Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4525 E. 2020/1021 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4525 Esas
KARAR NO: 2020/1021 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2017
NUMARASI: 2014/356 E., 2017/626 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; bayilerinin faaliyet gösterdiği istasyonların bulunduğu taşınmazlara ilişkin olarak uzun süreli intifa veya kira anlaşması tesis edildiği, bu intifa veya kira anlaşmasının süresi ile doğru orantılı olorok da bayilerine istosyon geliştirme desteği (inkişaf bedeli), peşin satış destek primi(PSDP), ayni/ nakdi kredi, ariyet emtia ve ekipman verdiği gibi bazı istasyonlara da direkt yatırım yaptığı;…müvekkili şirketin bayilerine yaptığı ödeme ve yatırımların tutarının, taraftar arasında kurulan ticari ilişkinin süresi ile doğru orantılı olduğu; müvekkili şirket bayisine yapacağı (her ne isim altında olarsa olsun) ödemenin tatarının veya vereceği ariyetin miktarını ya da yapacağı yatırımın değerini hesaplarken; bayi tarafından işletilen akaryakıt istasyonunun, ne kadar süre ile bayi olarak faaliyet göstereceğini dikkate aldığı ve bu süre boyunca o istasyonda yapılacak satışlardan elde edeceği muhtemel kazanç ile orantılı bir rakam tespit ettiği; Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarih, 09.09.1187 -56 ve 09.09.1187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 12.03.2009 ‘da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından, 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna açıklandığı; …sözü edilen kararlar ve duyuruya göre; akaryakıt sektöründe, bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olorak yapılan intifa, kira, ekipman ve benzeri etkiye sahip sözleşmelerden; 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olup da tarih itibariyle bakiye süreleri beş yılı aşanların , 18.09.2010 tarihine kadar, tebliğ’de yer alan muafiyetten yararlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı ile dikey anlaşmaların belirtilen tarihlerden sonra grup muafiyeti dışında kalarak, 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkında Kanun’un 4. maddesine aykırı hale geleceği hususlarının belirlendiği, … Müvekkili şirket ile davalı arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşma, Rekabet Kurumu ’nun tebliğ ve kararları doğrultusunda, öngörülen zamandan önce, 18.09.2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığı; bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve hu kazanımların semerelerini ferileriyle birlikte müvekkili şirkete iade etme yükümlülüğünün olduğu; …Davalıların faaliyet gösterdiği akaryakıt istasyonunda; müvekkili şirketin bayii iken aradaki sözleşmeler ve bunlara bağlı protokoller gereğince, aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak; istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların inşaat giderlerinin müvekkili şirketçe karşılandığı; davalı …‘in, davalı şirketin müvekkili … ‘a 200.000,00 TL sına kadar olan borçlarını müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak üstlendiği; ….hususlarını beyanla … davalıların, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye-kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 149.089,08 TL’nin KDV’si ile birlikte iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkili şirkete ödenmesine; ayrıca söz konusu bedelin (ana paranın) dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) karşılığı olarak da 93.112,70 TL’nin KDV’si ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; … taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesisi edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 3.308,36 TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkili şirkete ödenmesine; fazlaya ve hataya ilişkin haklarının saklı tutulmasına … karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalılardan … ile … Akaryakıt Ltd. Sti vekili beyan dilekçesinde; “davalı … ‘in iş bu davada taraf sıfatı olmadığı; kendi adına hiçbir işlem yapmadığı; yapılan işlemlerin diğer davalı olan ve … ‘in temsile yetkili olduğu … şirketi adına yapıldığı, bu nedenle şahsi ve hukuki sorumluluğu bulunmayan iş bu müvekkili açısından davanın bidayette reddine karar verilmesi gerektiği, davacı şirketin talep ettiği 149.089,08 TL ‘nin para akaryakıt satışı için verilmiş olan destek primi olduğu; herhangi bir mal veya ürün karşılığı olmadığı; işbu meblağın hibe olmadığı; iş bu meblağın satış primi olduğunun ispatının ekte bir sureti sunulan fatura olduğu; faturada da açıkça yazıldığı üzere meblağın bir destek primi olduğu; karşılıksız bir yardım olduğu, mahkemece bir an için davacının 149.089,08 TL meblağın iadesini düşünülürse, o takdirde 149.089,08 TL ‘den davacının yararlandığı süreyi hesap edip o süre karşılığını iade edilecek paradan düşürmesi, tenzil etmesi gerektiği, davacı şirketin alacak talebinde bulunduğu 93.122,70 TL’nin tamamen haksız bir talep olduğu; talep edilen bu meblağın gerçekte iade edilmeyecek olan 149.089,08 TL’nin güya getirisi olduğu, bunu kesinlikle kabul etmedikleri, 149.089,08 TL iade edilmeyeceğine göre 93.122, 70 TL kazanç kaybı talebinin de mesnetsiz kaldığı, davacı yan haklı olsa bile o kadar kazanç kaybının olmadığı; davacının bu rakamı nasıl bulduğuna ilişkin hesaplama yöntemini açıklaması gerektiği, davacının 3.308,36 TL ‘lik zemin betonu vs talebi kendisinin reklamı için konulan panonun betonu olduğu, bunun değerinin olsa olsa birkaç yüz lira olduğu; davacının çok afaki taiepte bulunduğu; davacının avans faizi vs hiçbir talebini kabul etmedikleri hususlarını beyanla; her iki davalı için de davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalılardan … vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkili açısından davanın haksız olduğu; zira davalı müvekkili ile anlaşma yapmadığı; sadece … Petrol’ün kiracısı sıfatının bulunduğu; davalı müvekkilinin, İçeriği kendisine gösterilmeden bazı vesikaları imzalamak zorunda kaldığı, kaldı ki talep edilen 149.089,08 TL ‘nin destek primi olduğu; herhangi bir mal veya ürün karşılığı olmadığı, iş bu meblağın hibe olmadığı, mahkeme bir an için davacının 149.089,08 TL meblağın iadesini düşünürse o takdirde 149.089,08 TL ‘den davacının yararlandığı süreyi hesap edip o süre karşılığını İade edilecek paradan düşürmesi, tenzil etmesi gerektiği, davacı şirketin alacak talebinde bulunduğu 93.122, 70 TL ‘nin tamamen haksız bir talep olduğu; talep edilen bu meblağın gerçekte iade edilmeyecek olan 149.089,08 TL’nin güya getirisi olduğu; Davacının 3.308,36 TL lik zemin betonu vs talebi kendisinin rekiamı için konulan panonun betonu olduğu; bunun değerinin olsa otsa birkaç yüz lira olduğu; davacının çok afaki taiepte bulunduğu; davacının avans faizi vs hiçbir talebini kabul etmediklerini, hususlarını beyanla;… davalı … açısından tamamen haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; ” davanın taraflar arasındaki bayilik ve intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı nedeniyle sona ermesinden dolayı bakiye süreye isabet eden sabit yatırım bedelleri, Peşin Satış Destek Primi ile bunun semerelerinin davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, bilirkişi incelemeleri ve toplanan tüm delillere göre davacı tarafından davalıya intifa ve bayilik sözleşmesi kapsamında Peşin Satış Destek Primi ödediği geçersiz kalan süreye ilişkin kullanılmayan süreye isabet eden miktarların davalıdan tahsili gerektiği, davacı aynı zaman da semereleri de talep etmekte ise de intifa hakkının Rekabet Kurumu kararlarıyla 18.9.2010 tarihi itibariyle yasal zorunluluk nedeniyle sona erdiği, davacı taraf her ne kadar bayiye ödeme tarihinden itibaren sona erdiği tarihe kadar elde ettiği semereleri de talep etmekte ise de davalı şirketin bu bedelleri sözleşmenin sona erdiği tarihe kadar haklı bir sebeble elinde bulundurduğu sebebsiz zenginleşme doğmadan iade istenemeyeceği , her ne kadar bayilik sözleşmesi 2009 yılın da sona ermiş ise de davacının taleplerinin 18.9.2010 tarihi itibariyle tüm dikey anlaşmaların geçersiz sayıldığı tarihe göre yaptığı , sebebsiz zenginleşme doğmadan semere talep edilemeyeceği ,dava tarihinden önce temerrüt ihtarı bulunmadığının anlaşıldığı, Sabit Yatırım Bedeli ile ilgili taleple ilgili yapılan değerlendirmede; 1 ve 2. heyet bilirkişi raporlarında, teknik ve sektörel yönden, dava konusu talepte bulunulmayacağının değerlendirildiği; 3. heyet bilirkişi raporunda, davacı vekilinin talep ettiği ve dava konusu istasyona dava dilekçesinde “istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaat/ ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapılann inşaat giderlerinin müvekkili şirketçe karşılandığı ifadesi ile birlikte yine davacı vekilinin daha sonraki 02.05.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ve devamındaki beyanlarında yatırımın “elektrik sistemi kurulumu” olduğu ifadesiyle 18.09.2010 – 27.09.2025 tarihleri arasında sebepsiz zenginleşmeye konu olabilecek yatırım hakkında dosya kapsamında ne “Protokol” kapsamında ne de davacı şirketin yatırım kararı alırken yapmış olduğu yatırım dosyası kapsamında ne de iddia edilen yatırımı ifade eden bir faturanın dosya kapsamında bulunmayışı nedeniyle davacının bu bedeli talep edemeyeceği değerlendirildiğinin görüldüğü, davalı … vekili savunmalarında, davalının sorumluluğunun bulunmadığı savunulmuşsa da; … imzalı taahhütname, davalının diğer davalı şirketin davacı şirkete karşı, aralarındaki sözleşme ve protokollerden doğan borçlardan 200.000,00 TL ‘ye kadar müteselsil borçlu ve kefil sıfatıyla sorumlu olacağını taahhüt ettiğinin görüldüğü, davalı … ile ilgili yapılan değerlendirme de ise; davacı tarafın, her ne kadar sunulan 04.02.2009 tarihli … imzalı devir taahhütnamesi kapsamında bu davalının da davalı şirketin borçlarından sorumlu olacağını ileri sürmüşse de; söz konusu devir taahhütnamesi incelendiğinde, davalı şirketin davacı şirkete karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarını, taahhütlerini ve anlaşmalarını kayıtsız şartsız üstlendiğinin belirtildiği, sorumluluk miktarı belirtilmediği gibi üstlenilen borç taahhütler ile anlaşmalara ilişkin bir belirlilik de bulunmadığından, devir taahhütnamesinin geçerli bir taahhüt içermediğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar … . Oto. Teks. Nak. Gıda Mad. Tic. Ve San. Ltd. Şti. ile … hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile; 171.611,27 TL (KDV Dahil) Peşin Satış Destek Priminin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş olup ; istinaf dilekçelerinde; A-Talep etmiş olmalarına rağmen faizin KDV sine hükmedilmemesi nedeni ile eksik tahsile neden olunduğu B-Davalı … kefil olmayıp garantör ve borcu üstlenen sıfatıyla sorumlu olduğu halde kefalet hükümlerinin uygulanmış olmasının hatalı olduğu C-Sabit yatırım bedeli talebinin taraf kayıtları incelenmeden eksik inceleme ile reddedildiği D-Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacaklarında semerenin tespit edilip davacı lehine semereye hükmedilmediği Gerekçeleri ile kararın kaldırılarak davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; bayilik sözleşmesi ve intifa sözleşmesi kapsamında sabit yatırım bedelinin iadesi, intifa ve destek katkısının iadesi kapsamlı bir alacak davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmış olup; ilk bilirkişi heyeti raporunda sabit yatırım bedelleri ile ilgili olarak talimat raporu da dikkate alınarak sabit yatırımlar olarak zemin betonu, inşaat vb yatırımlar tespit edilmiş, ancak ikinci bilirkişi heyetince sabit yatırıma ilişkin bir belge bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş, raporlar arasındaki bu çelişki giderilmemiş ve ikinci bilirkişi heyetince ticari defterler ve talimat teknik raporu değerlendirilmemiştir. Birbiri ile çelişen iki ayrı rapor bulunması, her iki raporun da benzer ihtisas alanından bilirkişilerce düzenlenmiş olması karşısında ; tamamen teknik bilgi gerektiren sait yatırımlar hakkında mahkemece ikinci rapora hangi teknik nedenle üstünlük tanındığı hususu açıklanmadan hüküm kurulduğu görülmüştür. Bu nedenle sabit yatırımlar ile ilgili alacak kalemi yönünden eksik inceleme yapıldığı, ikinci heyetin ticari kayıtları incelemediği ve taraf delillerinin eksik incelendiği görülmektedir.Birbiri ile çelişen ve iki ayrı rapor bulunmakla bu çelişki bilirkişi incelemesi ile giderilmeden yeniden hüküm kurulması imkanı da bulunmamaktadır. Yine mahkemece davalı …’ nin imzaladığı sözleşme taahhüt vb. Belgeler incelenerek garantörlük anlamına gelecek bir taahhüt altına girip girmediği hususunda da inceleme yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; Yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talebi halinde davacı yana iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama giderleri olan, başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 33,00 TL, posta gideri 75,00 TL ki toplam 193,70 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı yana verilmesine 4- İnceleme duruşmasız yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/06/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.