Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4535 E. 2020/1068 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4535 Esas
KARAR NO: 2020/1068
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2017
NUMARASI: 2015/1251 E. – 2017/416 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka vekili Av. … tarafından İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyasında müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi yapıldığını, icra dosyasında müvekkiline örnek 10 ödeme emri tebliğe çıkarıldığı ve yasal 5 günlük sürede İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/211 E. Sayılı dava dosyasında imza itirazında bulunulmuş ve mahkemede ihtiyati tedbir taleplerini kabul görmeden yargılama yapılmış ve yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek imza itirazlarının kabul gördüğünü, takibin devamı sırasında davalı banka vekili tarafından müvekkili adına kayıtlı gayrimenkul kayıtlarına ve araçlarına haciz konulduğunu, müvekkili tarafından adına kayıtıl bulunan araçlar satılmış ve ancak kayıtlarındaki haciz nedeniyle satın alan kişilere satış yapılamadığını, müvekkili tarafından bu haciz işlemeleri sonrasında dosya borcu ödemek zorunda bırakıldığını, icra dosya kapak hesabı yapılarak 24.12.2014 tarihinde dosya burcu taraflarınca ödendiğini, bu nedenlerle icra takibi dosyasında icra baskısı ile ödenmek zorunda kalınan 6.000-TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davasının şartları oluşmadığını, davacı şirketin borcun bulunduğunu, tedbir taleplerinin reddedildiği iddiası doğru olmadığın, tedbir talebinde dahi bulunulmadığını, davacıların amacının ciranta ve keşidecileri yanılttığını, davacı tamamen kötü niyetli olarak yanıltmak amacıyla ödeme yapmış ancak davaya devam etmiş savunma hakları kısıtlandığını, davayı hak düşürücü süre olan 1 senelik sürenin son günü açmaları da kötü niyetlerini gösterdiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep emiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacı hakkında davalı tarafça takibe konan İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasındaki … Şubesine ait 28.02.2013 keşide tarihli, 3.750-TL bedelli, … seri nolu çekteki davacıya ait imzanın yapılan inceleme sonucunda davacıya ait olmadığı İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/211 E. 2015/210 K. Sayılı dosyasında tespit olunmakla ve bu definin herkese karşı ileri sürüleceği kabul edilerek, davacı tarafından icra dosyasına ödenen paranın borcu olmayan bir parayı ödediği ve davacı tarafça süresinde istirdat davası açılmış olduğu anlaşılmakla, ödenen paranın davacının talebi ile bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin olmak üzere, davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Davacının imza itirazı davasını takip etmediğini ve rızai olarak ödeme yaptığını, Ödeme nedeniyle takibin son bulması nedeniyle de diğer takip borçluları hakkında yapılan işlemlerin engellendiğini, cevap dilekçesinde diğer takip borçlularının da davaya dahil edilmesi talep edilmiş ise de Yerel Mahkemenin talebime ilişkin herhangi bir hüküm oluşturmadığını, İmza itirazı davasında eksik ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda imza itirazının kabulüne verildiğini ve Yerel Mahkemenin de hatalı kararı esas alarak davanın reddine karar verdiğini, İmzalar şirket yetkililerine ait olmasa dahi çek vekaletname ile yetkilendirilen kişilerce imzalanmış olmasının mümkün olduğu, çek keşidecisi ve diğer cirantalarla yapılan görüşmelerde çeki imzalayan kişinin davacı şirket yetkilisi …’ın oğlu … olduğunun tespit edildiği belirtildiğini, mahkemenin bu konuda eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, çekteki ciro imzasının sahte olduğu iddiasına dayalı olarak İİK’nın 72/7.maddesince açılan istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece icra mahkemesinde alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. İİK’nın 72. maddeye dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davalarda mahkemece imza incelemesi yaptırılması genel kuraldır. İcra hukuk mahkemesi kararları genel mahkemeler yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden icra mahkemesindeki bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2016/13568 Esas, 2017/7739 Karar sayılı, 05.12.2017 tarihli ilamı) Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kabule göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2017 gün ve 2015/1251 Esas, 2017/416 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 109,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.