Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4514 E. 2020/1066 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4514 Esas
KARAR NO: 2020/1066
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2015/517 E. – 2017/414 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların mal alım satımı hususunda anlaştıklarını, davalının bir süre sonra yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve aldığı mallara karşılık bedellerini ödemediğini ve bedelleri ödemeyen faturalara binaen tahsil için başlattıkları icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacı ile yaptıkları herhangi bir yazılı veya sözlü anlaşma bulunmadığını, fatura tarihi itibari ile davacının, davalının kayıtlı işçisi olduğundan bahisle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda malların davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin tespit edilemediği bildirilmiştir. Dava bakımından öncelikle davacının faturaya konu malları teslim ettiğini ispat etmesi gerekmektedir. Ancak alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının mallara ilişkin ayrı bir sevk irsaliyesi sunmadığı, davalının faturalarda imzasının bulunmadığı, bu hali ile de malların teslim edildiğini ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispat olunamayan davanın reddine, her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosya münderecatı dikkatlice incelendiğinde davalı tarafın davasının ispatı için hiçbir delili ibraz etmediğinin görüleceğini, davanın en büyük dayanağı olan delillerinin karşı taraf defter ve kayıtları olduğunu, davalının defter ve kayıtlarını ihtarlara rağmen ibraz etmediğini, HMK 222 maddesinin açık hükmüne ve delil listesinde karşı tarafın kayıt ve defterlerine dayanılmış olmasına rağmen mahkemenin yasa metnini yanlış veya gereği gibi yorumlamadığını,
10.03.2017 tarihli dilekçe ekinde davalı ile müvekkilim davacının çalıştığı serbest muhasebecilerinin aynı olduğunu, her iki tarafın defterlerini bu muhasebecinin tutuğunu, bu muhasebeci tarafından imzalanarak ibraz edilen belgeyi sunduğumuzu beyan etmiş ve bu belgeye de itibar edilerek davamızın kabulü talep edilmiş ise de; davanın reddedildiğini, davalının müvekkilinin daha önceleri yanında çalışan işçisi olduğu hususu doğru olduğunu, ancak müvekkilinin yanında çalışan davalıya işi bırakacağını bildirerek işyerini olduğu gibi devrettiğini, yani fatura konusunun bir yerden bir yere sevki söz konusu olmadığını, ayrıca bir sevk irsaliyesi düzenlenmeyen faturanın davalının kötüniyetli olacağı da düşünülmeden gayri ihtiyari müvekkili tarafından davalıya imzalatılmadığını, mahkemenin SGK ve Vergi dairesi açılışları getirtilip incelemesi halinde bu detayın daha net ve açık olarak ortaya çıkacağını, ancak eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, fatura bedellerinin tahsili talebi ile başlatılan takip yönünden İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı delil listesinde davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmış ve Vergi kayıtlarının celbini açıkça talep etmiş olmakla Vergi Dairesi’nden BA/BS kayıtlarının celbi ile davacının delillerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte davacı yan, davalının SMM’sinden temin ettiğini iddia ettiği işletme defteri dökümü örneğini sunmuş ise de; ilgili evrak usulüne uygun delil niteliğinde olmadığından davacı vekilinin bu husustaki itirazı ise yerinde değildir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2015/517 Esas, 2017/414 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 110,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.