Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4552 E. 2020/1146 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4552 Esas
KARAR NO : 2020/1146 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2017
NUMARASI : 2014/826 E., 2017/524 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı … AŞ vekili dava dilekçesi ile, … firmasının, davacı şirkete vermiş olduğu herhangi bir hizmet bulunmamasına rağmen, hizmet vermiş gibi faturalar kestiğini, dolayısı ile şirketin dolandırıldığına dair ihbar alındığını, bunun üzerine inceleme yapıdığı rapor tanzim edildiğini,… Denetim Daire Başkanlığı’nın 01/04/2009 tarih ve K1-2-1-1 sayılı … borçlularından … Ticaret AŞ firmasıyla bağlıntılı yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddia ve ihbarların incelenmesi hakkındaki raporda ayrıntılı olarak açıklanan somut eylemleri ile, …. firmasının şirketi zarara uğrattıkları bu raporlarla tespit edildiğini, raporlarda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, şirketin mal alımı gerekçe gösterilerek …. firması tarafından davacı şirkete faturalar kesildiğini, bu fatura tutarlarının çekle, banka havalesi ile veya nakden tahsil edildiğini, alınmayan hizmet nedeniyle şirketin dolandırıldığını, raporda davacı şirkete faturları kesenlerin, fatura tarihleri tutarlarının, paranın tahsil ediliş şekillerinin, hesap numaralarının vb. ayrıntılı olarak gösterildiğini, davacı şirketten tahsil edilen bu tutarların davacı şirketin o tarihlerdeki yetkilileri ve çalışanlarının dahi yardım ve fiilleriyle elde edildiğini ve neticede davacı şirketin dolandırıldığını, bu hususta Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu beyanla, davacı şirketle herhangi bir hizmet ilişkisi bulunmayan … Firması tarafından davacı şirkete kesilen ve raporda ayrıntılı olarak belirtilen faturaların gerçeği yansıtmadığı hususunun tespitine ve bu nedenle buna ilişkin tüm kayıtların iptaline, davacı şirket kayıtlarında borç olarak görülen tutarın da gerçeği yansıtmadığı hususunun tepsitine ve bu nedenle kayıtların da düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Temlik alan … vekili vermiş olduğu 16/02/2010 tarihli dilekesi ekinde temlik sözleşmesini ibraz etmiş, temlik alacaklısı sıfatıyla davaya kabulünü talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın tüm iddia ve beyanlarının, bizzat kendisi bünyelerinde iştigal eden fon denetçisi ve fon avukatları tarafından tanzim edilen “asla tarafsız olmayan, subjektif görüşler içeren ve asla maddi vakıalara dayanmayan” bir rapora dayandırıldığını ve anılan raporun hukuki geçerliliğinin de bulunmadığını, bu hususta bizzat davacı şirket tarafından davalı şirket adına tanzim edilen iade faturasını da sunduklarını, dilekçe ekindeki faturasından da görüleceği üzere davalı ile davacı taraf arasında bir ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasında mal hizmet alımı ilişkisi olmadığı yönündeki beyanın gerçek dışı olduğunu, bu sebeple taraflar arasında ticaretin varolmadığını öne sürmenin mahkemeyi aldatmaya matuf olduğu gibi hakkın kötüye kullanılmasından ibaret olduğunu, ayrıca anılan rapora istinaden davalı hakkında sahte fatura kullanmaktan “Vergi usul kanununa muhalefet” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davalı hakkında beraat kararı verildiğini beyanla,, maddi vakıanın tepsiti açısından İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/162 E. Sayılı dosyasının bir suretini celp edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, anılan ceza yargılamasının esasa müessir olması sebebi ile bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ile ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davacı … tarafından el konulan ….AŞ ile davalı … arasında bulunduğu iddia olunan ticari ilişki sebebiyle, davalı tarafından davacıya satışı yapıldığı ileri sürülen hediyelik eşyaların teslim edilmediği ve alınmayan hizmet nedeni ile el konulan davacı şirketin dolandırıldığından bahisle, taraflar arasındaki ticari ilişkide kesilen faturaların gerçeği yansıtmadığı hususunun tespitine ve bu nedenle buna ilişkin tüm kayıtların ve şirket kayıtlarında borç olarak gözüken kayıtların düzeltilmesine yönelik tespit davası olduğu, gerek İstanbul 6 Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan incelemelerde gerekse mahkemece el konulan davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, davacı ile davalı … arasında 01/01/2004 tarihinde 31/12/2005 tarihine kadar ticari ilişkinin bulunduğu, bu ilişki sonucu davalı tarafından kesilen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve yer aldığı, yine davacı tarafından söz konusu faturalar karşılığı çeşitli tarihlerde çeşitli ödemelerin yapıldığı, … Tahsilat Daire Başkanlığının 17/04/2006 tarihli haciz ve muhafaza tutanağında alarmlı masa saati, led ışıklı anahtarlık gibi davalı tarafından davacıya yaptırıldığı iddia olunan hediyelik eşyaların bulunmadığı, ayrıca 01/01/2005 tarihi ve 30/09/2005 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan Eylül ayı stok listesinde de alarmlı masa saati ve led ışıklı anahtarlık mallarının yer almadığının iddia edildiği, ancak davalı tarafından davacıya kesilen faturaların bizzat davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin söz konusu faturalara ticari defterlerine kaydetmekle söz konusu malların teslim edildiği olgusunu kabul ettiği, her ne kadar 17/04/2006 tarihli haciz tutanağında davalı tarafından davacı şirkete satıldığı belirtilen malların bulunmadığı iddia edilmişse de, söz konusu hediyelik malların genellikle yılbaşlarında promosyon olarak dağıtılan küçük maddi değerli led ışıklı anahtarlık ve alarmlı masa saati gibi promosyon ürünlerinin yine davacı şirketçe davalı tarafından ibraz edilen bazı faturalarla birlikte davacı tarafından üçüncü şahsa satışı yapılan telefonların yanında hediye olarak verildiğinin sabit olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin yaklaşık 2 yıla yakın bir döneme yayılması ve bu dönem içerisinde kesilen faturalarda teslim edildiği iddia olunan yada teslim edilmediği iddia olunan bir kısım malların davacı tarafça aynen davalı tarafın dosyaya örnekleme olarak sunduğu faturalarda satışı yapılan telefonlarla birlikte dava dışı üçüncü şahıslara hediye olarak verilmiş olabileceği, her ne kadar bilirkişiler tarafından davalı tarafın sadece 27 adet fatura ile üçüncü şahıslara satılan telefonlarla birlikte verildiği, bu nedenle davanın ancak 27 adet fatura kesilen üçüncü şahıslara teslim edilen mallarla verildiğinin sabit olması sebebiyle, bu malların teslim edildiğinin ispatlanabileceği, diğer mallarının teslim edilip edilmediğinin davalı tarafça ispata muhtaç olduğu belirtilmişse de, … Denetim Daire Başkanlığının 01/04/2009 K-1-2-1-1 sayılı rapor ve ekleri ile sunulan CD’nin ekindeki ticari defterlerin mali müşavir bilirkişiler tarafından yapılan incelemesinde raporun 5.sayfasının B-2 bendinde 2005 yılına ait faturaların ekinde sevk irsaliyelerinin yer aldığı ve davacı şirket personeli tarafından sevk irsaliyelerinin imzalanarak teslim edildiğinin belirtildiği, dolayısıyla davalı tarafından 2005 yılında davacı şirkete kesilen faturaların sevk irsaliyelerinin de bulunduğu, faturaların ve sevk irsaliyelerinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla 2005 yılında kesilen faturalara ilişkin malların davacı şirkete teslim edildiğinin bizzat davacı şirket kayıtları ile birlikte sabit olduğu, her ne kadar 2004 yılına ait malların yapılan incelemede irsaliyelerinin bulunup bulunmadığı hususu tespit edilememişse de, gerek 2004 yılından denetimin yapıldığı 17/04/2006 tarihine kadar geçen 2 yıldan fazla süreç içerisinde söz konusu malların davacı firma tarafından satmış olduğu telefonlarla yada yılbaşı, bayram gibi özel günlerde müşterilerine dağıtmış olduğu promosyonlarla dağıtılmış olabileceği, mal teslim edildikten sonra yaklaşık 2 yıl sonra yapılan tespitlerde söz konusu malların depodan çıkmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, gerek 2005 yılındaki malların sevk irsaliyelerinin bulunması, gerekse 2004 yılına ait faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı oluşu, düzenli olarak ödemelerin yapılmış oluşu, ayrıca davalı tarafça örnekseme olarak sunulan 27 adet internet sitesinden satışı yapılan telefonlarla davalı tarafından davacıya satışı yapılan masa saati ve anahtarlıkların hediye olarak verildiğinin bir göstergesi oluşu, her ne kadar bilirkişiler tarafından diğer kalan malların davacıya teslim edildiğine