Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4518 E. 2020/952 K. 08.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4518 Esas
KARAR NO: 2020/952
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI: 2015/500 2017/478
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, davalı banka tarafından 08/10/2008 tarihinde bu krediye ilişkin olarak; “masraf, komisyon v.b” kalemler adı altında 10.500,00 TL tahsil edildiğini, sözleşmedeki bu kalemlerin tahsiline ilişkin hükümlerin genel işlem koşullarına aykırı olduğunu belirterek ödenen bu tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, huzurdaki davada 6098 Sayılı TBK’nun genel işlem koşullarının ve 6502 Sayılı Kanun hükümlerinin kanunların geriye yürümezliği ilkesi gereğince uygulanamayacağını, TTK’nun 20. ve 22. maddeleri gereğince tacirlerin yaptıkları iş nedeniyle ücrete hak kazandıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin tarihi itibariyle 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu, genel işlem koşullarının uygulanamayacağı, sözleşme ve geri ödeme planı kapsamında tahsilat yapıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; sözleşmenin tarihi itibariyle TBK’daki genel işlem koşullarının yürürlükte olmamasının davalının yaptığı tahsilatı hukuka uygun hale getirmeyeceğini, 4077 sayılı kanunda 06/03/2003 tarihinde yapılan değişiklikle bu konuda düzenleme yapıldığını, bu konuda Yargıtay 13.HD’nin 2008/4345 E. – 6080 K. Sayılı ve Yargıtay 3.HD’nin 2008/5324 E. – 5974 K. Sayılı ilamları bulunduğu, ayrıca genel işlem koşullarından önceki dönemlerde BK’nın 99/2, 100/3 ve TK’nın 766.maddelerinin bulunduğunu, müvekkilinin tacir olarak hareket ettiği kabul edilse dahi, davalı bankanın haksız yere komisyon almasının hukuka aykırı olduğunu, yine Yargıtay 13.HD’nin 2014/13315 E. – 13503 K. Sayılı ilamı gereğince bu tür komisyon ve masraflarla ilgili hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiğini, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceğini bildirmiştir. Davacı tarafından 08/10/2008 tarihinde davalıya “fon kullandırım komisyon” açıklamasıyla 10.500,00 TL ödendiği görülmüştür. Dosyada taraflar arasında 24/11/2009 tarihinde imzalanmış bulunan GKS’nin 1. ve 19. sayfa fotokopisinin bulunduğu, limitin 3.000.000 USD olduğu, kredi geri ödeme planında komisyon tutarının 31.439,20 olarak gösterildiği görülmüştür. Yargılama sırasında bankacı bilirkişiden alınan 09/12/2016 tarihli raporda; komisyonun tahsil edildiği tarihte genel işlem koşullarının yürürlükte olmadığı, davacının tacir olduğu, taraflar arasındaki eşitsizlikten söz edilemeyeceği, 4077 ve 6502 sayılı kanunların uygulanamayacağı, sözleşmenin ilgili hükümleri ve geri ödeme planında belirtilen komisyonun tahsilinin yerinde olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacının kullandığı kredi nedeniyle davalı tarafça “fon kullandırım komisyonu” açıklamasıyla tahsil edilen tutarın istirdadı istemine ilişkindir. Davaya konu kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden önce akdedilmiş olup 6101 sayılı TBK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesi gereğince genel işlem koşullarının somut olay bakımından uygulama yeri yoktur. Yine 818 sayılı BK’nun 99/2, 100/3 ve TTK’nun 766. maddelerinin somut olay bakımından uygulama yeri bulunmamaktadır. Dosyada mevcut olan ve kredi sözleşmesinin eki niteliğinde bulunan kredi geri ödeme planında 1.66345 oranında komisyon alınacağının belirtildiği ve davacı tarafından imzalandığı görülmüştür. Bu husus davacı açısından bağlayıcıdır. (Bakınız Yargıtay 11.HD 2016/9614 Esas, 2018/2145 Karar sayılı ilamı) Öte yandan davalı tacir olup 6102 sayılı TTK’nun 20. ( 6762 sayılı TTK’nun 22.) maddesi gereğince tacirin ücret isteyebileceği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/06/2020