli senede karşılık ödendiğinin not düşüldüğü ve alacaklı …-… kaşesinin vurulduğu, davanın istirdat davasına dönüştüğü, davacı şirketin hisse devri sözleşmesinin tarafı olmaması senetlere ilişkin ödeme taahhüdünün bulunmaması 03/07/2007 tarihli hisse devrine ilişkin protokolde bizzat hisseleri devralan … ve …’ın borçlanmaları sebebiyle davacı şirketin icra takibine konu edilmeden alacaklısı olduğu … Ltd Şti tarafından çek verilmek suretiyle …-…’a ödenmesi sebebiyle davacının 25.000,00 TL’yi davalı …’den talep edebileceği, davacının şirket kaşesini kendisinin sonradan bastığına ilişkin iddianın soyut kaldığı, davalının kötüniyetli olduğuna ilişkin iddianın ispatlanamadığı bu nedenle kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığı, davalı … Oto. Ltd Şti ise Ticaret Sicilden terkin edildiğinden davada sıfatı kalmadığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile 25.000,00 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalı … Otomotiv Ltd Şti’nin davada davalı sıfatı kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı … istinaf etmiş olup;bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiği tarihte davalının vekili bulunmadığı ancak by-paass ameliyatı nedeni ile rapora beyanda bulunamadıkları ,mahkemenin ise vekili bulunmayan müvekkili hakkında henüz rapora beyan süresinin dolmadığı, vekile beyanda bulunmak için yasal sürenin beklenmesine, duruşma gününün uyaptan öğrenilmesine şeklinde karar verdiği, müvekkilinin o tarihte vekili olmadığı halde duruşma gününü uyaptan öğrenme şansının da bulunmadığı bu şekilde hukuki dinlenilme hakkının yitirildiği, mahkemece ceza davasındaki maddi vakıaların değerlendirilmediği, davacı yanın defterlerine itibar edildiği, şirketin birden fazla kaşesinin bulunduğunun ve kullanılan kaşenin gerçek kaşe olduğunun ceza davasında saptandığı halde hukuk davasında bu maddi vakalara ters düşecek karar verildiği nedenle kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava menfi tespit davası olup; davadan sonra ödeme yapılması nedeni ile istirdat davasına dönüşmüştür. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Ödemenin dava dışı … isimli firmaya yapıldığı yönünde davacı yan belge sunmuş olup, … firmasına da davalı … firması tarafından senedin verildiği anlaşılmaktadır. Davacı yanın 10.06.2009 tarihli dilekçesinde ise; ilgili senedin davacının alacaklı olduğu borçlu … firmasınca … firmasına ödeme yapılanak alındığı, kendilerine iade edildiği, kendilerince de şirket çalışanı …’e işçi borcu ödemesi olarak verildiği beyanı mevcuttur. Bu durumda dava konusu senedin ödenip ödenmediği ve ne şekilde ödendiğine ilişkin davacının beyanı ile yetinilen bir kabul bulunmaktadır.Takibe konu edilen senedin ne şekilde davacıya geçtiği de aydınlatılmamış ve bu hususlar üzerinde durulmadan mükerrer tahsilata neden olabilecek şekilde istirdat kararı verilmiştir. Ayrıca istirdat istemi açısından davalı ile müşterek ve müteselsil sorumlu olan diğer davalının sicil kaydının terkin olunduğundan bahisle hakkında karar verilmemiş olması de HMK 114. Maddesi uyarınca taraf ehliyeti hususunun dava şartlarından olması, resen nazara alınmasının gerekmesi, terkin olunan şirketin ihyası yönünde davacı yanca işlem yaptırılması gerekmesi zorunlu olup, bu hususlarda da işlem yapılmadığı anlaşılmakla eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA Yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2-Davalı yanca yatırılan 427,00 TL peşin harcın talebi halinde davalı yana iade edilmesine 3-Davalı yanın istinaf yargılama giderleri olan, başvuru harcı 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL, posta gideri 39,70 TL ki toplam 136,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 4-İnceleme duruşmasız yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2020 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi.