Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4536 E. 2018/2508 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4536 Esas
KARAR NO : 2018/2508
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2017
NUMARASI : 2015/479 2017/259
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …Bankası A.Ş ile dava dışı…Sanayi A.Ş arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini davalıların müşterek ve müteselsil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin ikametgahı Bandırma mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkillerinin tacir olmadığını, borcu da kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalıların hem mahkemenin hem de icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerektiği, bu durumun dava şartı niteliğinde olduğu, davalıların genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzaları bulunmakta ise de tacir sıftaları bulunmadığından HMK’nun 17.maddesi uyarınca sözleşmedeki yetki kuralının davalı kefilleri bağlamayacağı, buna göre genel yetki uyarınca davalıların ikametgahı Bandırma mahkemelerinin yetkili olduğu ve dava konusu takibin de yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı …Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı olan …Yönetim A.Ş’nin birleşme hükümlerine göre birleştiği, buna göre UYAP kaydında davacı olarak… Yönetim A.Ş’nin gösterilmesi gerektiğini belirtmiş, davalıların tacir olduğunu, yetki itirazlarının reddi gerektiğini, davalı …’un asıl borçlu şirketin yönetim kurulu başkanı, …’un ise başkan yardımcısı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 23.maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, kaldı ki yetki sözleşmesi yapılmasa bile 6098 Sayılı TBK’nun 89.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca belirlenmediği durumlarda para alacağına ilişkin davalarda alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu, buna göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir.
Davaya konu İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı ve asıl borçlular aleyhine 7.790.849,00 TL alacağın tahsili için 22/07/2013 tarihinde genel kredi sözleşmelerine ve kat ihtarına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına yönelik itirazda bulundukları görülmüştür.
Sözleşmenin 23.maddesinde; İstanbul mahkemeleri ile İcra Müdürlüklerinin yetkili oldukları yolunda düzenleme bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamışlardır. Takibe dayanak 22/02/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 23.maddesinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan, HMK’nun 17.maddesi uyarınca sözleşmedeki bu yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 Sayılı TTK’nun 7.maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefilleri olan davalıları da bağlar. Bu durumda mahkemece işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …Ş vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2017 tarih, 2015/479 esas, 2017/259 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 38,80 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 124,50 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/11/2018