ilişkin ispat külfeti davalıya düştüğü iddia edilmişse de, bizzat … tarafından yapılan denetimde 2005 yılındaki faturalara sevk irsaliyelerinin eklenmiş oluşu ve bu irsaliyelerde davacı şirket çalışanları tarafından malların teslim alındığının göstergesi oluşu, dolayısıyla artık ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davacı tarafın söz konusu malların teslim edilmediğini ispatlama yükümlülüğünün doğduğu, davacı şirket tarafından üçüncü şahıslara yapılan tüm satışların yada davalı tarafından teslim edildiği ileri sürülen anahtarlık ve masa saatlerinin davacı uhdesine geçtikten sonra ne şekilde sarf edildiği yada kimlere hediye olarak verildiğini ispatlamasının davalıdan beklenemeyeceği, her nekadar kesinleşmeyen İstanbul 6.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından davalının dolandırıcılık suçundan cezalandırılması kararı verilmişse de, söz konusu ceza mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlamayacağı gibi, ağır ceza mahkemesinde gerekçe olarak gösterilen ve davalının davacı şirkette çalışan kardeşi … davalıya davacı şirket tarafından ödeme yapıldıktan sonra “Güle güle harca kardeş” şeklinde ödeme yapıldığı gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulmuşsa da, söz konusu “Güle güle harca kardeş” şeklindeki açıklamanın gerçek bir satış sonrası da aynı şekilde yapılabileceği, dolayısıyla davacı tarafın bizihati defter kayıtlarına göre davalı tarafından kesilen faturaların ve bir kısım sevk irsaliyelerinin ticari defterlerinde kayıtlı oluşu, bu bağlamda sahibi aleyhine delil teşkil ettikleri, davacı şirketin söz konusu kayıtların aksini kanıtlayacak hukuk yargılamasına uygun ve belge ile bu kayıtların doğru olmadığını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı temlik alan davacı … vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle yargılama neticesinde ; davalı firmanın davacı şirket tarafından finanse edildiğini, davacıya mal teslimi hususunun kanıtlanamadığını, her iki şirketin ortak ve yetkililerinin kardeş olduğunu, davacı şirketin davalı şirketi usulsüz işlemlerle finansa edip para aktardığını , bu hususun ceza yargılamasındaki mahkumiyet kararı ile de ortaya çıktığını,buna rağmen ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; davacı şirket kayıtlarının davalı yan ile işbirlikli işlemler nedeni ile gerçeği yansıtmadığının ve kayıtlarda işli faturaların gerçeği yansıtmadığının tespiti talepli olup, borçlu bulunmadıkları yönünde tespit talepli bir davadır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Gerek mahkemece alınan rapor ve ek raporda ve gerekse İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan incelemede ; davacı şirkete teslim edilmiş görünen alarmlı saat, anahtarlık vb. Ürünlerin teslimatının belgeye dayanmadığı , teslimin davalı firmaca kanıtlanmadığı belirtilmektedir. Ancak davacı şirket ise bu faturaları ticari defterlerine kaydetmiş ve teslimi bu şekilde kabul etmiş görünmektedir.Davacı yan iddiası taraf muvazaası hukuki sebebidir. Kural olarak taraf muvazaası için yazılı delil koşulu bulunmaktadır. Ancak ceza yargılamasında şirket yöneticisinin nitelikli dolandırıcılıktan ve davaya konu maddi vakıalarla ilgili olarak mahkumiyeti bulunduğu da görülmektedir. Artık bu durumda ceza yargılamasında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesi durumunda yazılı delil aranmasına gerek olmayacaktır. Mahkemece henüz kesinleşmediği anlaşılan bu mahkumiyet kararının kesinleşmesi beklenmeden davanın reddine karar verilmesi bu nedenle uygun bulunmamış ve temlik alan davacının istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne ; ceza davasının sonucunun beklenmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-a maddesi gereğince KABULÜNE; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ;Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı … harçtan muaf olmakla alınması gereken 54,40 TL harcın davalı yandan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderleri olan iki debligat gideri 22,00 TL, posta gideri 85,00 TL ki toplam 107,00 TL nin davalı yandan tahsili ile temlik alan davacıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere ; 25/06/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.