Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4499 E. 2020/976 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4499 Esas
KARAR NO: 2020/976 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2016
NUMARASI: 2014/424 E., 2016/771 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
GD. HMK’nun 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. Davacı vekili, müvekkilinin meşru hamili bulunduğu 16.11.2013 tarihli 20.000 TL bedelli çekin 8.3.2013 günü müvekkilinin iş yerinden çalındığını, konuyla ilgili ceza soruşturmasının devam ettiğini, çekteki ilk ciranta olan müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkili yetkilisine ait olmadığını ve kaşenin de sahte olduğunu belirterek çeke dayalı olarak davalı tarafından yapılan takibin iptaline, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çekin iadesi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çekin meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, müvekkilinin 6361 sayılı kanun hükümlerine uygun şekilde faktoring işlemi yaparak çeke hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre çekteki imzanın davalı şirket yetkilisi …’ün eli ürünü olmadığı, dolayısıyla davacının çek nedeni ile borcunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı yönünden icra takibinin iptaline, çeki iadesi isteminin reddine, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Dairemizin 2017/351 Esas, 2017/1819 karar sayılı ve 26/05/2017 tarihli kararıyla taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının mahkemesine gönderilmesinden sonra davalı vekilinin 29/06/2017 tarihli, davacı vekilinin ise 07/07/2017 tarihli dilekçeleriyle kesinleşme şerhi verilmesini istemişlerdir. Davacı vekili, ayrıca 10/07/2017 tarihli dilekçesiyle davanın lehlerine sonuçlandığını, ancak hükmün 9.fıkrasında hükmedilen 2.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, şeklinde düzeltilmesini istemiş, davalı vekili ise davacı tarafın bu hususu istinaf sebebi yapmadığı ve istinaf talebinin reddiyle kararın kesinleştiğini, HMK 305/2 maddesi gereğince bu hususun tavzih edilemeyeceğini bildirmiştir. Mahkemece 18/07/2017 tarihli tashih şerhiyle kararda açık yazım yanlışı bulunduğu gerekçesiyle 9.bendin “davacı kendisini vekille temsil ettiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine” şeklinde tashihine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; hakimin tavzih veya tashih yoluyla hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip hükme ekleyemeyeceğini, gerekçeli kararda çekin istirdadı talebinin reddi nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, menfi tespit talebinin kabulü nedeniyle davacı lehine vekalet ücreti takdiri hususunun unutulduğunu, davacının da bu hususu istinaf sebebi yapmadığını, kararın bu şekliyle kesinleştiğini, istinaf aşamasından geçerek kesinleşen bir ilamla ilgili olarak HMK’nun 305/2 maddesi gereğince tavzih yapılamayacağını, Yargıtay’ın bu konuda birçok kararı bulunduğunu, HMK’nın 304.maddesinde nelerin düzeltilemeyeceğinin belirtildiğini, tashih kararıyla menfi tespit isteminin kabulü nedeniyle davacı lehine vekalet ücreti ihdas edildiğini, kaldı ki HMK’nun 304.maddesi gereğince hüküm tebliğ edilmişse hakimin tarafları dinlemeden hatayı düzeltemeyeceğini bildirerek tashih şerhinin ortadan kaldırılmasını istemiştir. İlk derece mahkemesinin kararının hüküm fıkrasının 9.bendinde “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.400 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine” şeklinde karar verildiği, davacı yararına vekalet ücreti konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür.
GEREKÇE: Davalı vekilinin istinaf talebi aleyhe hükmedilen 2.400,00 TL vekalet ücretine ilişkindir. Karar tarihi olan 2017 yılı için HMK’nın 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 3.110,00 TL’dir. Dolayısıyla kesin olan bu miktara yönelik davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 341/2 ve 346.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Peşin harcın talebi halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile kesin olarak karar verildi.10/06/2020