Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4500 E. 2020/1007 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4500 Esas
KARAR NO: 2020/1007 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2017
NUMARASI: 2015/208 E. – 2017/52 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …, 132 Kanun’la kurulmuş bir kamu kurumu olduğunu, Davalıların TS EN 193 Standardı kapsamındaki ürünlerin pazarlanmasını yaparak tescilli ‘…’’ markası üzerindeki kurum haklarına tecavüzde bulunduklarını, ayrıca davalıların bu davranışı haksız rekabet teşkil ettiğinden yapılan haksız saldırıların tespiti, men’i, ref’i, tecavüz teşkil eden ürünlere, ticari evraklara el konulması, imhasını, 5.880,00-TL+KDV Maddi Tazminata kuruma ulaştırılan haksız kullanımın öğrenildiği 30.12.2014 tarihli Hukuk Müşavirliği dilekçesinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle ve 8.820,00-TL+KDV’ Manevi tazminata kuruma ulaştırılan haksız kullanımın öğrenildiği 30.12.2014 tarihli Hukuk Müşavirliği dilekçesinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. Davalılar davaya cevap vermemişler, davalılardan … HMK 186. madde gereğnice sözlü yargılama oturumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zaten ceza davasından dolayı hakkında hüküm verildiğini ve mağdur olduğunu bildirmiştir. İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.02.2017 tarihli 2015/208 E. – 2017/52 K.sayılı kararıyla; ” davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle 5880- TL maddi tazminatın 30.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.000-TL manevi tazminatın 30.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; maddi tazminat taleplerinde KDV yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığını hüküm kurulmadığını, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 1.FSCM’nin 2015/222 Esas – 2016/426 Karar sayılı dosyasında; Şüpheli …’ın savunmasında: “Kardeşler ismiyle faaliyet gösteren işyerinin kendisine ait olduğunu, bahse konu ürünleri …’dan satın aldığını, TSE belgesi yoktur diye sattığını, kendisinin de satarken TSE belgesi olmadan sattığını, suçlamaları uzlaşmayı kabul etmediğini” beyan ettiği, Şüpheli …’ın alınan savunmasında “su armatürleri imalatı yaptığını, TSE belgeli su armatürleri üretimi yaptığını, TSE belgeli ürün ürettiğine dair belgeleri mevcut olduğunu, 2011 yılında iş yerini kapattığını, o dönemden kalma ürünleri 2014 yılının başından itibaren peyder pey elden çıkardığını, bu ürünleri satarken TSE belgeli olarak satmadığını, suçlamaları ve uzlaşmayı kabul etmediğini” beyan ettiği, mahkemenin sanıkların müştekiye karşı marka hakkına tecavüz suçunu işledikleri iddiasıyla KHK 61/A, TCK 53, madde gereğince her iki şüphelinin cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve şüphelilerin yargılama sonucunda suçları sabit görüldüğünden ayrı ayrı 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5833 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değiştirilen 61/A maddesinin 1.fıkrası uyarınca ; ayrı ayrı on ay hapis ve 80(seksen) tl adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, CMK.nun 231/5. maddesi gereğince sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,” karar verildiği ve ilamın 3.10.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi, maddi ve manevi tazminat talepli davada; ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, davacı vekili reddedilen maddi tazminat talebinin KDV’si ve reddedilen 5.820 TL manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, maddi tazminat miktarı davacı Kurum’un ücretlendirme yönergesine göre, 5.880 TL+105,84 TL KDV=5.985,84 TL olarak hesaplanmış, ilk derece mahkemesince 5.880 TL tazminata hükmedilmiştir. İstinaf başvurusu yapılan 105,84 TL KDV tutarı, hüküm tarihi olan 21/02/2017 tarihi itibarıyla, 3.110 TL kesinlik sınırının altında kaldığından maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK 352 ve HMK 342/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, Marka Ücretlendirme Yönergesine göre manevi tazminat talep etmişse de, davacı Kurum’un yönergesinin mahkeme yönünden bağlayıcı olmadığı, ihlalin niteliği, hükmedilen maddi tazminat miktarı ve dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince hükmedilen 3.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu kanaatiyle, manevi tazminata yönelik davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.